Her şey biz yaşarken oldu.
7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze, oluk oluk kanıyor. Yüz binlerce insan, İsrail soykırımının mağduru oldu. Okullar, ekmek fırınları, hastaneler, kiliseler, camiler, insanların barındığı çadırlara kadar her yer bombalandı, Gazze İsrail tarafından delik deşik edildi, halen ne bombardıman ne de açlıktan ölen bebeklerin sonu gelmiyor...
Bu arada İsrail'in bu pervasız vahşeti, insanlık cephesini ayağa kaldırdı. Eskilerde söylenegelen "Filistin'in yalnızlığı" terimi, "Filistin yalnız değil" ile yer değiştirdi. Ve aksine İsrail şu anda tüm dünyanın iğrenerek sırt döndüğü bir yalnızlığı yaşıyor. 1948'den bu yana dünya toplumları ilk kez; İsrail ve sergilediği soykırımdan bu boyutta nefret ediyor. İnsanlık Gazze konusunda bir ve beraber, İsrail ise tek başına...
İsmini Arapçadaki kararlılıkla direnme manasında olan bir kelimeden aldı "Sumud Filosu." İrili ufaklı teknelere atlayan aktivistler, Gazze'ye doğru yola çıktılar. Koskoca bir Akdeniz'i geçmek zorundalar, kolay değil. Ayrıca İsrail, normalde 12 mil olması gereken karasu hattını, fiili olarak 120 mil civarına çıkartmış durumda. Yani ben bu yazıyı kaleme alırken, belki de Sumud Filosu'na saldırmak üzeredir İsrail, Allah onları İsrail'in şerrinden korusun...
Her şey biz yaşarken oldu.
İtalya ve İspanya yetkilileri, Sumud Filosu'nu Akdeniz'de güvenle yol almaları için koruyup kollayacaklarını söylediler. Akdeniz'de Sumud Filosu'na muavenet eden Türkiye Cumhuriyeti'ne ait iki Fırkateyn de gözcülüğün yanı sıra, ilaç, su, yiyecek desteği sağlıyor. Hastalananların nakline, teknelerin arızalanan mekanik aksamı hakkında çözüm bulmaya kadar her türlü insani desteği veriyor bu iki güzel gemi... Güzel gemi derken, her ikisi de kallavi savaş gemilerinden...
Bu haberi duyunca içimiz gururla doldu, bin şükürlerle sevindik. Peki bu desteğin sınırları var mı? Yani iki Fırkateyn hangi noktaya kadar Filoya muavenet edecek? Bunların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Ama İsrail basınının Sumud Filosu'nun bir insani yardım hareketi olarak değil de bir savaş sebebi olarak Gazze'ye doğru yaklaşmakta olduğunu defaatle dile getirdiğini takip ediyoruz. İsrail basını, hükümetlerini savaşa dair kışkırtıyor, Netanyahu Hükümeti ise zaten şeytani her suçun altında imzası olan tecrübeli, azılı katillerden oluşuyor...
Bu arada Mr. Trump hala Gazze'de barış için, HAMAS'ın kendisini tasfiye etmesinden söz açıyor. Gazze'de Gazzeliler, İsrail tarafından hunharca katledilirken, ABD, ateşkes için İsrail'e değil de Hamas'ı hedef göstererek konuşuyor.
Tam bir insanlık trajedisi bu!
Peki HAMAS kim? İsrail, uluslararası barış aktivisti Greta Thunberg'in bile Hamas'la bağlantılı olduğunu söylüyor. İsrail'in soykırımına dur diyen herkesi Hamas üyesi olmakla mı suçlayacaklar bundan sonra? Dertleri nedir? Tamam Hamas ben kendimi feshettim desin; İsrail kafasına esen Filistinliyi eski Hamas üyesi olarak tutuklamayacak mı nasılsa? Yahu Greta'yı ele geçirse, onu bile Hamas üyesi olarak cezalandırmaya kalkan bir İsrail ve onun koruyucusu ABD var ortada...
Geçen yazımda da değindim, Filistin'i devlet olarak resmen tanıyıp, Filistinliyi ve onun hakikatini tanımamaktır bu...