Okullar kapanıp yaz tatili için dağılma zamanı geldiğinde, büyük sınıflar, bizlere fikir kitaplarının yanı sıra, Hz. Peygamberimizin (sav) hayatını ve özellikle hadisleri okumamızı salık verirlerdi. Çünkü hadisler, aynı zamanda İslam'ın hayata tatbikatı anlamındaydı ve bizler Kuran'ın yeryüzündeki geometrisini, ancak Sevgili Peygamberimizin (sav) hayatı yaşama şekliyle yansıtabiliyorduk ruhumuzda...
Siyer, yani Hz. Peygamberimizin (s) hayat yolculuğu, hikmetlerle doludur, çünkü İslam'ın ünsiyeti, yani insanlarla karşılaşması, İslam'ın insan zihni ve gönlüyle buluşması, ancak insanın kendi benzeri aracılığıyla gerçekleşebileceğinden, Hz. Peygamberimizin varlığı bizzat şükür sebebimizdir. Çünkü o, bir axis mundi gibi göklerden geleni yeryüzüne yaymıştır, gökle yer arasında bir buluşma imkanıdır.
Hz. Peygamberimizin hayatıyla ilgili okuyabileceğiniz en güzel eserlerin başında, İmam Tırmizi'nin Şemail'i gelir. Burada O'nun giyim kuşamından, yürüyüş şekline, oturup kalkmasına, tebessümüne, kızmasına, hüznüne, sevincine, sevdiklerine ve asla sevmediklerine muttali olursunuz. İnsanlarla nasıl konuştuğuna, komşularıyla ve aile bireyleriyle nasıl ilgilendiğine, ağaçlara, hayvanlara bakış açısını tek tek hem de çok latif bir anlatım tarzıyla okuyabilirsiniz...
İmam Tırmizi'nin bu eseri bir yaz yağmuruna benzer. Kalbinizin en daralmış, ruhunuzun en bunalmış zamanlarınızda, bereketli bir yaz yağmuru gibi yağar gönlünüze, okudukça okudukça, okudukça... Bendeniz de bu tecrübemi şu yaz günlerinden sizlerle paylaşmak istedim...
Bugün bir diğer hadis mecmuası olarak tarif edebileceğimiz Müsned-i Aişe'den de söz etmek isterim, madem yaz günlerinin yüksek ateşli günlerinden geçiyoruz, bir güzel gölgelik, bir güzel esinti gibi geliverir bu hadisler, dostça paylaşayım istedim bu tecrübeyi...
Hz. Aişe, Peygamber Efendimizin (sav) çok sevdiği bir eşi olmasının yanı sıra, yüksek ezberleme kabiliyeti ve hafızası sayesinde, iki binin üzerinden hadisleri bizlere naklederek – direkt Hz. Peygamber'den rivayet- günlük yaşantımızı, özellikle aile ve toplum ilişkilerimizde sünnet ekseninde bir dünya hayatının nasıl olması gerektiğini nakleder...
Müsned-i Aişe'den bazı alıntılar yapacak olursak... İman başlığında rivayet ettiği şu hadis ne kadar düşündürücüdür: "Kalp vücudumuzdaki uzuvların hükümdarı gibidir. Hükümdar iyi olursa, emrindekiler de iyi olur. O, bozuk olursa, diğerleri de bozulur'...
"Bazı kişiler, Resullah'a (sav) gelip, kalplerinde duydukları vesveseden şikayet ettiler; "Ya Resulullah kalbimizde öyle şeyler hissediyoruz ki bizden birinin gökyüzünden yere düşüp parçalanması, onu anlatmasından daha iyidir' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamberimiz (sav):
"İşte bu duyduğunuz hassasiyetler, kalbinizdeki katıksız imandandır' dedi.
Bir başka rivayet; "Dünya mü'min için sürekli bulanıktır, durulmaz. Nasıl durulabilir ki; dünya mü'minin zindanı gibidir ve dünya imtihan yeridir...'
Bir başka hadis: "Doğru yolda olun, orta yolu tutun. Alacağınız bol mükâfatla sevinin. Biliniz ki, sizden biriniz kendi ameliyle cennete giremeyecektir. Ben de giremem, ancak Allah beni bağışlarsa ve rahmetiyle kuşatırsa o hariç...'
Siyer ve Hadisleri okumak, Peygamber Efendimizin güzel ahlakına dair tasvirleri yeniden hatırlamak, kalplerimize güzel ilhamlar verir. Güzele, iyiliğe dair. Hz. Peygamberimiz, kalplerin ilkbaharı gibidir...
Siyer ve hadisleri okumak, hatırlamak, yad etmek, yağmur duasına benzer, yaz sıcağıyla kavrulmuş gönüllere serinlik ve metanet bağışlar...