Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bundan iki hafta önce verdiği Kommersant gazetesine verdiği röportajda...
Rusya-ABD ilişkilerinin bulunduğu derin çukurdan çıkmasını istemeyen Amerikan elitlerinden bahsediyordu.
Üstelik bu elitlerin içinde bir kısım Cumhuriyetçiler de vardı.
Lavrov mealen şöyle diyordu:
"Rusya-ABD ilişkilerinin bulunduğu derin çukurdan çıkarmak elbette zorlu bir mücadele gerektiriyor. Bu, özellikle Başkan Donald Trump ve ekibinin gösterdiği samimi normalleşme isteğine rağmen böyle; çünkü Washington elitlerini -hem Demokratları hem de bazı Cumhuriyetçileri- sarsan şokun ardından bir direnç oluşmaya başladı. Bu çevreler birtakım adımlar hazırlıyorlar, lobileri ve medyayı kullanıyorlar. Bunu gizlemiyorlar da. Başkan Donald Trump'ın Rusya ile ilişkileri onarma çabasını engellemek istiyorlar."
Aslında Rusya Dışişleri Bakanı röportajda Washington ile Brüksel'in Ukrayna'da 2014 Şubat'ında yaptıkları darbeyi hatırlattıktan sonra, o günden itibaren oluşan yeni statükonun tanınmasını da barışın şartı olarak ortaya koyuyordu.
Elbette bu yeni statüko ABD'nin yenilgisinin ifadesinden başka bir şey değildi.
Dolayısıyla "elitlerin" bu yenilgiyi kabul etmeleri beklenemezdi.
Onun için tezahürlerini basında gördüğümüz çatışmalar her geçen gün biraz daha büyüyor.
Öte yandan, hakaretlerin bini bir para...
Söz gelimi, New York Post, Trump adına geçtiğimiz günlerde Putin'le görüşen Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff hakkında "beceriksiz salak" ifadesini kullandı.
Gazete, eski ABD Rusya Büyükelçisi Michael McFaul'un sosyal medyada yaptığı paylaşımı alıntılayarak Witkoff hakkında bir adım daha ileri giderek "Putin'in postacısı" ifadesini kullandı.
Büyükelçinin mesajı üzerine biraz duralım. Çünkü Trump'ın kafa karışıklığını da çok güzel özetlemiş bu mesaj.
Bakın ne diyor McFaul:
"Trump Ukrayna'daki savaşı bitirmek konusunda gerçekten ciddi olsaydı, her iki tarafla da görüşecek tek bir kişi atardı — yani mekik diplomasisi uygulardı — ve tercihen diplomasi konusunda deneyimli birini seçerdi. Witkoff ise Putin'in postacısı gibi davranıyor. Müzakere ettiği bir şey yok."
Gazetenin haberi içinde eleştiri, küçümseme ifadesine dönüşse de büyükelçinin söylediklerinde hakikat payı var.
Gazeteler de New York Post örneğinde olduğu gibi "diplomatik gelenekleri çiğneyerek tek başına görüşmelere giren Witkoff'un söylediklerine göre politikalar geliştiriyor" diyerek yüklendikleri Trump'ı tam bu yüzden tıpkı birinci döneminde olduğu gibi "Rusya işbirlikçisi" ilan ediyorlar.
Bunun en büyük kanıtı da "Ukrayna'nın kırmızı çizgisi olan Kırım konusunda Trump'ın Rusya yanlısı çıkışı" diyorlar.
Amerika'daki beceriksiz salak, postacı tartışmaları, elbette güncelin içindeki tartışmalar. Ama şunu da söyleyeyim, bu kafa karışıklığı ancak ve ancak kaosu derinleştirir.
Kaldı ki, ABD'nin yıllar içinde oluşmuş stratejisini, yani Rusya'yı kuşatma stratejisini, ha deyince değiştirecek ne gücü var ne de o meşhur derin aklı.