Ve sonunda oldu.
İsrail İran'ı vurdu.
Meseleyi düz okursanız İsrail'in Amerika ile el ele verip İran'ı vurduğunu, yaptığı bu saldırıyla onu haritadan silmek istediğini düşünürsünüz.
Oysa bana göre işin aslı bu değil.
Bana göre olaylar hiç de öyle göründüğü gibi yaşanmıyor, hadiseler hiç de öyle tahmin edilen gibi gelişmiyor.
İŞİN ASLI...
Malum Netenyahu denilen teröristbaşı, Gazze'de bataklığa saplandığını anladığı günden bugüne Gazze'yi unutturmak, Gazze'de yaşananları gündemden düşürmek için bölgede bir savaş çıkarmanın derdinde.
Teröristbaşı bu maksatla uzun süredir sinsi planlar kuruyor, savaşı yayabilmek için aylardır debeleniyor.
Sırf bu süreci başlatabilmek için gitti durduk yerde Lübnan'a saldırdı.
Haftalar sonra burada istediğini elde edemeyince döndü Suriye'ye saldırdı.
Buradan da bir iş çıkaramayınca Irak'a saldırdı. Oradan da umduğunu bulamayınca Yemen' yöneldi.
Tabii tüm bu ülkeler içinde bölgede en geçer akçe şüphesiz İran'dı.
İMECE USULÜ
Bu konuda hemen İran rejimi içindeki kripto yapılar devreye alındı ve İran rejimine sızdırılmış bu yapılar Netenyahu'nun değirmenine su taşıyacak adımlar attı.
Ancak tüm bu yapılanlar da Gazze'deki ateşi yaymaya yetmedi.
Derken Amerika'da iktidara Trump geldi.
Trump'la birlikte Amerika'nın İsrail'e karşı uyguladığı politikalar da da ciddi değişiklikler oldu.
Bu değişiklikler sonucu Amerika'dan aradığı desteği bulamayan İsrail giderek yalnızlaştı ve bölgede de izole edilmiş bir terör örgütü haline dönüştü.
EZBER BOZULUYOR...
Netenyahu'nun Washington'da yediği dayak bu işin zirve noktası oldu.
Bu ziyaret sonrası Trump Körfez turuna çıktı ve İsrail'e uğramadan, İsrail'in adını dahi anmadan körfez turunu tamamladı.
Son dönemlerde Amerika'da bir politika değişikliği yaşandı ve değişikliğin dayandığı nokta İsrail'in elindeki bütün oyuncakların tek tek alınmasına yönelikti.
Bunlardan ilki Yemen oldu.
Trump geçtiğimiz günlerde Netenyahu'yu dışlayıp Husilerle saldırmazlık anlaşması imzaladı.
Bu İsrail'in elinden Yemen kartının alınması demekti.
Ne hikmetse bu anlaşmanın imzalandığı gün Husilerin içindeki kripto bir yapı İsrail'e füze attı.
Allah'tan ne Amerika ne de yemen bu tuzağa düşmedi.
Bir diğer ezber Suriye'de bozuldu.
Trump İsrail'e inat Suriye'ye tam destek vererek Türkiye ile birlikte Suriye politikasını tamamen değiştirdi.
SIRADA İRAN...
Trump İsrail'in elindeki en büyük koz olan İran kartını almak için de İran'la temaslara başladı.
Nükleer konusunda İran'a yönelik yaptığı hamlelerle masaya oturmayı, bir noktada uzlaşmayı ve bu konuda oynanan oyunun sonlanmasını hedefledi.
Bu gelişmeler özellikle İran konusunda yaşananlar İsrail için kabustu ve bir şekilde bu durumun engellenmesi gerekirdi.
Trump kararlılıkla yürüdü, Roma ve Umman'da toplam beş diplomatik görüşme gerçekleştirdi.
SÜRECE SABOTE...
Önümüzdeki pazar günü Amerika İran ile tekrar bu konuda masaya oturacakken İsrail bir anda İran'a hava saldırısı düzenledi.
İsrail yaptığı bu saldırılarla adeta İran'ın içinden geçti.
Direkt süreci sabote eden bu saldırı tüm uzlaşma köprülerini yıktı.
Saldırılarda Tahran gibi yerleşim yerleri, Natanz gibi nükleer tesisler vuruldu. Bundan daha da kötüsü Devrim muhafızları Komutanı ile Genelkurmay Başkanı, birçok önemli akademisyen İran'ın göbeğinde suikasta uğradı.
Tüm bunlar İran'ın tarihinde alınmış en büyük darbeydi.
Bu olaylar yaşanırken şu hususu hatırlatmakta fayda var. Bu tür operasyonlar içeriden yardım almadan asla olmaz.
Nasıl Haniyye suikastı İran, İsrail, Amerikan ortak yapımı bir suikasttır dediysem, nasıl Reisi'nin helikopterinin düşürülmesi yine aynı ülkelerin operasyonudur dediysem bu saldırılar, içinde aynı denklemi kuruyorum.
BUNDAN SONRA NELER OLUR?
Bundan sonra olacaklar şunlar...
Trump eğer İsrail'e boyun eğer Netenyahu'yu desteklemeye devam ederse saldırılar sona erer ve oyun eskiye döner.
Eğer Trump boyun eğmez ezber bozan işler yapmaya devam ederse Netenyahu savaşı bölgeye yaymak için her türlü pisliği, deliliği yapar.