İş Hukuku mevzuatında esas olan her işverenin kendi işçileri ile iş görmesidir. Ancak iş mevzuatında istisnai durumlar ve belli şartlarda alt işveren ya da kamuoyunda ifade edildiği gibi taşeron ilişkilerinin de kurulmasına imkan vermektedir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisi istisnai ve oldukça tartışmalı konulardan biridir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2'nci maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlanmaktadır.
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir."
Bu doğrultuda asıl işveren ve alt işveren kavramlarının açıklanması önem arz etmektedir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartlarını, alt işverene ait işyerinin bildirimini, tescilini, alt işverenlik sözleşmesinde bulunması gereken hususları düzenleyen ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 3'üncü maddesine dayanılarak hazırlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde asıl işveren-alt işveren ilişkisine ilişkin tanımlara da yer verilmiştir.
Bu doğrultuda asıl işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları ifade etmektedir.
Alt işveren ise; bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır.
Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu'ndan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4'üncü maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartları hüküm altına alınmıştır. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için;
-Asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır.
-Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.
-Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.
-Alt işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.
Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin belirtilen hükümlere uygun olarak kurulmaması halinde hem asıl işveren hem de alt işveren çeşitli yaptırımlar ve idari para cezaları ile karşılaşabilmektedirler.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin usulüne uygun kurulmaması halinde muvazaa gündeme gelmiş olacaktır. Muvazaanın incelenmesinde muvazaa karineleri önem arz etmektedir.
Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 12'nci maddesinde muvazaanın incelenmesine ilişkin hüküm yer almaktadır.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaa olup olmadığının tespit edilmesinde;
-Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,
-Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı,
Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı,
-Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,
-İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,
-Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,
-Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,
-Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı,
hususlarına dikkat edilmektedir.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin usulüne uygun kurulmaması halinde 2025 yılı için hem asıl işverene hem de alt işverene ayrı ayrı 241.043 TL idari para cezası uygulanacaktır.
Ayrıca, muvazaanın tespiti ve alt işveren işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin çalışanı kabul edilmesi halinde emsal çalışanlarla fark ücretlerin ödenmesi riski yanında, çalışanların asıl işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu işyeri dosyasına aktarılması halinde, işe giriş bildirgesi ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmemesinden dolayı idari para cezaları uygulanabilmektedir.
Muvazaa nedeniyle yüksek yaptırım risklerinin gündeme gelmemesi adına asıl işveren-alt işveren ilişkisinin usulüne uygun kurulması oldukça önemlidir.
Bugün, paylaşmanın, kardeşliğin ve dayanışmanın en güzel simgelerinden biri olan Kurban Bayramı'nın ilk günü...
Başta deprem bölgesinde yaşayan kıymetli vatandaşlarımız olmak üzere, tüm milletimizin ve İslam âleminin mübarek bayramını en kalbî duygularımla tebrik ediyorum.
Bu bayramın; yüreklere umut, sofralara bereket, gönüllere huzur getirmesini diliyorum.
Birlik ve beraberliğimiz daim olsun, bayramımız mübarek olsun.