Terörsüz Türkiye hedefine yaklaşıldığı şu günlerde KCK'nın ve Kandil'in üstenci tavrı ve YPG'nin yığınak yapması süreci zehirlemeye kastetmiş gibi görünüyor.
Silahları teslim etme/bırakma kararını açıkladılar ama sıra uygulamaya gelince ipe un sermeye başladılar.
PKK'nın çatı yapısı olan KCK'nın Yöneticisi Bese Hozat, "Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan PKK'nın silah bırakma kararı uygulanamaz" açıklaması yaptı.
Hozat şunları da söyledi: "Savaşçıların elinden silahı ancak Önder Apo alır. Bu da ancak Önder Apo'nun fiziki özgürlüğünün sağlanması ile mümkün olur. Ayrıca demokratik siyaset hakkı tanınmadan, yasal ve hukuki düzenlemeler olmadan PKK'nın feshi, silahlı mücadeleyi durdurma kararının pratikleşmesi ve uygulanması mümkün değildir."
Zaten kendi tabanına TC'yi yendik bizimle masaya oturmaya mecbur bıraktık mealinde mesajlar vererek kuyruğu dik tutmaya çalıştılar.
Öte yandan SDG maskesiyle kimi küresel/bölgesel güçlere taşeronluk yapan PYD/YPG'nin Şam yönetimini oyaladığı ve Suriye'deki muhalif milisleri bünyesinde toplayarak saldırı hazırlığı içinde olduğu, ABD desteği azalırken İran'ın desteğiyle Şii milisleri YPG bölgesine sevk ettiği son gelen haberler arasında.
Kandil'dekiler de kendilerine destek verecek dış kaynakların bulunduğunu açıkça söyleyerek tehdit savurmayı ihmal etmiyorlar.
Bu tavırlarıyla da en fazla kendilerine DEM'e zarar veriyorlar.
Tabii DEM yönetiminin de KCK'dan geri kalır tarafı yok.
Bir taraftan siyasi partilerle görüşmeler yapıyor, diğer taraftan silah bırakma şartıymış gibi açıklamalar yapıyor.
Mesela DEM Parti, 25-26 Mayıs 2025 tarihinde düzenlediği "Demokratik Yerel Yönetimler Ara Dönem Toplantısı"nın ardından yayınladığı bildirge iktidara ön şart dayatmak gibi bir üslupla çıktı karşımıza.
Kayyumların geri çekilmesinden, ilgili kanunun değiştirilmesine, siyasi partiler kanunundan, merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki yetkisinin kaldırılmasına, il özel idare kanunundan Avrupa Yerel Yönetimler Özerlik Şartına koyduğu çekincelerin kaldırılmasına kadar 7 maddelik bir talepler zinciri açıklandı.
Bildirideki hususlar ebetteki mecliste görüşülüp konuşulabilecek hususlardır. Ancak örgütün silah bırakma sürecinde bu şartların kamuoyuna duyurulması sanki silah bırakmanın ön şartıymış gibi duruyor ve sırıtıyor.
Oysa DEM'den beklenen öncelikle silah bırakma sürecini hızlandıracak adımlar atmasıdır.
Diğer makul düzenlemeler için bu iktidara şart ileri sürmek iktidarın iyi niyetini istismar etmekten başka bir şey değildir.
Çünkü bu iktidar Kürt Sorunu'nu doğuran ve büyüten şartları ortadan kaldıran bir iktidardır.
Bu yüzden de Türkiye'deki en büyük Kürt partisi de AK Parti'dir.
Ne DEM'in ne örgütün devlete ön şart sunacak gücü de imkânı da yoktur.
Bu tür çıkışlar iktidarın iyi niyetini istismardır.
Çünkü AK Parti iktidara geldiğinde silah bırakmanın lafı bile edilmezken icraatlarıyla bölge insanını rahatlatan adımlar atmıştır.
Bu adımlardan bazılarını 22. Dönem Milletvekillerinden Seraceddin Karayağız Bey'in mesajından okuyalım:
1- Bölge halkı olağanüstü halin kaldırılmasını istiyordu. AK Parti iktidarı döneminde, olağanüstü hal uygulamasına son verilmiştir .
2-Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmıştır
3-Vatandaşımıza bilgi edinme hakkını verilmiştir. .
4-İnsanlarımızın fişlenmesini ortadan kaldıran teklif yasalaşmıştır.
5- Toplantı ve Gösteri yasası demokratikleştirilmiştir.
6-Çekiç Güç bölgeden çıkarılmıştır.
7- İşkencelerle dolu gözaltı süresi 14 günden 2 güne indirilmiş, işkenceye sıfır toleransı ilan edilmiştir.
8- Gözaltı veya cezaevlerinde işkence yapanlara 5 yıldan az olmamak üzere ceza verilmesi yasalaşmıştır.
9- Jandarmanın kadın ve erkekleri kontrol ettiği utançlı yol kontrolleri kaldırılmıştır.
10-Yayla yasakları kaldırılmıştır.
11-Cezaevleri ve diğer devlet kuruluşlarında Kürtçe konuşma yasağına son verilmiştir.
12-18 yaş altı çocukların ayrı mahkemelerde yargılanması sağlanmıştır.
13- Önceki dönemlerde 3000'e yakın köy yakılmış ve boşaltılmıştı. Bu zulme son verilmiştir.
14- Bu köylerin yolları yapılarak, suları akıtılarak yaşanılır hale getirilmiştir. Köylülerden köyüne dönüş yapmak isteyenlere tazminatları ödenmiştir.
15-Faili meçhuller dönemi bitmiştir. " Asit kuyuları " ve " Toplu mezarlar "ın failleri araştırılmaya başlanmıştır.
16- Kürtçe kurs, radyo ve TV yayınları başlamıştır. Devlet 24 saat Kürtçe yayın yapan televizyon kanalı açmıştır. .
17- Üniversitelerde " Kürtçe Enstitüleri " kurulmuştur.
18- İsimleri Kürtçeden değiştirilen yerlerin, çoğunluğun istemesi durumunda eski ismine dönme hakkı getirilmiştir..
19- Bölgenin imarına ve kalkınmasına öncelik verilmiş. Sanayi Bölgeleri kurulmuş ancak terör tehdidinden dolayı rağbet görmemiştir. .
20 - Teröre karışanlardan, pişmanlık duyup geri dönmek isteyenlere af çıkarılmıştır .
Özetle ortada Kürt Sorunu diye bir sorun kalmamıştır.
Kürt ile Türk vatandaşların hakları arasında tartışmalı anadilde eğitim dışında hiçbir fark kalmamıştır.
Türk kökenli vatandaş hangi haklara sahipse Kürt kökenli vatandaşlar da aynı haklara sahiptir.
DEM'in seslendirmeye çalıştığı diğer demokratikleşme konuları ise bütün vatandaşları ilgilendiren konulardır. DEM'in değil bütün siyasi partilerin ilgi alanıdır.
Bütün bunlara rağmen terör dış destekli olduğu için içerdeki hainlerin de katkısıyla örgüt eylemlerine devam etmiştir.
Öyle ki siyaseten en güçlü oldukları ve meclise 80 milletvekili soktukları 2015'te en şiddetli eylemlere başvurmuşlar, ilçeleri beldeleri işgal etmişler ve hendek çukur günleri yaşanmıştır.
İçerdeki hainler temizlenince 2016'dan sonra terörle mücadelede tarih yazılmış ve örgüt artık ülke içinde eylem yapamaz hale gelmiş ülke dışında da teker teker avlanmaya başlamıştır.
Bununla birlikte iktidar örgütün feshini ve silah bırakmasını sağlayarak konunun suhuletle kapanmasını tercih etmiştir.
Doğrusu bugüne kadar kimi çıkıntılarına rağmen DEM de engelleyici olmamıştır. Ancak gerek KCK'nın gerek Kandil'in açıklamaları gerekse son günlerde DEM'in kullandığı dil sürece katkı vermek yerine zehirlemeye yakın durmaktadır.
Mesele Türkiye'nin meselesidir.
Terörsüz Türkiye eninde sonunda tahakkuk edecektir.
DEM istese de istemese de, KCK Kandil, YPG engellemeye çalışsa da!