30 Ağustos Zafer Bayramı'na yaklaşırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi'nde düzenlenen 'Çelik Kubbe Teslimatları Töreni'ne katıldı.
Bir kısmını IDEF 2025 fuarında görme fırsatı bulduğumuz savunma sanayii ürünleri ülkemizin savunma ihtiyaçlarını içerirken artık bir ihracat ülkesi olduğumuzu unutmayalım. Bu sektörde ürettiğiniz ürünlerin karşılığında çok şey kazanabiliyorsunuz.
Özellikle Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya'da bu ürünlerin karşılıklı bağımlılığı artırdığını görmek zorundayız. Terör gruplarıyla mücadele eden yahut sınır sorunları yaşayan ülkeler için Türk savunma sanayii vazgeçilmez bir üretici haline geliyor.
ASELSAN'DA TÜRKİYE VİZYONU
Türkiye savunma sanayii açısından tarihi bir güne tanıklık etti. ASELSAN'ın Gölbaşı kampüsünde gerçekleştirilen törende bir yandan "Çelik Kubbe" hava savunma sistemlerinin teslimatı yapıldı, bir yandan 14 yeni tesisin açılışı gerçekleşti, bir yandan da Oğulbey Teknoloji Üssü'nün temeli atıldı. Bu üç adım, yalnızca birer teknik gelişme değil, aynı zamanda Türkiye'nin geleceğe dair stratejik vizyonunun ifadesi oldu.
Teslim edilen sistemler arasında uzun menzilli SİPER'den orta menzilli HİSAR'a, KORKUT radarından elektronik harp sistemlerine kadar geniş bir yelpaze vardı. Yaklaşık 460 milyon dolarlık bu yatırım paketi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hava savunma kapasitesini yeni bir eşiğe taşıyacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle bu teslimat, "hava savunmasında farklı bir klasmana çıkmak" anlamına geliyor.
ASELSAN'daki törenin diğer önemli boyutu ise üretim hacmini büyütecek olan yeni tesislerdi. Açılışı yapılan 14 tesis, ASELSAN'ın üretim kapasitesini yüzde 40 civarında artırıyor. Bu sadece bir kapasite artışı değil, aynı zamanda savunma ekosisteminde yeni bir ivme demek. Tesislerin açılmasıyla beraber binlerce mühendis ve teknik elemanın istihdam edilecek olması da Türkiye'nin beşeri sermayesine yapılmış önemli bir yatırım olarak öne çıkıyor.
Bütün bunların ötesinde ise Oğulbey Teknoloji Üssü'nün temeli atıldı. 1,5 milyar dolarlık büyüklüğüyle bu proje, Cumhuriyet tarihinin tek seferde yapılan en büyük savunma sanayii yatırımı olarak tanımlanıyor. Avrupa'nın en büyük entegre hava savunma tesisi olma iddiasıyla yola çıkan bu üs, yalnızca üretim kapasitesini iki katına çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda ASELSAN'ı küresel ligde daha görünür hale getirecek.
Burada dikkat çekici olan noktalardan biri de savunma sanayiinde teknolojik dönüşümün geldiği aşama. ASELSAN yönetiminin "sistemler sistemi" olarak tanımladığı Çelik Kubbe, yalnızca bir silah değil; yapay zekâ destekli karar destek mekanizmalarıyla, sahada entegre çalışan bir güvenlik ağı. Yani mesele, sadece füze savunma araçları değil, aynı zamanda komuta ve kontrolün yeni nesil bir akılla kurgulanması.
Bu gelişmelerin ekonomik boyutu da göz ardı edilmemeli. Savunma sanayii ihracatında son aylarda görülen artış, Türkiye'nin küresel pazarda da giderek daha etkin hale geldiğini gösteriyor. Yılın ilk yedi ayında ihracatta yüzde 128'lik artış sağlanmış olması, bu yatırımların ekonomik geri dönüşünü kısa vadede de hissettireceğinin işareti.
Törende verilen mesajlardan biri de gençlere yönelikti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, umutsuzluğa kapılan gençleri TEKNOFEST sahnesine davet ederken, aslında bu tür yatırımların bir nesil için umut arenası olduğunun altını çizdi. Çünkü tesisler, sadece makinelerden ve duvarlardan ibaret değil; aynı zamanda genç mühendislerin hayallerini gerçeğe dönüştürdüğü mekânlar olacak.
Gölbaşı'nda gördüğümüz manzara, tek bir açılış veya tek bir teslimat olarak değil, bir vizyonun somutlaşmış hali olarak okunmalı. Çelik Kubbe teslimatından yeni tesislere, teknoloji üssünden ihracat hedeflerine kadar atılan adımlar, Türkiye'nin savunma sanayii sayesinde bağımsızlık yolunda kararlılıkla ilerlediğinin kanıtı. Dost ve düşmana verilen mesaj ise net: Türkiye artık kendi güvenlik mimarisini kendi kuran, teknolojisini kendi geliştiren bir ülke.