Ayasofya ile ilgili alınan kararlar ardından 15 asırlık yapının tarihi bir kez daha gündeme geldi. Önce cami olarak hizmet veren ardından müzeye çevrilen Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması yönünde karar çıktı. Tüm dünya basınında ses getiren Danıştay kararı ardından gözler Ayasofya’nın tarihteki dönüşümüne çevrildi. Ayasofya'nın tarihi ve önemi camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava sonuçlandı. 86 yıl sonra yeniden ibadete açılacak olan Ayasofya camii neden kapandı? Ayasofya 1934 yılında neden müzeye çevrildi? Vatandaşlar bu soruların cevabını merak ediyor.
Ayasofya Camii tarih boyunca 2 kez yıkılıp 3. kez yeniden yapılmıştır. Peki Ayasofya'nın müzeye çevrilmesinin ardında hangi nedenler var? Tarihte Ayasofya Camii neden kapandı? İşte Ayasofya cami tarihi kısaca tüm merak edilenler...
Danıştay Bakanlar Kurulu'nun müze kararını iptal etmesi tüm dünya basınında yer aldı. Tüm dünya basınında yer alan kararın ardından Ayasofya camii tarihi ve önemi merak edilmeye başlandı. Peki Ayasofya camii tarihi nedir? Ayasofya kim tarafından, ne zaman yapıldı? gibi merak edilen soruların cevabını sizler için derledik. İşte Ayasofya'nın tarihi ve geçmişi hakkında bilgiler.
AYASOFYA CAMİİ NEDEN KAPANDI?
1453’te camiye çevrilen Ayasofya birçok defa restore edildi. 1930 ile 1935 yılları arasındaki restorasyon çalışmaları nedeniyle halka kapatılan Ayasofya, Bakanlar Kurulu’nun 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrildi. Ayasofya'nın ibadete kapanmasının ardında siyasi baskılar vardı.
AYASOFYA NEDEN MÜZEYE ÇEVRİLDİ?
Ayasofya 3 Kasım 1934’te, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığındaki vekiller heyeti kararıyla müzeye çevrildi. Ayasofya muhtelif talep ve politik baskılara karşı müzeye çevrilmiştir. Tarih profesörü İlber Ortaylı'nın verdiği bilgilere göre; Ayasofya’nın müze haline getirilişinin arkasındaki dış siyasi baskıların varlığı veya etkinliği henüz bilinmiyor ama bu eser hiçbir dini cemaatin ayinine açılmamak kararıyla bir dönüşüm yaşamıştır. 1923'te Cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931'de kapatıldı. Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1935 yılında müzeye dönüştürüldü.
Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı. 1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi. Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
AYASOFYA CAMİİ TARİHİ KISACA
Ayasofya camii tarih boyunca Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5'inci yüzyıldan İstanbul'un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirilmiştir. İmparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılan Megale Ekklesia ve İmparator II. Theodosis’in 415 yılında yeniden inşa ettirdiği kilise halk ayaklanmalarında yıkılmıştır.
1453'TE FETİHLE BİRLİKTE CAMİİ OLDU
916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. Fetihten hemen sonra yapı güçlendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı Dönemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını sürdürmüştür. 16'ncı ve 17'nci yüzyıllarda, caminin içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklenmiştir. Yapının dışına farklı dönemlerde yaptırılan minareler, medrese, sıbyan mektebi, muvakkithane, şadırvan, sebiller, güneş saatleri, mütevelli heyeti odası ile Ayasofya-i Kebir Camii, Osmanlı Dönemi'nde kompleks bir yapıya dönüştürülmüştür.
1934'TE MÜZEYE ÇEVRİLDİ
Ayasofya, 1923'te Cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931'de kapatıldı. Ayasofya 3 Kasım 1934’te, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığındaki vekiller heyeti kararıyla müzeye çevrildi. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı. 1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi.
AYASOFYA MOZAİKLERİ
Ayasofya-i Kebir Camisi'nin mimarisindeki en önemli özelliği kubbesinin alışılmıştan daha büyük oluşu ve orta mekâna hâkim olmasıdır. Cami inşa edilirken, mimarlar tarafından binanın yapımında mermer, taş ve tuğla kullanılmış; kubbenin depremlerde kolay yıkılmaması için de özel olarak üretilen, hafif ve sağlam tuğlalar kullanılmıştır. Sultan Abdulmecid'in (1839-1861) emri ile 1847-1849 yılları arasında İsviçreli Fossati Kardeşler tarafından yapılan onarımlar kapsamında, dönemin en önemli hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından ana kubbenin 11,3 metre çapındaki alanına Kuran-ı Kerim'in Nur Suresinin 35'inci ayeti yazılmıştır.
Farklı dönemlerden figürlü ve figürsüz birçok mozaik süsleme ile bezenmiştir. Yapıldığı dönemden günümüze kalan en önemli mozaik bezeme örnekleri, norteks alanında görülebilen figürsüz mozaiklerdir. Tasvir kırıcılık döneminde yapıda bulunan tüm figürlü mozaiklerin kaldırıldığı düşünülmektedir. 843 yılında bu dönemin sona ermesiyle birlikte yapıda yapılan ilk figürlü mozaik Apsis Mozaiği'dir. Galeri katı, Tympanon Duvarı, narteks, vestibül girişi, papaz odaları olmak üzere yapının birçok yerinde farklı tarihlerde yapılmış figürlü mozaikler bulunmaktadır.