Son günlerde yaptığımız basit hatalarla İsrail'in değirmenine su taşıdığımızın farkında mıyız?
Acı gerçeği kabul edelim ki maalesef değiliz.
Bizler farkında olmadan, bize basit gelen ama esasında mücadeleye çok büyük zarar veren hatalar yapıyor ve Filistin'i adeta tepside İsrail'e sunuyoruz.
Farkında olsak asla yapmayacağımıza inandığım için farkına vardırmak adına bu basit ama hayati söylem ve eylem hatalarından birkaçını aşağıya sıralayacağım.
İşte o söylem yanlışları...
FİLİSTİN SORUNU...
Bölgede yaşanan katliam ve soykırımı anlatan kahır eksen konuşmalarında "Filistin Sorunu" kavramını kullanır.
Bu o kadar yanlış bir söylem ki...
Bölgede sorun olan Filistinliler mi İsrailliler mi?
Bugün bütün dünya şunu biliyor ki; Filistin'de sorun olan, hatta sadece Filistin'de değil bölgede sorun olan, hatta ve hatta sadece bölgede değil dünyanın başına bela olan İsrail denilen virüsün ta kendisi.
O halde neden kendi kalemize gol atıyoruz.
Şunun doğrusunu söylesek ya.
Bu arada yeri gelmişken aynı hata Kıbrıs'ta da yapılıyor.
Orada da sorun olan Kıbrıs değil Rum'un ta kendisidir.
Ama bizler ısrarla ve yıllardır "Kıbrıs Sorunu" deriz.
Sonuç;
Filistin'de yaşananları anlatırken Filistin değil "İSRAİL SORUNU" diyelim.
İSRAİL DEVLETİ...
İsrail ile ilgili yapılan haberlerde ya da bu yapı hakkında konuşurken "İsrail devleti" diyoruz.
Oysa bu doğru bir tanımlama değil...
Çünkü İsrail bir devlet değil.
Bizler devlet diyerek farkında olmadan bir terör örgütünü legalleştirip meşru hale getiriyoruz.
Bir yapıyı "devlet" olarak tanımlamak için aranan kriterlerden biri devletim diyen yapının sınırlarının belli olmasıdır.
Peki, İsrail'in sınırları belli mi?
Değil.
O halde neden devlet diyoruz?
Peki İsrail devlet değilse nedir?
İsrail denilen şey yeryüzündeki en azılı terör örgütüdür.
Dolayısıyla hamuru terörle yoğrulmuş böylesi bir yapıya devlet demek gerçekten devlet olan şerefli yapılara edilebilecek en büyük küfür ve hakarettir.
Sonuç;
İsrail'e asla devlet demeyelim, bu bela yapıya "İSRAİL TERÖR ÖRGÜTÜ" diyelim.
İSRAİL ASKERİ, İSRAİL ORDUSU...
Bir başka büyük hatayı İsrail'in sahaya sürdüğü teröristlere asker diyerek yapıyoruz.
Asker kişilerin şerefi, onuru, haysiyeti, inandığı değerler, sahip olduğu etik kurallar vardır.
İsrail'in asker diye dünyaya yutturmaya çalıştığı çapulcu sürüsünde bunların hangisi var?
Hiçbiri...
Peki, İsrail'in çapulcu sürüsünde olan özellikler başka kimlerde var?
Teröristlerde, terör örgütlerinde...
İşte tam da bu nedenle İsrail'in teröristlerine asker demek, bu teröristlerden oluşma örgüte ordu demek eski bir asker olarak başta bana ve benimle birlikte dünyanın şerefli ordularına, onların şerefli askerlerine edilebilecek en büyük hakaret ve küfürdür.
Sonuç;
İsrail'in çapulcu teröristlerine asla asker demeyelim, bu bela yapıya "İSRAİL'İN TERÖRİSTLERİ" diyelim.
İSRAİLLİ YERLEŞİMCİLER...
İsrail 1948'den bu yana Filistin'in tamamında işgalci konumundadır.
Bu soysuzların Filistin'de bir karış toprak hakkı yoktur.
Bu işgalci terör örgütü eninde sonunda işgal ettiği bu topraklardan gidecek, dinin sembolü bu toprakları mutlaka terk edecektir.
Çünkü bu toprakların gerçek sahibi Filistinlilerdir.
Orta yerde bu gerçekler varken, evin gerçek sahibi Filistinlileri evlerinden kovarak haneye çöken, hakkı olmadığı halde işgal ettiği bu yerlerde yaşam süren İsraillilere yerleşimci, evinden edilen Filistinlilere de mülteci demek inanılmaz büyük hatadır.
Sonuç;
Filistin'de bulunan İsraillilere yerleşimci demeyelim "İŞGALCİ İSRAİLLİLER" diyelim.
İSRAİL...
Filistin'de yaşananları insanlara anlatabilmek için görsel ve yazılı medyada sıkça bölge haritası kullanılıyor.
Bu haritalarda Filistin topraklarının olduğu yerler üzerinde "İsrail" yazılıyor.
İşgal edilen topraklara işgalcinin adının yazılması, o toprakların gerçek sahibi Filistin'in adının dahi geçmemesi işgali meşrulaştırır ve bölge haritasını zihinlere bu şekilde yerleştirir.
Sonuç;
Bu hayati hatadan acilen dönülmeli, haritalarda Filistin topraklarına sadece Filistin'in adı yazılmalı, İsrail adı acilen haritalardan silinmelidir.
FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER...
Uluslararası hukukta "mülteci" kavramı bir başka ülkeye sığınan kimse için kullanılır.
İsrail Terör Örgütünün evlerinden, tarlalarından, topraklarından sürgün ettiği Filistinliler Gazze içinde güvenli gördüğü yerlere göç etmek zorunda kalıyorlar.
Bu alçakça saldırıyı değerlendiren medya mensupları, akademisyenler, bunların ciddi bir çoğunluğu, bu zoraki göçü yaşayan Filistinlileri anlatırken "Filistinli Mülteciler" kavramını kullanmaktalar.
Bu o kadar yanlış bir söylem ki.
Mülteci olarak tanımlanan bu insanlar başka bir ülkeye göç etmiyorlar ki mülteci olsunlar.
Bu insanlar canlarını kurtarmak için yine kendi topraklarında zorunlu olarak göç ediyorlar.
Sonuç;
Bu söylem düzeltilmeli ve kendi topraklarında göç etmek zorunda bırakılan bu insanlara mülteci değil "SÜRGÜN EDİLEN FİLİSTİNLİLER" denilmelidir.
Görüldüğü gibi basit gibi görünen ama baş ağrıtan konular...
İnşallah hatadan döneriz.