İsrail'in bölgedeki saldırıları dünya kamuoyunda tepkileri artırıyor. Gazze'ye gitmek için hareket eden Sumud Filosuna katılacak bir dostuma teknelerin bir kısmının Suudi Arabistan'ın Cidde limanına gitmesini söylemiştim. Elbette bu teklifimin Sumud Filosu tarafından anlaşılmayacağını ve bizim kamuoyunda da karşılık bulmayacağını biliyorum.
Suudi Arabistan-BAE gibi Körfez aktörlerinin Filistin-Gazze meselesindeki pozisyonlarını görmemek imkansız.
11 Eylül 2001 saldırılarının üzerinden 24 sene geçmiş. Bu yazıya başlarken takvime bakmamıştım ama ne tesadüf ki 11 Eylül sonrasında Riyad'ı köşeye sıkıştıran ABD bu dosyayı zaman zaman açarak bol sıfırlı faturalar kesti.
7 Ekim 2023 sonrası bu köşede, yaşadığımız sürecin İbrahim Anlaşmaları, I2U2 ittifakı ve Levant Entegrasyon Projesi gibi başlıklar üzerinden enerji-ticaret perspektifiyle okunması gerektiğini vurguladım.
İsrail'in önceki gün Katar'daki Hamas yöneticilerini hedef alan saldırısı ise meselenin nereye evrilebileceğini bize gösterdi.
İsrail'in Hamas'la müzakereyi yok edecek Katar saldırısı şüphesiz Tel Aviv'de iktidarda kalmak için her şeyi yapacak çılgın bir sağcı-Siyonist grubun bundan sonra neler yapabileceğini işaret ediyor.
İsrailli muhalif analist Mairav Zonszein, CNN'e verdiği mülakatta, ABD-İsrail cephesinin müzakerecileri ve rehine anlaşması görüşmelerini ortadan kaldırmak için hile yaptığını söyledi. Trump'ın barış tesisi tiyatrosunu ise "kanmamalıyız" diye vurguladı.
İsrail'deki iktidar bileşkesini hepimizden iyi bilen Mairav Zonszein Al Jazeera kanalına yaptığı açıklamada ise "İsrail'in kalabalık yerleşim bölgelerinde ve Ortadoğu'daki başkentlerde istediği gibi ateş açtığını gördük. Ve bunu yapmaya devam ediyor ve[kimse]bunu durdurmak için ciddi bir adım atmazsa, yapmaya devam edecek." diyor.
İsrail-Hamas müzakere sürecinde çaba harcayan Doha yönetiminin küresel sermayedeki rolü ve pozisyonu bir yana ülkedeki ABD üslerinin varlığına rağmen uğradığı saldırı yeni bir soru işareti doğurdu.
Tek kutuplu dünya sisteminin sorgulandığı ve ABD hegemonyasının hiçbir sorunu çözemediği kanaati pekişirken, Netanyahu yönetimine verilen sınırsız destek Suudi lideri Selman'ı da rahatsız etmiş olabilir.
İsrail'i durdurabilecek kartlara sahip Suudi Arabistan'ın Katar saldırısına verdiği tepki Arap sokağının sabrının da her an taşabileceğini gösteriyor. Mısır ve Ürdün sokağını bugüne kadar dizginleyenlerin İsrail'in hiç durmayan saldırıları karşısında ne yapacağını merakla bekliyoruz.
Katar'a yapılan saldırı Ankara için de rahatsız edici. Suriye'de istikrarın tesisi için çaba harcayan Ankara'da, İsrail'in parçalanmış Suriye tezi hassasiyetle takip ediliyor.
Artık hem bölgede hem de küresel arenada İsrail'i kim durduracak sorusu cevabını arıyor. Evet sorumuz net, İsrail'i kim durduracak?
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin İbrahim Anlaşmalarından beklentileri ile varoluşları arasındaki ilişki belki bu sorunun cevabında gizlidir.