2 Mayıs 2024 Perşembe / 24 Sevval 1445

AK Partili Kurtulmuş anketlerdeki son durumu açıkladı: Açık ara öndeyiz

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, son seçim anketleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, 'Bütün kamuoyu anketlerinde AK Parti açık ara birinci parti. İkinci parti ile 10-15 puan arasında fark var' dedi. Kurtulmuş ayrıca, 'Cumhurbaşkanı gayet sağlıklı, programlara devam edecek' dedi.

AA26 Nisan 2023 Çarşamba 11:59 - Güncelleme:
AK Partili Kurtulmuş anketlerdeki son durumu açıkladı: Açık ara öndeyiz

Kurtulmuş, AK Parti İstanbul İl Başkanlığında medya temsilcileriyle bir araya geldiği programdaki konuşmasında, seçime çok az bir süre kaldığını anımsatarak, parti olarak çok iyi seçim kampanyası hazırladıklarını söyledi.

Numan Kurtulmuş, 1,5 yıldır devam eden stratejik çalışmalar sonucunda seçim beyannamesinin ana iskelesinin oluşturulduğunu dile getirerek, yaklaşık 500 sayfadan oluşan AK Parti'nin seçim beyannamesi kitapçığında yapılan ve yapılacak hizmetlerin anlatıldığını kaydetti.

AK Parti'nin diğer partilerden ve adaylardan farkının sadece "yapacağız, edeceğiz" diye birtakım vaatlerde bulunmaması olduğunu anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"AK Parti şimdiye kadar seçim beyannamelerinde söylediği hususların neredeyse tamamına yakınını gerçekleştirmiştir. Kitabımız bizim seçim kararnamemizin özetli mahiyetindedir ve daha çok yapacak işler burada sayılmıştır. 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında, sadece sandıkların kapakları açılmayacak, Türkiye Yüzyılı'nın kapıları da milletimiz tarafından sonuna kadar açılarak Türkiye'nin yeni bir vizyonla yeni bir hedefle önümüzdeki 100 yılı bütün dünyada sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'yi oluşturulması süreci hızla, süratle başlayacaktır."

Kurtulmuş, seçim kampanyasının sadece partiler ve adaylar arasında değil vizyonlar arasında da bir yarış olduğuna inandıklarını belirterek, bu seçim yarışında daha önce de olduğu gibi vatandaşların desteğine yürekten inandıklarını söyledi.

- "BÜYÜK ŞEHİRLERİMİZİN DEPREM RİSKİNE KARŞI HAZIR HALE GETİRİLMESİ İÇİN GAYRET ORTAYA KOYUYORUZ"

Ramazan Bayramı'nda eşi ve arkadaşlarıyla Hatay'da olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu benim dördüncü gidişim. Hakikaten böyle insanın içi kan ağlıyor. Bir taraftan şehirlerimizin yeniden inşası ve imarının gerçekleştirilmesi, diğer taraftan başta beklenen olası İstanbul depremi olmak üzere büyük şehirlerimizin de bu risklere karşı hazır hale getirilmesi için gayret ortaya koyuyoruz. İstanbul'da bazılarının yıllardır 'takoz' olduğu, önlemeye çalıştığı mesele güvenli evler. Kentsel dönüşümü uzun süre maalesef 'rantsal dönüşüm' diyerek frenleyen çevrelerin olduğunu biliyoruz. Maalesef şu anki İstanbul'un basiretsiz, beceriksiz yönetimi, İstanbul'un olası risklere karşı hangi tedbirleri alması gerektiği konusunda da çok hazırlık olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu meselenin merkezi yönetim, yerel yönetim, şu parti, bu parti ayrımı olmadığı, bir ulusal mesele olarak kabul edilmesi, özellikle İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizin riskleri azaltacağı tedbirlerin alınması zaruridir."

- "TEKNOFEST'E MUHALEFET PARTİLERİNİ DE DAVET EDİYORUM"

Kurtulmuş, Türkiye'nin milli savunma sanayindeki başarıları ile uzay ve havacılık sektöründeki adımlarının millet tarafından gururla karşılandığını anlattı.

Seçim yaklaştıkça "Biz iktidara geldiğimizde İHA'lara, SİHA'lara dokunacağız, Türkiye'nin milli savunma sanayisindeki atılımları durduracağız." diyen muhalefetin fikir değiştirmeye başladığını anlatan Kurtulmuş, "'Biz de iktidara geldiğimizde İHA'ları, SİHA'ları, savunma sanayilerini destekleyeceğiz.' dediler. Bu hayra alamettir. Yarın TEKNOFEST var İstanbul'da, büyük bir teknoloji festivali. Bu festivale muhalefet partilerini de davet ediyorum. Daha önce teneke diye dalga geçtiğiniz ve salı günü havalimanının pistine gelerek, TEKNOFEST alanına gelen Kızılelma'nın yanına gidip bir fotoğraf çektirin. Altına da şu notu düşün; 'Halkımızdan özür diliyoruz, teneke olduğunu zannediyorduk, ama bu dünyanın ilk insansız hava savaş uçağıdır.'" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, Türkiye'nin kimlik siyasetinden çok çektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Mezhebi kimliklerimizin üzerinden, dini kimliklerimiz üzerinden, öz farklılıklarımız üzerinden siyaset yapamayız. Yani ne birimiz 'Ben Sünni'yim.' diyerek bunu bir siyaset malzemesi yapabiliriz ne de başka birimiz 'Ben Alevi'yim.' diyerek bunu bir siyaset malzemesi haline getirebiliriz. Biz bu memlekette 85 milyon olarak Sünni'yiz, Alevi'yiz, Şii'yiz Türk'üz, Kürt'üz, hep beraber varız. Bizim kimliğimiz, bütün bu kimliklerin üstüne çıkan bir ulusal kimliktir. Birilerinin çıkıp kendi mezheplerini ya da kendi ırklarını ortaya koyarak bunun üzerinden kimlik siyaseti yapmasını Türkiye'ye yapılacak en büyük yanlışlardan birisi olduğunu ifade etmek isterim. Bizim kültürümüz birdir, bayrağımız birdir, vatanımız birdir, ülkemiz birdir, ana kimliğimiz birdir ve bu ana kimliğin altında farklı kimliklerimizin var olması da bu ülkenin en büyük zenginliği, en büyük kazanımıdır."

Kurtulmuş, konuşmasının ardından programa katılan gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bazı seçim anketlerinin partiler arası farkın çok açık olmadığını gösterdiği belirtilerek, bu durumun da seçim sonrası siyasi dönemde sisteme yönelik bir tartışmayı açıp açmayacağına yönelik soru üzerine Kurtulmuş, bütün kamuoyu anketlerinde AK Parti'nin açık ara birinci parti olduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Bu açık ara lafını da bilerek söylüyorum. Çünkü nereden baksanız 15 puan ikinci partiyle arasında bir fark, 13-15-18, bazılarında bir fark var." ifadesini kullandı. Cumhur İttifakı'nın parlamento çoğunluğunu elde ettiğini de gördüklerini aktaran Kurtulmuş, bu farkın da her geçen gün arttığını kaydetti.

Türkiye'nin demokrasi tarihine bakıldığında milletin ileriye doğru attığı hiçbir adımı geri almadığını dile getiren Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de bir zaruret olarak millet tarafından kararlaştırıldığını bildirdi.

Bu sistemden geriye dönüş olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Siz muhaliflerin, Allah muhafaza öyle bir şey olmayacak ama seçimi kazansalar eski sisteme geri döneceğini mi zannediyorsunuz? Bunu Sayın Akşener de gördüğü için ikide bir 'Başbakan olacağım' lafını tekrarlıyor." şeklinde konuştu.

- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN RAHATSIZLIĞI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaşadığı rahatsızlığın seçim programında bir değişikliğe yol açıp açmayacağı sorusuna Kurtulmuş, "Dün Ankara'da Sayın Cumhurbaşkanı'mızla ile uzun süre beraberdik. Yani hem çok neşeli hem de çok sağlıklı ve aktifti. Ama zannediyorum seçim çalışmalarının yoğunluğu ve sürekli şehirler arası programları oluyor. Midesindeki bir rahatsızlık, bir üşütme dolayısıyla akşam ufak bir rahatsızlık geçirdi. Zannediyorum bugün bunların hepsi geride kalacaktır." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bundan sonra da çok yoğun programları olacağını aktaran Kurtulmuş, "Bundan sonrası da çok yoğun. Hatta aynı gün 3 ile gideceği programları olacak. Aynı çok yoğun programları olacak. Programlarına kaldığı yerden devam edecektir. Gayet sağlıklı. Akşamki o mide, bağırsak üşütmesi diye belki doktorların tanımlayabileceği bir tabloyla karşı karşıya kaldı. Son derece sağlıklı bir şekilde bundan sonraki programlarını da devam ettirecektir." dedi.

- "BÖYLE BİR MUHALEFETİN PEŞİNE DE MİLLET TAKILIP GİTMEZ"

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, muhalefetin son zamanlarda parlamenter sisteme dönüşten hiç bahsetmediğine yönelik bir soru üzerine, şunları kaydetti:

"Yani Türkiye'nin temel meselelerinde, taban tabana zıt fikirleri olanların bir tane ortak noktası vardı. O da Erdoğan karşıtlığı. Gönlümüz arzu ederdi ki bu ortak noktalarını daha fazla çoğaltsınlar. Fakat çoğaltamadılar ve zaten önce Altılı Masa'da da bir dağınıklık görüntüsünün ortaya çıkması, sonra kalkan bileşenin tekrar masaya oturtturulması, bütün bunların hepsi de aralarındaki o tek yapıştırıcının Erdoğan karşıtlığı olduğunu da ortaya koyuyor. Dolayısıyla bu siyaseten çok fazla bir anlam ifade etmez. Türk halkına geleceğe ilişkin bir şey teklif etmez. Evet 'Erdoğan'ı indirelim'. Yerine ne koyacağız? Sorunun cevabı yok. Böyle bir muhalefetin peşine de millet takılıp gitmez."

Seçim kanununda yapılan değişiklik ve 14 Mayıs'taki seçimlerde kaç milletvekili çıkarmayı hedefledikleri sorusu üzerine, yapılan yasal düzenlemelerin kendi lehlerine olsun diye yapılmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şunları dile getirdi:

"Bizim ittifakımızla karşı taraftaki ittifak arasındaki temel mesele, karşı taraftaki ittifak bir al ver pazarlığının yapıldığı ittifaktır. Bir pazardır, bir çarşıdır. İşte onun için deminki şeyi söyledim, asla rencide etmek için söylemiyorum. Ama oy oranlarının son derece minimal olduğu partilere, hem de çok sayıda milletvekilinin bu kadar cömertçe verilmiş olması da tam bu al ver pazarlığının bir sonucudur. Ortak bir fikir etrafında, ortak bir siyasi yönelim etrafında değil işte 'biz önce Tayyip Erdoğan'ı yıkalım'. Sonra ikinci adımda da yerine birisini, bizden birisini koyalım'. Bunun üzerine oturmuş bir şey olduğu için hep başından itibaren pazarlık yapıldı."

Başından beri ittifaklarının ana çerçevesinin, Türkiye'nin milli menfaatleri çerçevesinde tespit ettikleri ilkeler olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Burada Sayın Devlet Bahçeli'ye ve Milliyetçi Hareket Partisine de teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum. Başından itibaren hiçbir şekilde herhangi bir konu pazarlık konusu olmadı." dedi.

- "SİSTEM KRİZİNİ DOĞURACAK BİR SONUÇLA KARŞI KARŞIYA KALMAYACAĞIZ"

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanlığı bir tarafta Meclis aritmetiğinin çoğunluğu ise diğer tarafta kalırsa bu Türkiye açısından bir sıkıntı olur mu?" sorusunu yanıtlarken, 14 Mayıs akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı'nın da Mecliste çoğunluğu sahip olacağını belirterek, "Anayasa, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi'ne geçerken gerekli bütün tedbirleri almıştır. Hiçbir şekilde sistem krizini doğuracak bir sonuçla karşı karşıya kalmayacağız." değerlendirmesini yaptı.

Ticari araçlara yönelik ÖTV müjdesinin hatırlatılarak, "Otomobillere yönelik bir ÖTV indirimi müjdesi hazırlığı var mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, otomobillerle ilgili bir çalışma olmadığını söyledi.

- "TÜRKİYE KENDİ MİLLİ ÜRETİMİNİ GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE HER ALANDA YAPMAK ZORUNDADIR"

Seçimden sonra ekonominin başına Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in getirileceği yönündeki iddiaların hatırlatıldığı Kurtulmuş, "Biz ekonomi politikalarını ya da diğer politikaları şahıslarla kısıtlı bir şekilde konuşmayız, bunu da doğru bulmayız." dedi.

AK Parti'nin bir ekonomik yönelim ve istikamet içerisinde olduğunu, bu istikamette önemli sonuçlar alındığını ancak ekonomide enflasyon ve hayat pahalılığı başta olmak üzere birtakım problemler de bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, seçimden sonra da ekonomi programının öncelikli maddesinin enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele olacağını vurguladı.

Kurtulmuş, bunun için kısa ve orta vadede alınacak tedbirlere işaret ederek, "Ekonomi politikalarının günlük seyri içerisinde günün şartları neyi gerektiriyorsa, uygulama hangi noktaları zaruri kılıyorsa milli ekonomimizi artırma politikalarımızdan vazgeçmeden yolumuza devam edeceğiz. 14 Mayıs'tan sonra Türkiye ekonomisinin de Türkiye'nin genel olarak da bir şahlanış dönemine gireceğine inanıyorum." diye konuştu.

- "TÜRKİYE'DE EKONOMİ BU TÜR SPEKÜLASYONLARLA İNŞALLAH KARŞI KARŞIYA KALMAYACAKTIR"

"Seçimden sonra doların 30 lira olacağına" yönelik iddialar sorulan Kurtulmuş, bu zihniyet ve tavır içerisinde olanları kınadığını ifade etti.

Kurtulmuş, "Bunun tamamıyla bir spekülasyon olduğunu ayan beyan, açık seçik ifade ediyorum. Hiçbir ekonomik rasyonaliteyle ifade edilemeyeceğini, gerçek dışı olduğunu, böyle olmasını dileyenlerin oluşturduğu bir algıdan ibaret olduğunu açıkça ifade ediyorum. Türkiye'de ekonomi kendi normal seyri içerisinde gidiyor ve bu tür spekülasyonlarla inşallah karşı karşıya kalmayacaktır. Kamu yönetimi bütün kurum ve kuruluşlarıyla olası risklere karşı hazırdır, tedbirlerini almaya muktedirdir." değerlendirmesini yaptı.

Dolar alış-satış arasındaki farkın sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bunların hepsi takip ediliyor. Özellikle Merkez Bankası, kamu bankalarımız takip ediyor. İşte tam da bu algının vermesi beklenen olumsuz sonuçlar bunlar. Seçim dönemindeki bu mücadeleyi fırsat bilenler böyle birtakım algılar oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlara asla itibar edilmemesi gerekiyor." dedi.

- "TÜRKİYE'NİN YAKIN BİR ZAMAN SONRA DOĞAL GAZ VE ENERJİ GİDERLERİ DOLAYISIYLA CARİ AÇIĞI OLMAYACAK"

Kurtulmuş, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne ilk nükleer yakıtın yarın geleceği anımsatılarak sorulan "Nükleer alanda başka iş birlikleri olacak mı?" sorusu üzerine, Türkiye'nin son yıllarda özellikle kurulu enerji gücü bakımından olağanüstü yüksek bir hızla geliştiğini, topyekun yeni bir enerji hamlesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Bir taraftan yenilenebilir enerji, rüzgar enerjisi, güneş enerjisinin süratle arttığını, diğer taraftan Karadeniz ve Akdeniz'de doğal gaz ve petrol arama çalışmalarının sürdüğünü anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bir taraftan da bu Akkuyu gibi barışçıl, insani amaçlarla kullanılacak nükleer enerjiyle ilgili de yeni adımlar atılıyor. Türkiye kurulu enerji gücünü -yanlış hatırlamıyorsam- 8,5 kat arttırmış bir ülkedir. İnşallah Türkiye'nin yakın bir zaman sonra doğal gaz ve enerji giderleri dolayısıyla cari açığı olmayacak. İnşallah hem Akdeniz'de hem Karadeniz'de bulduğumuz petrol ve doğal gaz hem de işte Türkiye'nin karasal bölgelerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bulduğumuz yeni kaynaklar Türkiye'nin dışarıya enerji faturası ödememesini sağlayacak. Ayrıca rüzgar, güneş vesaire diğer yenilenebilir ve yeşil enerji kaynaklarının çoğaltılmasıyla da Türkiye bir müddet sonra enerji zengin bir ülke haline gelecek."

"Doğal gaz kullanmayan insanlara karşı bir müjde de gelecek mi?" sorusunu yanıtlarken Kurtulmuş, doğal gaz verilmeyen ilçe sayısının bir elin parmakları kadar olduğunu, bunların içerisindeki ihtiyaç sahibi vatandaşlara fosil yakıtların kamu kurumları eliyle ulaştırıldığını söyledi.