CHP'li üyenin şikâyetiyle görülen davada mahkeme bir karar vererek yine CHP'li olan Gürsel Tekin'i geçici yönetici atadı.
Tekin, Pazartesi günü il binasına gidip göreve başlayacağını açıklayınca, CHP genel başkanı partilileri açıktan sokağa çağırarak mahkeme kararına direnmeye çağırdı.
Bi defa bu çağrı hukuka karşı illegal bir eyleme çağrıdır!
Güvenlik güçleri elbette ki muhtemel bir çatışmayı önlemek için tedbir alacaktır alıyor da.
CHP kıyametleri koparıyor.
Mahkeme kararını ve emniyetin aldığı tedbiri CHP'ye saldırı olarak algılayan CHP Genel Başkanı, 'CHP'ye saldırı cumhuriyete saldırıdır! Bütün CHP'lileri Atatürk'ün evine sahip çıkmaya davet ediyorum!' diyor.
Her zaman olduğu gibi yine cumhuriyetin ve Atatürk'ün arkasına sığınma hali!
Baba evi dedikleri de şaibeli bir şekilde satın alınmış bir bina!
Bu çağrının anlamı, CHP hukukun üstündedir hukuk tanımaz demektir.
Hemen söyleyelim ki, CHP cumhuriyet değildir. Aksine cumhuriyet ilan ederek cumhuriyet adı altında tek parti saltanatı kurmuş batıcı bir partidir. Türkiye, Cumhuriyet'e 1950 yılında geçmiştir.
CHP her parti gibi hukuka uymak zorunda olan bir partidir.
CHP'lilerin sorunu, kendilerini devletin sahibi olarak görüp hukukun üstünde zannetmeleridir. Hukuk dokununca da feveran etmektedirler.
Kongre ve kurultay kararları hakkındaki yargı sürecine o yüzden karşı çıkmaktadırlar.
CHP mahkeme kararını tanımıyoruz deyince karar ortadan kalkmıyor!
İçişleri Bakanı hukuka uyulması gerektiğini, sokağa çağırmanın yasal olmadığını hatırlatınca da ağız değiştirip 'biz sokağa çağırmadık baba evine sahip çıkmaya çağırdık' diyorlar.
Hem baba evine sahip çıkın diyerek yargı kararını engellemek için mensuplarını sokağa çağırıyor sonra da ben sokağa çağırmadım baba evini korumaya çağırdım diyor.
Peki, baba evine saldıran mı var? Yok.
Ne var?
Mahkeme kararıyla geçici başkan tayin edilen bir CHP'li var.
Özgür Özel aslında mahkeme kararını tanımadığını söyleyerek hukuksuzluk yapıyor!
Gürsel Tekin'i engelleme çağrısı hukuku tanımamaktır, kendini yasanın üstünde gören bir illegal tavırdır!
Elbette ki CHP, mahkeme kararını beğenmek zorunda değildir.
CHP'nin mahkeme kararını eleştirmesi normaldir ama uymak zorundadır.
CHP'nin yapması gereken mahkeme kararını eleştirmekle birlikte uygulanmasına engel olmamak ve mensuplarına sükûnete davet etmekti.
Atanan şahsı bir parti büyüğü olarak törenle karşılasalar ve oturup birlikte çözüm üretseler takdir alkışlanacaklardı.
Tam tersini yaptılar mahkeme kararını tanımadıklarını ilan ettiler ve fiili olarak engellemeye çalışarak ne kadar acemi siyasetçi olduklarını gösterdiler.
Özgür Özel, Parti büyüğü olan Tekin ile görüşmeye bile yanaşmıyor, 'görüşürsem kayyumu kabul etmiş olurum' diyor, oysa YSK'ya müracaat ederek zaten fiilen kararı kabullenmiş oldu. Söylem bazında reddederek siyaset yaptığını zannediyor!
Alelacele il başkanlığını başka adrese taşıyarak güya Tekin'i fiili il başkanlığına sokmamış oluyor.
Bunların hepsi ucuz ayak oyunları!
Ya da il başkanlığında başka oyunlar dönüyor, Tekin'in onları öğrenmesinden korkuyorlar!
Sorun kendi aralarında.
Bana göre, CHP yönetimi siyaset üretemeyen, muhatap olduğu yolsuzluk soruşturmasını unutturmak için gerginliklere sığınan ve iktidarı suçlayarak rahatlamaya çalışan bir yönetim.
Ömer Çelik Bey'in ifadesiyle 'navigasyon sorunu olan bir parti.'
Davalı CHP'li, davacı CHP'li, atanan CHP'li ama CHP yönetimine göre suçlu iktidar!
Kendi iç sorununu kapatabilmek için iktidara yüklenmeyi siyaset zannediyor CHP yönetimi!
Doğrusu bunu kabul eden bir taban da var!
Hâlbuki aynı CHP 2012'de benzer bir kararı uygulamak için yapmadığın bırakmamış.
İstanbul Kongresinin iptaline hukuk darbesi diyen CHP 2012 yılında Sarıyer ilçe başkanlığına geçici yönetici atayan mahkemenin kararına itiraz etmek bir yana baş tacı edip uygulamak için kapıları kırmışlar.
Mahkeme bugün Özgün Özel'in yardımcılığını yapan Gökan Zeybek'i ilçe başkanlığına atamış o da kararı uygulamak için kendi partilerinin kapısını kırmışlar, içerdeki partilileri tartaklamışlar ve Zeybek görevi öyle devralmış.
Dün mahkeme kararını kapıları kırarak uygulayan CHP bugün mahkeme kararını engellemek için kapıları kapatıyor, dahası partilileri sokağa çığırıyor!
Bunun adı siyaset değil. Bunun adı siyasetsizlik, yüzsüzlük, utanmazlık ve hüsrandır!
Ortada yüzyılın en büyük yolsuzluk soruşturması var. Ama CHP yönetimi yetmişi aşmış kişinin itirafıyla artık yolsuzluğu netleşmişken iktidarın yargıyı araç olarak kullandığı gerekçesiyle iktidara saldırmaları yüzsüzlüktür, utanmazlıktır.
Özel, bilhassa Başkan Erdoğan'a saldırarak hakaret ederek tabanını coşturuyor. Ağır hakaretler büyük alkış alıyor!
Tamam, bu tavrıyla tabanını tahkim ediyor ama partisini büyütmüyor, aksine kutuplaşmayı körüklüyor, partisini içine kapatıyor, en önemlisi de siyasetin seviyesini aşağılara çekiyor.
Millet, 31 Mart'ta tepki oylarını CHP'ye yönlendirerek bir fırsat verdi ama CHP bu fırsatı değerlendirmek yerine yolsuzlukların adresine dönüştü.
Hiçbir orijinal proje üretemeyen, vaatlerini gerçekleştirmeyen, suların akmadığı çöplerin kalkmadığı bir belediyecilik ile ve parti içi kavgalarla mahkeme koridorlarına düşerek acınacak bir duruma geldiler.
Yargı kararını tanımayan, mensuplarını kararın uygulanmasını engellemeye çağıran bir yönetim illegal bir yola sapmıştır.
Bu siyasetsizlik, CHP tabanını pekiştirebilir ama iktidara götürmez!
Bu tür durumlarda elbette ki yargı kararı eleştirilebilir ama tanımamak ve uygulamamak da hukuksuzluktur.
RP, FP hukuka aykırı olarak kapatıldı, Başkan Erdoğan şiir okuduğu için yine hukuka aykırı olarak cezalandırıldı, AK Parti aleyhine açılan dava da hukuksuzdu, (Ben de o davada siyasi yasağı istenen 11 kişiden biriydim). Bu kararların hepsi hukuksuzdu ve eleştirildi/eleştirdik ama uygulamasına karşı kimse sokağa davet edilmedi/etmedik.
CHP ne yapıyor?
CHP'lilerin açtığı davanın sorumluluğunu iktidara yükleyerek yargı kararını tanımıyor, mensuplarını sokağa çağırarak kriminalize ediyor!
Gerginliklerden beslenmeye çalışıyor!
Yargıda sorun olabilir ama görünen o ki sorunun en büyüğü, sorunun kaynağı da bizzat CHP!
İl kongresi şaibeli, kurultayı hileli, belediyeleri yolsuzluk batağında bir parti CHP!
Zihniyetiyle, örgütüyle ve yönetimiyle sorunlu bir parti!