2 Mayıs 2024 Perşembe / 24 Sevval 1445

Allah Resulü’nün en sevgili dostu Hazret-i Ebubekir (r.a.)

İslâm’dan önceki 38 yıllık hayatında dahi içki kullanmamış, putlara tapmamış, daima nezih ve örnek bir şahsiyet sergilemiştir. Allah’ın Resulü, Peygamberliğini ilan ettiğinde, hemen iman etmiştir. Erkeklerden ilk olarak İslâm ile şereflenen odur.

29 Mayıs 2018 Salı 07:00 - Güncelleme:
Allah Resulü’nün en sevgili dostu Hazret-i Ebubekir (r.a.)

Ebubekir (r.a.) Allah Teâlâ’nın ve O’nun en sevgili Resulü’nün en sevgili dostudur. Kur’ânı ifade ile; “İkinin İkincisi”dir. Canıyla, malıyla ve ailesiyle Peygamber Efendimizin etrafında âdeta pervane olmuş, ömrünü ve bütün varlığını İslâm’ın muhafazası ve neşri için vakfetmiştir. Hazret-i Ebubekir (r.a.) dini idrak etme hususunda son derece firâsetli, sır ve hikmetlere vuku fiyette yüksek anlayış sahibi, nerede, ne zaman ve nasıl konuşacağını gayet iyi bilen, yumuşak huylu ve çok cömert bir zat idi. 

AZ KONUŞMAYI TAVSİYE EDERDİ

Az konuşur; halifeliği sırasında da kumandan ve valilerine az konuşmalarını tavsiye ederdi. Ayet-i kerimeleri ve Peygamber Efendimizin sözlerini en iyi o anlardı. Zira ömrü boyunca Efendimizden hiç ayrılmamıştı. Bedenen ayrı kaldığı kısa zamanlarda bile kalben onunla beraber olarak daimi bir rabıta hâlinde bulunurdu. Ashâb-ı kiram, Ebubekir Efendimizin kıymetini bilir; “Onu kızdırırsak, Rasulullah sallâllâhu aleyhi ve sellem- gazaplanır, Resulullah gazaplanınca da Cenâb-ı Hak gazap eder ve biz helâk oluruz!” diye ona karşı çok dikkatli davranırlardı. Efendimiz ona şu ebedî müjdeyi vermişlerdi: “Ey Ebûbekir! Ümmetimden Cennet’e ilk girecek kişi olman sana kafi değil midir?!” 

Hazret-i Ebubekir (r.a.) fıtraten halim-selim olup, engin bir şefkat ve merhamete sahipti. Bununla birlikte vazife ve mesuliyet hususunda zerre kadar müsamaha göstermezdi. Fikirlerindeki isabeti, muamelâtındaki doğruluk ve nezaketi, tecrübesinin genişliği, nefsine hâkimiyeti, hayırseverlik ve samimiyetiyle herkes tarafından çok sevilirdi. Sevimli, güler yüzlü, hoş-sohbet, muamelesi ve ahlâkı güzel bir Allah ve Resulullah dostu idi. İnsanlar onunla kolayca ülfet eder ve kendisine olan muhabbetleri gittikçe artardı. Cahiliye döneminde bile mütevazı bir hâli vardı. Gayet vakur, cömert ve âlicenap bir şahsiyet ve karaktere sahipti.

GURUR VE KİBİRE KAPILMADI

Hayatında muazzam bir denge vardı. Her zaman büyük bir tevazu ve mahviyet sergiledi, fakat asla zillet ve acziyet göstermedi. Daima vakarlı oldu, fakat gurur ve kibre kapılmadı. Son derece affedici, müsamahakâr, mülâyim ve yumuşak huylu yaşadı, fakat gerektiğinde de sert ve cesur olmasını bildi. Her hâliyle büyük bir muvazene ve itidal numunesiydi. 634 senesinde vefat etti.