Gazze'de 656 gündür soykırım, sürgün, zulüm, ölüm ve açlık var. Elbette öncesi de var. İlk ve halihazırda tek seçimin yapıldığı 2006'da sandıktan Hamas'ın çıkmasıyla başlayan Gazze ablukası şiddetlenerek sürüyor.
Zaten dünyadan, komşularından, en başta Filistin'i oluşturan diğer parçalardan (-ki giderek ufalmakta, İsrail tarafından her an bir parçası daha yutulmakta olan) Kudüs ve Batı Şeria'dan izole edilmişti Gazze.
Ama işgal devleti İsrail'in 7 Ekim'den bu yana yaptıklarını tarif edecek kavram yok. Gördüklerimizi hafsalamız almıyor, yüreğimiz kaldırmıyor.
***Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre 7 Ekim'den bu yana en az 59 bin 106 kişi şehit edildi, 143 binden fazla kişi yaralandı. 11 bin Gazzeli hâlen kayıp. Milyonlarca insan ise ağır yıkım, zorla yerinden edilme ve açlıkla mücadele ediyor.
Son 48 saatte -sadece açlıktan- ölen Gazzeli sayısının 20 olduğunu haber veriyor ajanslar.
Gazze'nin dışında bekleyen tırlarda, gıda depolarında Gazze'ye aylarca yetebilecek stoklar varken Gazzeliler açlıktan ölüyor. Kurşunlar altında aç ölüyor...
Tırların girişine izin vermiyor çünkü Siyonistler. Yardım kuyruğunda, yakıcı güneş altında ailelerine bir çuval un, bir kap yemek götürmek için saatlerce bekleyen siviller Siyonist rejimin tanklarının, keskin nişancılarının, dronlarının hedefi oluyor.
Ve dünya sadece seyrediyor! Kınıyor, çağrı yapıyor, dehşete düşüyor, hatta BM Dünya Gıda Programı durumu "eşi benzeri görülmemiş bir felaket" olarak tanımlıyor...
Ama kimse İsrail'i durdurmuyor!
***656 gündür oluyor bunlar Gazze'de.
Görüyoruz.
Bir yandan da dua, boykot ve protesto dışında bir şey yapamamanın; Gazzeli kardeşlerimizi, evlatlarımızı katilin elinden alamamanın; İsrail denen eşkıyanın ağzını burnunu dağıtamamanın, kolunu bacağını kıramamanın utancıyla, ağırlığıyla baş etmeye çalışıyoruz.
İçimize çöreklenen acının, Gazze'den yükselen ahın yerde kalmayacağını biliyor, O'na sığınıyoruz.
Ama mevcut dünya düzeninden, yaşadığımız çağın ahlakından ölesiye nefret ettik artık.
Dünya kadar hukuksuzluğun, ahlaksızlığın küçücük bir Gazze'de patlak vermesi, bunca uzun sürmesi, somut hiçbir yaptırımın olmaması ve kimsenin -hiçbir devletin, hiçbir uluslararası kuruluşun İsrail'i engellememesi...
İnsanın kalbini fena kırıyor.
Bu düzen değişmeli.
Erdoğan'ın yıllardır haykırdığı gibi "dünya 5'ten büyüktür" çünkü.
"Daha adil bir dünya mümkündür."
Dualarımız Gazze'nin kurtuluşu için. Filistin'in çalınan topraklarını da alarak özgürleşmesi için. Üzerine titrediğimiz Türkiye'miz için...
Türkiye öyle güçlü olmalı ki İsrail ya da bir başka zalim, değil kardeşlerimizi evlatlarımızı bombalarla, kimyasallarla, sürgünle, kıtlıkla öldürmeyi denemek, aklından bile geçirememeli.
Çok dua edelim, çok çalışalım. Türkiye'nin arkasında sımsıkı duralım. Vakti gelecek elbet.