Trump'ın Gazze planı Netanyahu'nun planını kenara attı. 2023 Ekim ayının son günlerinde Likut partisinden sızdırılan bir rapor Gazze'nin insansızlaştırılmasını ve işgal planını adım adım açıklıyordu.
Başkan Trump'ın Orta Doğu dengesini kurmak için BM'de kulak verdiği Müslüman liderlerin tutumu bu süreci hızlandırdı diyebiliriz. İsrail'in işgali yerine Trump'ın projesi bölgede daha makul bir seçenek olarak algılandı.
Kamuoyunda Donald Trump, Tony Blair ve Damat Kushner ile özdeşleşen planın detayları geçtiğimiz günlerde sızdırıldı.
ULUSLARARASI VESAYET ALTINDA GEÇİŞ DÖNEMİ
Plana göre BM tarafından GITA adıyla bir Uluslararası Geçici Yönetim Otoritesi kurulacak. Bu yapı, BM Güvenlik Konseyi kararıyla yetkilendirilecek ve savaş sonrası Gazze'nin yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanma sürecini üstlenecek.
Gazze'nin geleceğine dair en tartışmalı belgelerden biri olan bu plan, geçtiğimiz günlerde sızdırıldı. Tony Blair'in girişimiyle hazırlanan metin, Gazze'deki geçiş sürecini uluslararası kontrol altına almayı, hizmetleri teknokratların eliyle yürütmeyi ve zamanla reforme edilmiş Filistin kurumlarına devretmeyi öngörüyor.
Planın merkezinde, 7 ila 10 üyeden oluşacak GITA Uluslararası Kurulu bulunuyor. Bu kurul, bağlayıcı kararlar alma, yasaları onaylama ve BM'ye raporlama yetkisine sahip olacak. Üyeler arasında en az bir Filistinli temsilci öngörülüyor, ancak çoğunluğu uluslararası aktörler oluşturacak. Bu da planın "vesayet" eleştirilerini beraberinde getiriyor.
Gazze'de günlük işleyişi Yürütme Sekreterliği yönetecek. Bu sekreterlik, hem stratejik kararların uygulanmasını hem de teknokratlardan oluşacak Filistin Yürütme Otoritesi (PEA)'nın çalışmalarını koordine edecek. Filistin Yürütme Otoritesi, sağlık, eğitim, altyapı, adalet ve mali yönetim gibi temel hizmetlerden sorumlu olacak. Belediyeler, mahkemeler ve yeniden yapılandırılacak sivil polis teşkilatı da bu otoriteye bağlı olacak.
Güvenlik düzenlemesi ise planın en kritik noktalarından biri. Buna göre Gazze'de kamu düzenini Sivil Polis sağlayacak. Dışarıdan konuşlandırılacak Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) ise stratejik tesislerin korunmasında görev alacak. Ayrıca, GITA'nın başkanı ve üst düzey yöneticilerini korumak için Yürütme Koruma Birimi (EPU) kurulacak. Tüm bu unsurlar, Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi (JSCC) aracılığıyla eşgüdüm içinde çalışacak.
Plan, yeniden yapılanma sürecini uluslararası denetime tabi tutuyor. GIPEDA adlı Gazze Yatırım ve Kalkınma Kurumu, konut ve altyapı projelerini yönetecek; uluslararası yatırımcılarla doğrudan çalışacak. Bağışların şeffaf biçimde toplanması ve dağıtılması için de bağımsız bir fon olan (GFAF) Gazze Fon Yönetimi, devreye girecek. Bu fonun Dünya Bankası gibi tarafsız aktörler tarafından yönetilmesi öngörülüyor. Böylece hem yolsuzluk riskleri azaltılacak hem de bağışçılar nezdinde güven tesis edilecek.
Plan uluslararası kamuoyunda tartışma yarattı. Eleştirilerin başında, Filistinli aktörlerin süreçteki rolünün sınırlı olması. Filistin siyasetinden isimlerin olmaması için özellikle teknokratlarla sınırlandırılıyor. GITA'nın güçlü yetkileri ve uluslararası kadroların ağırlığı, Gazze'nin bir tür uluslararası vesayet altına alınacağını bize gösteriyor.
Diğer yandan, planı savunanlar, Gazze'nin ağır yıkım altında kendi kurumlarıyla toparlanamayacağını, uluslararası güvenceler olmadan bağışçıların fon aktarmayacağını vurguluyor. İyimserlere göre bu model, insani krizi hızla hafifletmek ve ekonomiyi yeniden canlandırmak için gerekli.
Tony Blair'in öncülüğünde geliştirilen bu plan, Gazze'nin geleceğine dair en somut uluslararası yol haritalarından biri. Ancak uygulanabilirliği, hem sahadaki güvenlik koşullarına hem de Filistin halkının kabulüne bağlı. Eğer yürürlüğe girerse, Gazze bir süreliğine uluslararası yönetim altında kalacak; hizmetler teknokratlar eliyle sağlanacak ve nihai hedef, yönetimin reforme edilmiş Filistin kurumlarına devredilmesi olacak.
Trump, Blair, Kushner üçlüsünün dışında isimler de projede konuşuluyor. Peki başka kimler var?
İbrahim Anlaşmaları Barış Enstitüsü'nün icra kurulu başkanı Haham Aryeh Lightstone, meşhur Gazze İnsani Yardım kuruluşunun da başındaki isim.
Tony Blair'ın tatil arkadaşı olan Mısırlı işadamı Naguib Sawiris de yeni yönetimde ismi geçen isimlerden biri.
Yahudi asıllı Amerikalı işadamı Marc Rowan ise milyarder bir fon yöneticisi. Özellikle BAE fonlarını yönetmesiyle biliniyor.
Projede ismi geçenlerin özgeçmişi bize İbrahim Anlaşmaları'nın yürüdüğünü gösteriyor. Bu köşede 7 Ekim'in öncesini ve sonrasını anlamak için İbrahim Anlaşmalarını anlamak zorundayız uyarısını defalarca kaleme almıştık.