Tahmin etmek zor...
Ne yapacağını kestirmek neredeyse imkânsız.
Bir öyle... bir böyle...
Ele avuca gelmiyor.
Kim Bu...
Kimden mi bahsediyorum.
Elbette sarı tilki Trump'tan.
Ne demişti...
"Savaşları bitireceğim"
Defalarca dinledim, tercüme hatası yok.
Ortada bir gerçek var ki sarı tilki geldiğinden beri dünyada savaşlar azalacağına tam tersi arttı, sorunlu bölgeler, gerilimli coğrafyalar genişledikçe genişledi.
NİJERYA VE VENEZUELA...
Bahse konu sorunlu bölgelere son eklenen ülkelerden biri Venezuela.
Venezuela topun ağzındaki ülke.
Peki ne diyecek de saldıracak işgalci Amerika?
Bahane bulmak Amerika'nın işi. Ondan kolay ne var.
Venezuela uyuşturucu kaçırıyor yalanı ülkeye saldırmak, masum sivilleri öldürmek için yeterli.
Sonuçta Amerikan aklı ben yaptım oldu mantığıyla işliyor.
ADIM ADIM KATLİAMA...
Trump kafaya koymuş, öyle ya da böyle Maduro'nun kafasını koparacak.
Neden?
Çünkü Maduro kökü yeraltında olan bir servetin üstünde oturuyor, üstelik tüm bu olanlar yetmezmiş gibi bir de Rusya ve Çin'e yakın duruyor, Amerika'ya uzak.
O halde ne yapmalı.
Bu dertten(!) kurtulmalı.
YALAN YUVA YAPMIŞ...
Tüm bunları yapabilmek için bir yalana, uydurukta olsa bir bahaneye ihtiyaç var.
Amerika için bundan kolay ne var.
Anında yazar hikâyeyi...
Uyuşturucu der geçiverir.
Bu kadar kolay mı?
Evet bu kadar kolay.
İşgale gerekçe gösterilen senaryolar aynen böyle yazılıyor.
SENARYO İŞLEMEYE BAŞLADI...
Trump durduk yere bir anda ortalığa döküldü ve "Venezuela uyuşturucu kaçırıyor, insanlarımızı zehirliyor, Maduro'nun kellesini istiyorum." edalarıyla askeri Karayipler Denizine indirdi.
Amerika'nın ellerinden kan damlayan bir Güney komutanlığı var.
SOUTHCOM.
Bu komutanlık bir seferberlik ruhuyla Karayipler Denizine konuşlandı.
Savaş gemileri, uçak gemileri, denizaltılar, uçaklar, SİHA'lar, her şey orada...
Bütün bunlar üç beş Venezuelalı insan kaçakçısının kullandığı sürat teknesi için mi.
Acı acı güldünüz değil mi.
Siz gülseniz de Amerika gülmüyor ve kendi çalıp kendi oynuyor.
Evet yaşananlar çok komik ama bir o kadarda can sıkıcı.
Amerika benzer yollarla Irak'ı, Afganistan'ı işgal etmedi mi, aynı Amerika Panama'yı aynı tezgâhı kurup yerle bir etmedi mi.
BİR SALDIRI HAZIRLIĞI MI...
Amerika Panama'yı işgalinden bu yana bölgedeki en büyük askeri yığınaklanmasını yaptı.
O yığınaklanmayı her geçen gün daha da artırıyor.
Olanlara baktığınızda Amerika'nın her an Venezuela'ya saldırma ihtimalinin olduğunu net olarak görüyorsunuz.
Amerika MQ9 Reaper SİHA'dan tutun Osprey helikopterlere, nükleer denizaltılara, uçak gemisine varana kadar bütün askeri unsurları bölgeye getirdi.
Donanmanın son geleni Amerika'nın en büyük uçak gemisi Ford oldu.
Tüm bunlardan daha da önemlisi CIA'nın özel operasyonlarda kullandığı özel kuvvet birliği "gece avcısı birlikleri"ni bölgeye getirdi.
Buraya kadar anlatılanlar haliyle şu soruyu sorduruyor.
Amerika saldıracak mı?
YAPTIKLARI YAPACAKLARININ TEMİNATIDIR...
Bu kritik soruya cevabı en iyi şu örnek verir.
Panama devrik lideri Manuel Noriega.
Bir zamanlar Amerika'nın yere göğe sığdıramadığı bir siyasi kimlikti.
Panama Kanalı ile ilgili milli kararlar almaya niyetlenmesi Noriega'yı bir anda hedefe oturttu.
O da başlangıçta Maduro'ya yapıldığı gibi tehdit edildi.
Tehditlerin iş yapmayacağı anlaşılınca da kalemi kırıldı ve Maduro'ya yaratılan bahanenin aynısı Noriega için senaryolaştırıldı.
Noriega'da uyuşturucu baronu iddiasıyla paketlendi ve cezaevlerinde oradan oraya sürülerek çürütüldü.
Sonuçta Amerikan'ın kumpası ile Panama devleti başkanından, başkan da canından oldu.
PANAMA SALDIRISININ ŞİFRELERİ...
20 Aralık 1989...
Saat 00.46...,
Amerikan savaş uçakları Panama'yı yerle bir etti.
Yapılan saldırılar sonucu binlerce bina yıkıldı, binlerce günahsız sivil insan katledildi.
Amerika 30.000'e yakın deniz piyadesi ile de karadan işgale başladı.
İlk saldırının yapıldığı gecenin sabahı, dönemin Amerika Devlet Başkanı katil George H. W. Bush kameralar karşısına geçti ve saldırının nedenlerini açıkladı;
"ABD vatandaşlarını korumak, antlaşmaların uygulanmasını garanti altına almak ve Panama Kanalını korumak, askeri rejimin başındaki General Manuel Noriega'yı yakalayıp ABD'de yargılamak ve Panama'da demokrasiyi yeniden tesis etmek."
Oysa gerçekler saldırıya karşı çıktığı için emekli edilen Güney Kuvvet Komutanı General Fred Woerner'in söylediği gibiydi.
Ne antlaşmalar tehlikedeydi ne de Amerikan halkı.
KISSADAN HİSSE...
Anlattığım olayı bugünle kıyasladığımızda üç şeyin değiştiğini görüyorsunuz.
Ülke, tarih ve isim...