Önümüzdeki hafta Ukrayna için hayati olacak.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen:
Dünya son günlerde akıl almaz bir hızla gündem üzerine gündem belirliyor.

Heyetlerin biri gidiyor biri geliyor.
Neyse ki diplomasi hâlâ çalışıyor.
Ancak öyle bazı açıklamalar var ki, insan bir durup düşünüyor: Dünya nereye gidiyor?
Bu kez 'açıklamanın' adresi Polonya; hani şu her fırsatta Avrupa'nın Rusya'ya karşı yaptığı hazırlığı yetersiz bulduğunu ağır şekilde dile getirmekten çekinmeyen Polonya.
Ancak bu kez 'ters köşe' bir vuruş yaptı, kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde.
Polonya cumhurbaşkanı adayı Karol Nawrocki'nin 'Ukrayna'nın NATO'ya girmesine izin vermeyeceğine' söz vermesi kafalarda yeni soru işaretleri oluşturdu: Acaba Polonya da mı olası yeni yönetimle 'saf' değiştiriyor?
Bununla da kalmadı Nawrocki; Polonyalı askerlerin Ukrayna topraklarına gönderilmesine izin vermeyeceğinin de altını çizdi.
Rusya ile Ukrayna arasında müzakere yok muydu diye sorma gereği duyuyor insan ister istemez.
Çünkü bir diğer çarpıcı açıklama bu kez diğer kanattan geliyor.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukashenko 'sorunları önlemek için herkese patates ekmesini' tavsiye ettiği konuşması bu da nerden çıktı dedirtiyor; bir şey mi yaklaşıyor?
"Ve patates yetiştirmemiş olanlara bile bunu yapmalarını tavsiye ediyorum. Hala zaman var."
Son ifade oldukça çarpıcı; neye zaman var?
Halbuki geçtiğimiz hafta Dolmabahçe'deki delegasyonların en azından bir konuda teknik uzlaşıya vardığı açıklanmıştı.
Ardından da Rusya Federasyonu, "Rusya ile Ukrayna arasında "1000'e 1000" formülüne göre esir değişiminin hızlı bir şekilde yapılması tüm tarafların çıkarınadır. Şu anda kesin isimler üzerinde anlaşmaya varılması için çalışmalar sürüyor" dedikten sonra Ukrayna'dan geri istediği 1.000 tutuklunun yer aldığı listeyi Kiev'e teslim ettiği bilgisini vermişti.
Rüzgâr bir o yönden bir bu yönden esiyor; anlaşılan 'oyun içinde oyun' sürüyor.