"Terörsüz Türkiye", "Terörsüz Bölge"

Herkes için çetin bir sınav ve açık söyleyeyim; CHP bu sınavda sınıfta kalmış gibi görünüyor.
"Kardeşlik Komisyonu"na zaten gönülsüz gelmişlerdi. Sonra MHP Lideri Bahçeli'nin "İmralı'ya gidilsin" çağrısı için ipe un sermeye çalıştılar. Özel'in "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrını görelim" açıklamaları gidişatı işaret ediyordu.
İmralı oylamasının yapıldığı gün CHP komisyonu terk etti.
İmralı'ya gitmeyeceğini açıkladı.
Peki sizce Özel, tarihin doğru tarafında mı yer aldı?
Zira DEM'den yapılan açıklamalar derin hayal kırıklığının bir yansımasıydı...
"Kimin sorumluluk aldığını, kimin sorumluluktan kaçtığını tarih yazacak" ifadeleri en hafif deyimle CHP'ye yönelik bir sitemdi...
CHP Genel Başkanı Özel'in bir lider olamamasının tam sebebi de bu aslında...
Şimdi durumu ben özetleyeyim siz değerlendirin.
90'lı yıllardan bu yana HDP, DEM ve muadilleriyle kol kola yürüyen CHP'nin bizzat kendisiydi.
"Çeşmelerden kan akacak",
"Keleşleri size çevirmeyi biliriz" günlerinde
hatta "Hendek terörü"nde bile onları terk etmediler. İmamoğlu, "Diyarbakır anneleri"ne sırtını dönüp hafıza odalarında Sırrı Sakık ile pozlar paylaştı.
Seçimlerde CHP ve HDP'li vekiller "Erdoğan'ı iyi salladık" diye sevinmiyor muydu?
Şehit cenazelerine omuz verdiğimiz günlerde, Kandil'den CHP'ye oy istenirken hiç de rahatsız değillerdi.
Şimdi terör örgütü PKK Türkiye'den çekildi.
Irak'ın kuzeyindeki ZAP kampını boşalttı.
Silahları yaktı. İmralı'dan gelecek mesajları bekliyor... CHP "Biz yokuz" diyor.
Belli ki Özel'in cesareti, yüreği, liderliği bu dönemin risklerini politik olarak göğüslemeye yetmiyor.
Peki şimdi ne olacak?
DEM'i küstüren, "Altılı Masa"daki ortaklarını kaybeden CHP nereye koşuyor?
Gün gelip yaşadığımız coğrafyada "Akdeniz İklimi" olur da tıpkı Avrupa'daki gibi sınırların olmadığı, kimlikle seyahat ettiğimiz bir coğrafya inşa edersek CHP bu duruşuyla milleti nasıl ikna edecek?
Eğer Özel'in hesabı bir süredir CHP medyasında ekranlara taşınan bazı şehit yakınlarının söylemleriyle, milliyetçi oyları havuza katmaksa o konuda İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu zaten hazır ve nazır bekliyor. Yani özetle Özel, yine baltayı taşa vurmuş gibi görünüyor...

BAHÇELİ'NİN ACELESİ NE?
Unutanlar için Bahçeli'yi biraz hatırlatalım.
Seçimi kaybetme pahasına "Devletim ve milletim için kan kusup kızılcık şerbeti içtim" şiarıyla Apo'nun idam edilmemesi garantisinin altına imza atan Bahçeli'ydi... Koalisyonu bozsaydı belki oylarını katlayacaktı. İmzayı attı, barajın altında kaldı. 2015'te CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "AK Parti iktidar olmasın gelin sizi destekleyelim Başbakan olun" dediğinde, "HDP'nin desteğiyle asla başbakanlık yapmam" diye teklifi elinin tersiyle iten de yine Bahçeli'ydi...
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da tankların yanından geçip güvenli evinde saklanırken, "MHP Genel Merkezi'ndeyim yüreğiniz varsa gelin alın" diye darbecilere posta koyan da Bahçeli'ydi...
Bunları niye yazıyorum.
Bugünlerde bazıları Bahçeli'yi milletin gözünden düşürmeye çalışıyor. Ama kimin doğru yerde durduğunu tarih yazacaktır elbette.
Peki Bahçeli neden bu kadar acele ediyor?
İmralı'dan "Suriye PKK"sı için bir çağrı alınması konusunda ısrarcı oluyor.
Suriye'deki gelişmeleri ben anlatayım kararı siz verin...
İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye'de işgal ettiği yerlerde poz verip gövde gösterisi yapıyor.
Terör örgütü PKK/PYD Rakka'da Suriye Ordusu'na kışkırtıcı saldırılar yapıyor. Şehit haberleri geliyor. Süveyda'da Nusayrileri kışkırtma çabalarını, Lazkiye'deki isyan girişimlerini unutmayın... Zira bugünlerde sahil kesiminde yeni kıpırdanmalar olduğu iddiaları var. Suriye'yi iyi bilen Türkmen gazeteci İbrahim Bozan'ın bu konudaki paylaşımı dikkat çekici...
Bozan, sözde Suriye Orta ve Batı Siyasi Meclisi ve Suriye Yüksek Alevi Konseyi/Meclisi ve silahlı grupların özerklik söylemlerini daha yüksek sesle dile getirdiğini, anketler, videolar paylaştığını yazıyor. Bu arada dikkatinizi çekmiştir. PYD elebaşı Ferhat Abdi Şahin, takım elbiseyi çekti. Irak'ın kuzeyinde konferanslara katılıyor. Barzani ailesi tarafından kabul ediliyor. Boy boy fotoğraflar paylaşılıp, terörist başına imaj çalışması yapılıyor.
Özetle Suriye'de İsrail'in senaryolarını dolaşıma sokmaya çalıştığı aşikar, bunun için de zamana ihtiyacı var. Bahçeli işte bu yüzden ivedilikle "Terörsüz Bölge" için adımlar atılması için uyarılarda bulunuyor. Elini değil, gövdesini taşın altına koyuyor. Siyasi riskleri göğüslüyor.
Bakalım İmralı'dan beklenen mesaj gelecek mi?
Süreç nasıl ilerleyecek?
Hep beraber takip etmeye devam edeceğiz...

MİKROFON KAPATMAKLA OLMAZ
Sözü hiç eğip bükmeden yazacağım.
İBB Meclis toplantılarına "İmamoğlu suç örgütü iddianamesi" tartışmaları damgasını vuruyor. AK Partili Meclis Üyeleri dersine çalışmış, iddianameyi okumuş. CHP'li üyeleri terleten sorular soruyor.
En son CHP'li Başkan, Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin'in mikrofonunu kapattı... Sesini kısmaya çalıştı. Elbette başarılı olamadı ama nasıl bir sıkışmışlık hali içinde olduklarının açık kanıtı gibi yaşananlar. Benim aklıma takılansa CHP milletvekillerinin Özgür Özel'e yazdığı isyan mektubunda... Meselenin iki tarafı var.
Birinde CHP'li vekillerin "Millete bu yaşananları anlatamıyoruz" isyanı...
Diğerindeyse "Bu mektup Özel'i yıprattı mı, elini mi güçlendirdi?" sorusu var.
Zira ilk anda ben de mektubu Özel'i zora sokan bir yazı gibi okudum. Ama bir yandan da Özel'in İmamoğlu'na rağmen cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etmesi, ardından da bu mektubun medyaya sızdırılmasını düşününce "Acaba bir manevra mı?" sorusu aklıma geldi...
Zira Özel, mektubu cebine koyup İmamoğlu'na "Bak ben daha fazla bu yükü taşıyamıyorum" deme lüksünü de sağlamış oldu.
Çünkü Silivri'den sızan bilgilere göre Özel'in cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etmesi, İmamoğlu'nu epey sinirlendirmiş, aralarında gerilim yaşanmış... Bu yüzden zaman Özel'in lehine, İmamoğlu'nunsa aleyhine işliyor gibi görünüyor. Özel adım adım gönlündeki adaylık sürecine doğru ilerliyor.