Cumhuriyet Halk Partisi her sıkıştığında başvurduğu erken seçim söylemlerini son günlerde yeniden dillendirmeye başladı.
Epeydir duymadığımız bu klasik taktik tekrar uygulamada.
Sebeplerine birazdan geleceğiz.
Bu türkü tekrar dillendirilse de CHP'nin farkında olmadığı husus şu;
Ne kimse söyleneni yadırgıyor ne de kimse söyleneni takıyor.
Çünkü bu türkü sıktı.
Uzun lafın kısası CHP kendi çalıyor kendi oynuyor.
BİR CHP KLASİĞİ...
Bütün bunları neden yazdım?
Çünkü geçtiğimiz gün Özgür Özel yine benzer bir çıkış yaptı ve bugüne kadar ilk defa duyduğumuz birtakım örnekler vererek erken seçim çağrısı yaptı.
Özel buyurdu ki anayasa hükmüne göre meclis milletvekili sayısı %5 eksilirse seçim zorunlu hale gelir.
Yani meclis çatısı altında bulunan 30 milletvekili aynı anda istifa edecek olursa erken seçim zorunlu hale gelir demek istiyor.
Bu olamadığı takdirde bir de alternatif sunuyor ve diyor ki bir ilin milletvekilleri toplu olarak istifa ederlerse yine aynı şekilde seçim zorunlu hale gelir.
NE DURUYORSUNUZ...
Adama demezler mi elinizi tutan mı var hadi geçin uygulamaya.
Geçemezler neden?
Çünkü istifalar meclisten geçmediği takdirde, meclis çoğunluğunca onaylanmadığı takdirde geçersiz oluyor ve milletvekilleri istifa ettiğiyle kalıyor.
Pek koca CHP tüm bunları bilmiyor mu?
Bilmez olur mu, bildiği halde gündeme getiriyor.
TÜM BUNLARDA AMAÇ NE?
Peki neden gündeme getiriyorlar?
Bir şey çıkmayacağını bildikleri halde neden konuşuyorlar?
Sebebi çok basit, İmamoğlu yolsuzluk soruşturması konuşulmasın, orada dönen dolaplar gündem olmasın, kamuoyu yolsuzluklar yerine böylesi incir çekirdeğini doldurmaz konuları tartışsın istiyorlar da ondan.
Çünkü bu konular üstü örtülmez tartışılırsa altından nasıl kalkacaklar?
Bu konular gündem olur pandoranın kutusundan çıkanlar ortalığa saçlılarsa halleri nice olur?
KAÇIŞ YOK...
Bugün için durumu kurtarabilirsiniz, gündemi değiştirebilirsiniz ama iddianame ortalığa döküldüğünde ne yapacaksınız?
O gün geldiğinde neler söyleyeceksiniz?
Şu an için konuşulan hususlar elbette henüz iddia düzeyinde, doğru mu değil mi bilmiyoruz.
Bu durumun en büyük ispatı da savcılığın hazırlayacağı dokümanın adında saklı.
Adı üstünde İDDİANAME...
Ancak adı böyle de olsa kamuoyunda tartışılan iddialara bir açıklama getirmelisiniz.
Gündem değiştirerek, konudan kaçarak bir yerlere varamazsınız.
Londra'ya gönderilen paralara, özel jetlerle sık sık yurt dışına çıkılan seyahatlere bugüne kadar cansiperane savunduğunuz İmamoğlu adına bir açıklama getirmelisiniz.
CHP tüm bu iddialara açıklama getirmek yerine, tüm bu konuşulanlara bir gerekçe bulmak yerine fondaş kanallarda iddialara yönelik farklı bir algı oluşturma gayretinde geziyor.
Yalnız bunu yaparken öyle konik durumlara düşüyorlar ki inanılmaz.
Yazıyı bu söylemlerden örneklerle ve gülerek tamamlayalım
İşte bu akıl tutulması örneklerden birkaçı;
"Şikâyet edenler CHP'li dediler hepsi kendi adamları çıktı..."
"Şikayetçiler suç makinası çıktı..."
"Aynı kurumda çalışan kişilere neden birbirinizle görüşüyorsunuz dediler, ortaya güzel bir komedi çıktı..."
İşim daha da acısı ne biliyor musunuz?
Bu komediyi ekran başına geçip koca koca adamlar seyrediyorlar...