Geçtiğimiz hafta Kıbrıs seçimleri tamamlandı.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kritik bir süreci geride bıraktı.
Seçim sonrası Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman oldu.
Tufan Erhürman ismi oldukça tartışmalı ve aynı zamanda puslu bir isimdi.
Endişelerin Nedeni...
Onu tartışmalı hale getiren başkanlık ettiği Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin son yıllarda uyguladığı Türkiye karşıtı politikalardı.
Zira CTP gerçekten son yıllarda Akıncı ve Talat dönemlerinde Rum'a rahmet okutan politikalar peşindeydi.
Dolaysıyla Erhürman'ın da seçildiği an aynı politikaları sürdüreceği ve bu sebeple Türkiye ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerinde sıkıntılı bir sürecin başlayacağı, bu sürecin de Kıbrıs'ı karanlık bir döneme sürükleyeceği tartışılıyordu.
Sürpriz Beklenmedik Yerden...
Seçim sonuçlarından sürpriz çıkmadı ancak Erhürman'ın seçim sonrası yaptığı söylemlerden büyük sürpriz çıktı.
Seçim sonuçlarının sürpriz olmamasının nedeni kamuoyu araştırmalarından ve doğru analiz yapan anketlerden çıkan sonuçlardı.
Bazı anketler seçim sonuçları ile ilgili zaten benzer tabloyu öngörüyordu.
Ancak bu sonucu öngörenler bile böyle bir fark beklemiyorlardı. Zira bu şirketler anketlerde Tatar'ın az bir farkla seçimi kaybedeceğini söylüyorlardı.
Oysa seçimden tarihi bir fark çıktı.
Neticede Tatar'ın kaybedeceğini söyleyenler sonucu doğru tahmin ettikleri için büyük bir sürpriz yaşamadılar. Ancak Erhürman'ın izleyeceği siyaset ile ilgili tahminde bulunanların neredeyse tamamı çok büyük sürpriz yaşadılar.
Erhürman seçim sonrası yaptığı açıklamalarla tüm ezberleri ve beklentileri yerle bir etti.
Erhürman'dan İlk Açıklamalar...
Erhürman seçim sonrası yaptığı zafer konuşmasında çok önemli açıklamalarda bulundu.
İşte o açıklamalardan bazı başlıklar;
"Türkiye Cumhuriyeti'ndeki tüm Türk halkına buradan yürekten sevgilerimi saygılarımı iletiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti ile çok iyi ilişkilerimiz daha da gelişerek devam edecek. Ben bunu bir görev olarak görüyorum.
"Dış politika elbette Türkiye ile yakın istişareyle yürütülecek, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Türkiye ile istişare etmeksizin Kıbrıs'ta bir dış politikanın belirlenmesi benim dönemimde de asla söz konusu olmayacak.
Bu halka mensup olmak benim en büyük onurumdur, gururumdur."
Bu sözler gerçekten tansiyon düşüren ve geleceğe umutlu bakmamıza sebep olan sözlerdi.
Bizler de bu sözleri nedeniyle Erhürman'la ilgili olumlu cümleler kurduk ve sözlerinden dolayı destekledik.
Bahçeliden Kritik Çıkış...
Bilge lider Devlet Bahçeli seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz sert bir beyanat verdi ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili milyonlarca Türk'ün yüreğindeki sesi dillendiren tarihi bir çıkış yaptı.
Bilge Lider yaptığı bu çıkışta Kıbrıs Parlamentosu'nun acilen toplanmasını ve seçim sonuçlarına itiraz ederek derhal Türkiye'ye ilhak kararı almasını istedi.
Bu sözlere itiraz eden olabilir mi?
Elbette hayır...
Peki bu sözlere itiraz eden Türk ya da bu vatanın evladı olabilir mi?
O da hayır...
Peki hal buysa tüm bunları neden yazdım?
El İnsaf...
Tüm bunları sayıları çok az da olsa, Devlet Bahçeli'nin çıkışına neden destek verilmedi eleştirisini yapanlar için yazdım.
Bu camiaya çok değer verdiğim için akıllarda soru işareti kalmaması adına burada bir iki kelam etme gereği duydum ve yazıyı kaleme aldım.
Gelin meseleye bir başka açıdan bakalım ve bizim de yürekten desteklediğimiz Sayın Bahçeli'nin bu sözlerinin şifrelerini çözmeye çalışalım.
Acaba sayın Bahçeli yaptığı bu ani çıkışla, yeni süreçte oluşabilecek bazı olumsuz olayların önünü şimdiden kesme adına bir ince ayar operasyonu çekmiş olabilir mi?
Tavsiyem odur ki meseleye bir de bu açıdan bakmakta, Bahçeli'nin yapmış olduğu çıkışı bir de bu gözle okumakta fayda var.
Sayın Devlet Bahçeli'nin adı gibi var olan devlet aklını bilenler onun bu çıkışı ne maksatla yaptığını çok iyi bilirler.
Benim lafım bunu bilmeyip hassasiyet gösteren kardeşlerimize.
Merak Etmeyin...
Bazı kesimler seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz Kıbrıs'ın elden gittiğini, kazananın küresel çete, kaybedenin ise Türkiye olduğu gibi paylaşımlarda bulunuyorlar.
Rahat olun başta devletimiz olmak üzere süreci yakın takip ediyoruz...
Burada kimse çıkan sonuca zafer narası atmıyor.
Burada kahır ekseriyet bu olumlu söylemlere bir şans vermek gerektiğini düşünüyor.
Şimdi ne yapsak daha iyi, Erhürman'ı yerden yere mi vuralım, yoksa ona bir şans mı verelim?
Merak etmeyin...
Yarın bir gün eğer Erhürman ayak oyunlarına girerse başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere Türkiye'de ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşayan her Türk evladı hesabını sorar, gereğini yapar.
Herkesin içi rahat olsun.
Şans Vermek Lazım...
Süreci yakından takip ediyorum.
Bu sözlere bir şans verilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Biz bunları yazarken Erhürman'dan bir açıklama daha geldi.
Erhürman beklendiği gibi ilk ziyareti Türkiye'ye yapacağını açıkladı ve bakın neler dedi;
"Bizimle ilgili önyargıları yıkacağız. Türkiye adanın tartışmasız garantör gücüdür ve aramızda hayati bir bağ vardır. İlk ziyaretimi Ankara'ya yapacağım."
Tabi ki Kıbrıs'la ilgili bu sözlerin takipçisi olalım ama bence bu sözlerden daha çok "CHP'nin Genel Başkanıyım" diye ortalıkta gezinen Özgür Özel'in Türk demekten sakındığı şu sözlerine daha çok odaklanalım;
"Kuzey Kıbrıs yavru vatan falan değildir. Kimseye analık babalık taslayacak durumumuz yok. "