"Almanya ve Avrupa'nın geri kalanı, mevcut liderleriyle Dördüncü Reich'a dönüşüyor."
Sergey Lavrov, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı

Eski defterler yeniden açılıyor.
Husumetler gün yüzüne çıkıyor.
Kılıçlar, pardon, nükleer füzeler kuşanılıyor.
Bir yandan Amerika Birleşik Devletleri İngiltere'ye 'nükleer bomba' sevkederken Amerikan Başkanı Donald Trump'ın Rusya Federasyonu'na verdiği süreyi 50 günden 10 güne düşürmesi 'ne oldu da tarihi geriye çekti?' dedirtiyor.
Aslında işaret fişeği 1 Haziran 2025 tarihindeki Ukrayna'nın 100'den fazla 'drone' yani insansız hava aracı-İHA ile Rusya Federasyonu topraklarına girerek askeri üslerdeki savaş uçaklarına yaptığı şok saldırı öncesinde Alman Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı'na başkanlık eden General Carsten Breuer'in BBC'yle röportajında 'Rusya'nın önümüzdeki dört yıl içinde NATO üyesi bir ülkeye saldırabileceğini' açıklamasıyla atılmıştı.
Tabiri caizse 'ayyuka çıkmıştı'.
Hatırlayalım o dönemde Ukrayna Devlet Başkanı Vlodimir Zelensky üç hafta içinde üç kez Berlin'e gitmişti.
Nedeni 1 Haziran 2025'te anlaşıldı.
Gerilimin 'nükleer' boyutunda bir 'kademe' daha atlandı.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald J. Trump, 'önleyici tedbir' olarak Rusya yakınlarına 2 nükleer enerjiyle çalışan denizaltı gönderme kararıyla birlikte 'Amerika Birleşik Devletleri Rusya ile nükleer savaşa tamamen hazır' deyiverdi.
Öncesindeki Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev'in 'Rusya'nın nükleer saldırı kabiliyetine' yönelik açıklamalarına 'mukabele' olarak; Putin'in değil.

Sonra ne mi oldu?
Zaporijya Nükleer Santrali'ne saldırı düzenlendi.
Gelişmeler bu kadarla da kalmadı.
İnsan müdahalesi olmayan otomatik nükleer silahlar.
Yani 'Ölü El' kavramı kelime dağarcığımıza ekleniverdi.
Rusya Federasyonu'na komuta kademesini yok edici olası bir Kuzey Atlantik Paktı-NATO saldırısı durumunda devreye giren insan komutu olmadan ve insan müdahalesine kendini kapatan bir mekanizma.
Yani 'otonom'.
Ne zaman bu aşamaya gelindi diye sormadan edemiyor insan.
Ve tabii bu kadar 'krizi tırmandıracak kadar' paylaşılamayanın ne olduğunu.
