Savaşla ilgili Sun Tzu'nun meşhur bir sözü vardır;
"Gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir, gerçek zafer savaşmadan kazanılan zaferdir."
Şimdi durduk yere bu sözü neden hatırlattım.
Merak etmeyin elbet boşa değil.
İŞTE SEBEBİ...
Hatırlattım ama laf olsun diye değil.
Hatırlatmamın nedeni bu sözün adeta bugünler için yazılmış olması.
Hatırlatmamın nedeni bu sözün bugünleri çok iyi anlatıyor olması
Nasıl mı?
Açıklayayım...
ŞEYTAN AYRINTI DA GİZLİ...
Malum Gazze'de bir katliam, bir soykırım var ve bu soykırım dünyanın gözü önünde iki yıldır, ya da bir başka deyişle tam 730 gündür devam ediyor.
Bu açıdan bakıldığında sekiz milyonluk İsrail'in sekiz buçuk milyarlık insanoğluna kafa tuttuğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Gerçek bu mu?
Evet, maalesef bu.
Bu acı tablo karşısında, insanlık çaresiz bir şekilde birbirine aynı soruyu soruyor;
"Bu alçak terör örgütünü kim durduracak?"
HAMAS YETER...
Maalesef bugüne kadar kimse bu terör örgütüne dur diyemedi, kimse bu aşağılık sürüye dokunamadı ve o da bu durumu fırsata çevirip öldürdükçe öldürdü ne kana doydu ne cana.
Nasıl inanılır gibi değil değil mi, ama bunların hepsi oldu.
İnsanoğlunun engelleyemediği bu saldırılara orada tek başına elif gibi dimdik duran HAMAS yiğitleri engel oldu ve yiğitlikleriyle tüm dünyanın sevgisini kazanmış sevgi yumağına dönüştü.
PEKİ SONUÇ...
Yukarıda çizdiğim tabloya göre bu işin sonunda bir kazanan bir de kaybeden olmalı.
O halde gelin birlikte soralım, bu işte kim kazandı kim kaybetti?
Bu soruya düz mantıkla yaklaşan herkes kazananın İsrail kaybedenin Filistin olduğunu söyler.
Ancak sona yaklaşan sürece baktığınızda sahada durumun tam tersi bir tablo gösterdiği ortaya çıkar.
Bugün herkes şunu görüyor ve kabul ediyor ki saha sonuçlarına baktığınızda bu işin kaybedeni çok net İsrail.
YİĞİT HAKKI...
Bu durumda doğal olarak akıllara İsrail nasıl oldu da bu hezimeti yaşıyor sorusu gelir.
İşte burada Sun Tzu'nun sözü devreye giriyor.
"Savaşmadan yenmek."
Evet, İsrail savaşmadan o kısacık kirli ve kanlı tarihindeki en ağır yenilgiyi alarak birilerine yenildi.
İşte o birileri Erdoğan'dan başkası değil.
Erdoğan bu sözün hakkını verdi ve hiç savaşmadan İsrail karşısında tarihi bir zafer elde etti.
Bugün tartışmasız İsrail'e tarihi hezimeti yaşatan lider Erdoğan, ülke de Türkiye'dir.
PEKİ NASIL OLDU?
Türkiye savaşa girdi mi, hayır.
Peki nasıl oldu?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devleti yöneten siyasi iradesiyle, şanlı devletin sahibi yüce Türk milletiyle, o milletin lideri Erdoğan ve o milletin sesi yerli ve milli medyasıyla Filistinli kardeşlerine verdiği sözü tuttu ve Gazze'yi ne unuttu ne de unutturdu.
Soykırımın başladığı günden bugüne bu aziz millet topyekûn Gazze için mücadele etti.
Düzenlediği mitinglerle, her türlü uluslararası etkinlikte uyguladığı diplomasiyle Gazze'yi dünya gündeminden asla düşürmedi.
Dünya halkları Gazze'de olan biteni batıya uşaklık etmeyen, yerli ve milli olan Türk medyasından öğrendi.
Erdoğan, BM toplantısında dünyaya hesap sorduğu haritayla İsrail işgalini tüm dünyanın gözleri önüne serdi.
ZAFER BİZİM...
Tüm bu yaptıklarımızla insanlık İsrail'in devlet olmadığını azılı ve aşağılık bir terör örgütü olduğunu bizden öğrendi.
İsrail'in gerçek yüzünü tüm dünya Filistin'de bulunan kökü Türk, Gazzeli yiğitler ile Türkiye'nin sayesinde anladı.
İşte bu öğreti sayesinde bugün İsrail dünyanın her yerinden kovulan, itilen, dünyanın hiçbir ülkesinde barınamayan ve bu nedenle de giderek yalnızlaşan, izole bir nefret objesine dönüşmüş durumda.
Uzun lafın kısası İsrail HAMAS karşısında savaşı kaybetti.
Takdir edersiniz ki bu durduk yerde olmadı.
Bu az önce sıraladığım nedenlerle oldu ve Türk Milleti ve önderi Erdoğan savaşmadan büyük bir savaş kazanarak İsrail'i hak ettiği yere orta çağa geri yolladı.
Tebrikler Türk Milleti, Tebrikler Erdoğan, tebrikler medyanın yerli ve milli olanları...