Bu bir tatil yazısı...

Bu yüzden siyasetten biraz uzaklaşıp, hayata dair bir şeyler yazmak istedim.
Bir yılın yorgunluğunu atma zamanı geldi.
Elektrikli araçla yollara düştük.
Öncelikle şarj meselesiyle ilgili girişimci ruhu kuvvetli olanlara bir tavsiyem var.
Tüm şarj istasyonlarını aynı anda gösteren bir uygulama yapan bu konuda mesafe alır.
Aynı zamanda navigasyonlara da artık akaryakıt istasyonları gibi yol üstündeki şarj istasyonlarını da gösterecek eklemeler yapmanın zamanı gelmiş de geçiyor.
Ancak Niğde'ye şarj molası vere vere gittik.
Yol uzun sürdü.
Ama sık sık mola verdiğimiz için çok da yorucu olmadı.
Neyse yıllık izin denince elbette herkes gibi bizim de aklımıza kum, deniz, güneş de geliyor.
Ancak aynı zamanda köyün yolunu tutmak, anne-babanın elini öpmek.
Memleketten dostlarla kucaklaşmak anlamına geliyor bizim için tatil. Yani sıla-i rahim...
Güllüce Köyü'ne ulaştıktan sonra Kayırlı Kasabası'ndan dostların davetine icabet ettik.
Açık söylemem gerekirse sıla-i rahim ve Ayran Şölene Etkinliklerini görünce hem şaşırdım hem de sevindim. Zira 29 yıl boyunca böyle bir etkinliği devam ettirmek büyük başarı.

Emek verenlerle biraz sohbet ettik.
Özellikle gençlerin memleketlerini sevmesini izin zamanlarında kasabalarına dönmesini teşvik etmek, göçenleri geri getirmek ve yaşamı canlı tutabilmek için büyük emek verilmiş...
Sohbetlerde her daim mesele memleketin birlik beraberliğine geldi.
Küçücük köylerde arazi, miras meselesi sebebiyle kardeşin kardeşe düştüğü gerçeğinden yola çıkarak ülkenin birlik beraberliğini sağlamanın ne kadar önemli ne kadar da kritik olduğunu konuştuk. Örneğin geçmişte Kayırlı Kasabası'nın dahi küslükler sebebiyle iki ayrı derneği varmış. Sonra küsler barıştırılmış, herkes aynı çatı altında buluşturulmuş.
Ancak çok emek, saygı ve karşılıklı anlayış gerektiğini söylüyorlar.
Yaşanmışlıkları anlattılar... Küsleri barıştırmak kolay bir iş değil elbette...
Yerel sanatçıların türküleri, Grup Kaşık ekibinin gösterisi, ayran, kavurma, pilav derken güzel bir gün geride kaldı.
Özetlemem gerekirse yıllık iznimizin bir bölümünde anne-babanın gönlünü yaptık.
Dostlarla hasbihal ettik.
Gerçekten çok keyifli bir o kadar da yoğun geçti. Özellikle çocukları da getiriyorum ki görsünler, öğrensinler, yarın bir gün onlar da bizim kapımızı sık sık çalsın, gönlümüzü yapsın...
Bu arada 36 ili vuran don, buz olayı ne yazık ki Niğde'nin bahçelerini de vurmuş.
Birçok köyde ne elma var, ne kayısı ne kiraz ne de erik...
Bu yüzden meyve fiyatlarını değerlendirirken lütfen bu gerçekleri de unutmayalım...
Tatil yazısı olduğu için bugünlük bu kadar.
Kalın sağlıcakla...