Sosyal medya bağımlısıyız. Az veya çok hepimizin sorunu. Özellikle çocuklar büyük tehdit altında. Bunu çarşamba günü Hatay'daki internet bağımlısı genci görünce tehlikeyi daha net anladım...
Hatay depreminde yakınlarını kaybeden Barış 23 yaşında. Tam 3 yıldır evden dışarı bir adım bile atmamış. Temel ihtiyaçları dışında bir faaliyeti yok. "Elimde olsa yemek de yemem, tuvalete de gitmem, sürekli telefonla oynar, internette gezinirim" diyor... Annesi çaresiz.
Ekstrem bir örnek gibi görünebilir. Depremin getirdiği bir tür sorun olduğunu da düşünebiliriz. Ama bu bağımlılık gerçeğini değiştirmez maalesef. Konunun psikolojik ve sosyolojik yanı çok önemli. Sorunun çözümüne katkısı olur diye hukuki duruma değinmek ve ABD'de açılan bir davadan bahsetmek istiyorum bugün...
İNTERNET İSTATİSTİKLERİ...
Bu konudaki araştırmalara baktığımızda 2024 itibarıyla önümüzdeki tablo şöyle:
* 6–15 yaş grubunda internet kullanımı oranı %91,3 düzeyinde ve %66'sı sosyal medya platformlarında.
* Erkek çocukların %68'i, kız çocukların %64'ü sosyal medyada.
* Çocukların en çok kullandığı sosyal medya %96 ile YouTube. Bunu Instagram (%42), TikTok (%26), Snapchat (%21), Facebook (%10), X (%5) takip ediyor.
TÜM ŞEHİR, SOSYAL MEDYADAN DAVACI
ABD'de sosyal medya şirketlerine 8 Ekim'de bir dava açıldı (1). Bu davanın, davacısı "City of New York". Kentin tüm yerel birimlerini yani okulları, sağlık kurumların ve belediyesini içeren bir kavram bu... Şehrin tamamı dava açmış diyebiliriz. Davalılar ise bir tane değil: Meta, Facebook, Instagram, Snapchat, TikTok, Google, YouTube ve diğerleri...
DAVA KONUSU NE?
Dava dilekçesi 300 sayfadan fazla. Sosyal medya şirketlerini "kamu düzenini veya sağlığını bozduğunu(2) " belirtiyorlar.
Sosyal medya şirketlerine yöneltilen ithamlar ise özetle şunlar: *Önerme algoritmaları çocukları "bağımlı" kullanıcılara dönüştürüyor. *Tasarım ve bildirimler çocukları mecburi etkileşime zorluyor. *Yaş kontrolü uygulamaları kolaylıkla atlatılabilecek biçimde dizayn edilmiş. *Hesabı silmek veya devre dışı bırakmak neredeyse imkânsız. Kullanıcılar platformda kalmaya zorlanıyor.
Davanın üzerinde durduğu "zarar unsuru" ise şöyle: "Tüm bunlar çocukların okullarda devamsızlık yapmasına, uyku bozukluklarına, ruh sağlığı sorunlarına ve nihayet sosyal temastan kaçan insanlara dönüşmesine sebep oluyor".
KOMİSYONDAKİ ÖNERİ
Bu konuda ülkemizde Dijital Bağımlılıkla Mücadele Kanunu Teklifi bulunuyor.
Teklifin gerekçesinde şu ifade önemli:
"...internetin bağımlılık derecesinde kullanması, yoksunluk hissi, sinirlilik, odaklanamama, dikkat dağınıklığı gibi psikolojik ve boyun ağrısı, sırt ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Aynı zamanda birey, birlikte zaman geçirdiği arkadaş, dost ve aile çevresinden de uzaklaşmakta, bu da bireyin sosyal ilişkilerini zedelemekte ve asosyal bir hayata sahip olmasına neden olmaktadır"
Bu teklif yasalaşmalı demiyorum. Ancak bu bakış açısıyla yapılacak düzenlemeye, bir özel yasaya ihtiyacımız olduğu kesin...
YÜKSEK KURUL...
Bu alanda planlama yapan Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulumuz var... Başkanlığını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz yapıyor. Kurumun Davranışsal Bağımlılıklar ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı bu açıdan önemli, mutlaka okunmalı (3) ...
NELERE ODAKLANILMALI?
Sorunun çözümü için konuşmamız gerekenler var. Bu konuda en önemli beş husus bence şunlar:
- Yaş doğrulama konusunun ciddiye alınması gerekiyor. Platformlar beyana göre doğrulama yapıyor. Çocuklar kolayca yanlış yaş beyanı verebiliyor. Bu konuda daha güvenilir bir mekanizmaya ihtiyaç var.
- Algoritmik öneri sistemleri sorunu çözülmeli. Sunulan öneri içerikleri çocuğun dikkatini sürekli çekmeye çalışıyor ve bu döngü bağımlılığın ilk adımı.
- Zararlı içerik filtrelemesinde zafiyet var. Çocuklar şiddet, cinsel içerik, nefret söylemi ile rastlantısal olarak muhatap oluyor. Bir araştırmaya göre, 13 yaşındaki bir kullanıcının 3 dakika içinde zararlı içeriklerle muhatap olduğu görülmüş (4) .
- Ebeveyn kontrolü sistemlerinin çoğunda sorun var. Ya kurulumu ya da yönetimi zorlaştırılmış durumda. Bu da tercih edilmemesini sağlıyor. Böylece hem içeriklerin hem de ekran süresinin denetlenmesinde eksiklik doğuyor...
- Çevrim içi taciz ve siber zorbalık engellenmiyor. Platformlar bu anlamda etkin adım atmıyor. Şikayetleri inceleme süreleri çok uzun.
EN BÜYÜK SORUN: ŞEFFAFLIK..!
Bize tek sorun söyle onu çözebiliriz deseler tek isteğim olur yetkililerden: "Platformların şeffaflığını sağlayın ve denetime açık olmalarını zorunlu kılın" derim. Her gün büyüyen bu sorun, hemen yanı başımızda!
Sivil toplumun davalar ve başvurular ile de meseleye çözüm araması gerekiyor... Bu konuyu bu düzeyde takip eden bir sivil toplum teşekkülü maalesef yok ülkemizde...
(1) United States District Court, Southern District of New York "Case 1:25-cv-08332"
(2) Public Nuisance
(3) https://dosyamerkez.saglik.gov.tr/Eklenti/49632/0/dbm-eylem-plani-2024-2028pdf.pdf?_tag1=FB0C8FECFD6BA1A1797F55332B01F46126EBFFEC
(4) [2505.11160]Protecting Young Users on Social Media: Evaluating the Effectiveness of Content Moderation and Legal Safeguards on Video Sharing Platforms