Geçtiğimiz günlerde Thomas Friedman New York Times gazetesinde bir yazı kaleme aldı...
Yahudi asıllı köşe yazarı Friedman, Siyonist cepheye vermiş olduğu desteklerinden dolayı tam üç kez "Pulitzer" ödülü alan bir kalemdi.
Aşağıda Friedman'ın yazdığı bahse konu köşe yazısından alıntı satırları yazacağım. Satırları okuduğunuzda neden bu yazıya önem verdiğimi net olarak anlayacaksınız.
Yazı Ortadoğu'da dengeler değiştiğini çok açık gösteriyor.
Yazı gösteriyor ki İsrail başta Ortadoğu'da hesaplar yeniden yapılıyor ve İsrail'i sona götürecek hikâye yeni başlıyor.
Korkulan Son Yakın...
Netenyahu Amerika'ya yaptığı zorunlu ziyarette Trump'tan hayatının dayağını yedi.
Bu ziyaret sonrası İsrail için yeni bir dönem başladı ve artık bundan böyle İsrail için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Benzer şeyleri farklı cümlelerle Friedman da söyledi. İşte o Friedman'ın yazısından birkaç satır;
"Sayın Başkan Trump,
Önümüzdeki hafta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar liderleriyle görüşmek üzere bölgeye gitmenize rağmen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile görüşme planlamıyor olmanız bana şu hayati gerçeği anlamaya başladığınızı gösteriyor:
İsrail hükümeti ABD'nin bölgedeki temel çıkarlarını tehdit edecek şekilde davranıyor, bu nedenle Netanyahu artık bizim dostumuz değil."
Bu satırları yazan, olan biteni onaylayan Siyonist kalenin en güvendiği kalemlerden biri.
Yazıdan da anlaşılacağı gibi bu kişi Amerika'nın İsrail ile köprüleri attığını net olarak ifade ediyor ve ezber bozan zehirli cümlelerle yazmaya devam ediyor.
"Netanyahu, sizi kendi kuklası yapabileceğini cidden düşündü. Tam da bu yüzden,
Hamas, İran ve Husilerle yürüttüğünüz bağımsız müzakereler aracılığıyla ona, sizi satın alamayacağını ve onun kuklası olmayacağınızı göstermenizden etkilendim. Açıkçası, bu onu paniğe sürüklemiş durumda. "
Gerçekten de bakıldığında Trump bir süredir bölgede İsrail'i dışlayan bir politika izliyor.
İran'la yürüttüğü müzakerelerin tek amacı İsrail'in elinden İran kartını almak.
Düşünsenize Amerika'nın İran ile nükleer konusunda anlaştığını.
İsrail'in hali nice olur.
Ne yazacak Netanyahu.
Esas Büyük Vurgun Burada...
"Bu aşırı milliyetçi, mesihçi İsrail hükümeti asla Amerika'nın müttefiki değil."
Bu hükümetin önceliği Batı Şeria'nın ilhakı, Gazze'deki Filistinlilerin sürülmesi ve orada İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasıdır."
"İsrail'in artık bir Amerikan müttefiki gibi davranmadığı fikri, İsrail'in Washington'daki dostları için şok edici ve hazmedilmesi zor bir durum ancak bunu hazmetmeleri gerekiyor."
Çünkü Netanyahu hükümeti, aşırılık yanlısı günde mi uğruna bizim çıkarlarımıza zarar vermektedir."
Netanyahu'nun diğer ABD başkanlarına yaptığı gibi sizi ezip geçmesine izin vermemeniz sizin için bir övünç kaynağıdır.
ABD iki devletli çözüm taahhüdüne bağlıydı. Siz de ilk döneminizde Gazze ve Batı Şeria'da İsrail'in yanında bir Filistin devleti planınızla bu taahhüdü ilerletmeye çabaladınız.
Ancak, Netanyahu bunu reddetti, çünkü kabinesindeki aşırıcı Yahudi üstüncüler" bunu yaparsa hükümetini devireceklerini söylediler- ve çok sayıda yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan Netanyahu, dava sürecini uzatmak ve olası bir hapis cezasının önüne geçebilmek amacıyla başbakanlık zırhından vazgeçmeyi göze alamazdı.
Böylelikle, Netanyahu kişisel çıkarlarını İsrail ve Amerika'nın çıkarlarının önüne koydu.
Sayın Başkan, Orta Doğu konusunda bağımsız içgüdüleriniz mevcut. Lütfen onları dinleyin.
Sizi Haaretz gazetesinin başyazısından satırlarla baş başa bırakıyorum:
"Salı günü, İsrail Hava Kuvvetleri, yaşları 3 ila 14 arasında dokuz çocuğu öldürdü. İsrail güçleri asıl hedefin bir Hamas Komuta ve Kontrol Merkez olduğunu ve taraf olmamış sivillere zarar verme riskini azaltmak için adımlar attıklarını duyurdu. Gazze Şeridinde öldürülen 18.000'i çocuk olmak üzere 52.000'den fazla Filistinlilerin sayısını görmezden gelmeyi sayıların güvenilirliğini sorgulamayı, tüm baskı, inkâr, kaygısızlık, mesafe koyma, normalleştirme ve meşrulaştırma mekanizmalarını kullanmayı sürdürebiliriz.
Ancak, hiçbiri acı gerçeği değiştirmez.
Hepsini İsrail öldürdü. Bu savaşı biz yürütüyoruz. Artık gözlerimizi kaçırmamalıyız.
Bu savaşı biz yürütüyoruz. Uyanmalı ve haykırmalıyız:
Savaşı durdurun...
İsrail'e Bir Odun da Büyükelçiden...
Söz konusu büyükelçi Amerika'nın Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack.
Bölgeyi çok iyi bilen Tom Barrack sadece İsrail'i değil vahşi batıyı da deli edecek sözler sarf etti.
İşte o işin hakkını teslim eden cümleler;
"Ortadoğu'yu bölme hatasına yine düşmeyeceğiz.
Bbatı, bir asır önce haritalar, mandalar, çizilmiş sınırlar ve yabancı yönetimi dayattı.
Sykes-Pıcot, Suriye'yi ve bölgeyi emperyalist kazanç için böldü, bu hatayı bir daha yapmayacağız.
Batı'nın müdahalesinin dönemi sona erdi, gelecek bölgesel çözümlerde. Trump'ın vurguladığı gibi, "Batılı müdahalecilerin Ortadoğu'ya uçup nasıl yaşanacağı ve kendi işlerinizi nasıl yöneteceğiniz konusunda dersler verdiği günler geride kaldı.
Türkiye, Körfez ve Avrupa'nın yanındayız. Bu sefer askerler ve hayali sınırlarla değil, Suriye halkının kendisiyle omuz omuza. Yaptırımları kaldırarak Suriye'nin refah ve güvenliğe giden bir yol keşfetmesini sağlıyoruz.
Sonun Geldi...
İsrail çok büyük bir sürpriz olmazsa sonun başlangıcını yaşıyor.
Giderek yalnızlaşıyor, batı başkentleri de aleyhinde tavır almaya başlıyorlar.
Baktığınızda Siyonist lobiler tekrar hakimiyeti sağlayamazlarsa dünyada şer cephenin sonu geliyor, ilahi adaletin tecelli edeceği günler hızla yaklaşıyor.
Ümit ediyorum çok gecikmez bir an önce gelir ve insanlıkta nefes alır.