Tüm Yazarlar
Abdülkadir Şen Yazıları
Vurulacak ne bir cami ne de hastane kaldı
Abdülkadir Şen
Halep’te yaşananlar şimdiden yüzyılın en büyük katliamı olarak kayıtlara geçmiş durumda. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana belki de herhangi bir şehirde bu denli ağır hasar ve kayıp oluşmamıştır. Halep içerisinde Rusya ve müttefik güçlerin hastaneleri ve camileri vurduğu iddiası ise artık gerçeği yansıtmıyor. Zira orada artık vurulacak ne bir cami ne de çalışan bir hastane kaldı.
Musul’dan Halep’e ABD patentli mezhep krizi
Abdülkadir Şen
Türkiye ısrarla Başika kampında eğittiği güçlerin Musul’a müdahale etmesi gerektiğini, İran gibi mezhepçi güçlerin ve Devrim Muhafızları’nın sahaya dâhil olmamasını ve Musul’da ortak bir yönetimin tesis edilmesini talep ediyor. Sakın bu taleplere en büyük tepkinin Tahran ve Bağdat’tan geldiğini düşünmeyin. En büyük tepki bölgede mezhep savaşından fayda uman ABD’den geliyor.
Halep!
Abdülkadir Şen
Rusya ve İran’ın Halep savaşı tam olarak kadınlara ve çocuklara karşı bir savaş. Ve uluslararası toplum tüm bunların farkında olmasına rağmen güçlüden yana. Kısacası Halep, sadece Rusya, rejim ya da diğer mezhepçi güçlerin kurbanı değil. Müesses dünya nizamının çifte standartlı adaletsiz yapısının da kurbanı.
Darbeci albaydan ABD’li başsavcıya 'Türk ordusu emrinizdedir: Öl deyin ölelim'
Abdülkadir Şen
Ömer Kulaç bu yılın başında Rıza Zarrab’ın ABD’li savcı Preet Bharara tarafından gözaltına alınmasının ardından ABD’li savcıya attığı tweet ve mentionda “Sir, Turkish Army is ready for your order. Öl de ölelim yani” diyecek kadar mankurtlaşmış ve aşağılık bir tutum sergilemişti. Bu tavır FETÖ darbesini planlayanların ABD ile olan yakınlıklarını açıkça ortaya koyuyor.
Bangladeş neden Müslüman liderleri idam ediyor?
Abdülkadir Şen
Son yıllarda Bangladeş Müslümanlara yönelik küresel kuşatmanın hüküm sürdüğü bir ülke olarak ön plana çıkıyor. 26 Ağustos 1941 yılında kurulan ve Bangladeş ile Pakistan’ın ayrılmasından sonra Bangladeş Cemaati İslâmi olarak faaliyetlerini sürdüren İslâmi hareketin çok sayıda lideri 1 Ağustos 2013 yılında Yüksek Mahkeme Kurulu kararıyla partinin illegal ilan edilmesinden bu yana haksızca idam edildi.
Batı’nın ulvi değerleri Akdeniz’e gömülürken
Abdülkadir Şen
Suriyeli mülteciler konusunda AB ülkelerinin tutumu klasik oryantalist bakış açısından ve neo-kolonyal alışkanlıklardan izler taşıyor. Türkiye’nin Suriye konusundaki tutumunun ise Osmanlı-İslâm geleneğinden bağımsız olduğunu kim iddia edebilir?
Esed-PYD ortaklığı bozuluyor mu?
Abdülkadir Şen
Çok sayıda rejim yetkilisinin PKK’ya özerklik ya da federasyon verilmeyeceği açıklamaları şaşırtıcı değildir. Ülkesinde bir Kürdistan istemeyen İran’ın da Arap milliyetçisi Esed rejiminin de gelecekte güçlü bir Kürt yapısı görmek istemeyeceği, ABD’nin de Türkiye ile ilişkiler normalleşince PKK’yı Türkiye’ye tercih etmeyeceği ortadadır.
Gerçek aktörleri yok sayan ateşkes
Abdülkadir Şen
Ateşkes anlaşması, sorunun Suriye muhalefetindeki gerçek taraflarını, Ahraru’ş-Şam Hareketi başta olmak üzere diğer İslâmi hareketleri devre dışı bırakarak muhalefeti bölmeyi amaçlamıştır. Ateşkesi kabul eden muhalifler diğer muhalif grupların ateşkes dışı bırakılması nedeniyle onların hedef alınmasına adeta onay vermiş, bu da bölünmeleri artırmıştır.
Mezhep krizinin sorumlusu kim?
Abdülkadir Şen
İran Devrimi, bazı naif çevrelerce 1400 yıllık ihtilafı sona erdirecek bir gelişme, sadece Şii halklar için değil Sünni halklar için de bir özgürlük ve emperyalizm kuşatmasından kurtuluş umudu olarak değerlendirilmişti. Gel gör ki bu umut İran’ın devrime destek veren Sünni âlim ve entelektüelleri (çoğu idam edilmiştir) dışlaması, devrimin bir Şii devrime dönüştürülüp, anayasaya da devletin resmi mezhebi Şiiliktir hükmünün konulması ile adeta daha doğmadan ölmüştü.
Tiyatro içinde tiyatro: Viyana görüşmeleri
Abdülkadir Şen
Size annesi, babası, kardeşi, eşi, çocuğu, amcası ya da dayısı mezhepçi bir diktatörce yönetilen bir rejim tarafından işkenceler, varil bombaları ve zehirli gazlarla katledilmiş 100 bini aşkın muhalif savaşçının bulunduğu bir ülkede, bu diktatörün iktidarının devamını ön gören, hatta bunu garantilemeye çalışan barış sürecinin ne derece başarılı olacağı sorulsa cevabınız ne olurdu? Riyad ve Viyana görüşmeleri başarısız olacağına dair bunca açık göstergeye rağmen neyi amaçlamaktadır. Asıl hedef Esed’li bir geçiş dönemine itiraz eden/etme potansiyeli taşıyan grupların belirlenmesi, Rusya ve Batı tarafından hangi grupların hedef alınıp zayıflatılacağının belirlenmesi, kısacası ‘kötü’ adamların ortaya çıkarılmasıdır.
Fransa’ya yönelik saldırılara post-yapısalcı bir bakış: Her şey aslında ne zaman başladı?
Abdülkadir Şen
Fransa’nın son birkaç yüz yılda İslâm dünyasında neden olduğu acılar için özür bile dilememiş olması ve biriken öfkenin, Mali ve Orta Afrika gibi bölgelerde doğrudan işgallerle neden olduğu acıların, İslâm ülkelerinin zenginliklerini hala sömürüyor olmasının saldırıya uğramasında hiç payı yok mudur? Neden işgal ve sömürü dönemlerinde tohumları ekilmiş acı meyvelerin bugünkü hasadı o tarihi dönemlere referans verilmeden inceleniyor?