Gelen itiraz ve talepler doğrultusunda Covid-19 sürecinde yapılan infaz düzenlemesindeki "eşitsizlik" giderilecek. Taslağın cuma günü ya da en geç gelecek hafta başı Meclis'e gelmesi bekleniyor. Bugün konunun detaylarına yer vermek, edindiğim izlenim ve bilgileri paylaşmak istiyorum sizinle...
ÖNCEKİ DÜZENLEME NEYDİ?
Toplumda "Covid Affı" olarak nitelenen ama aslında bir af veya benzeri bir düzenleme olmayan bir durum bu... Bu düzenleme hükümlüye erken tahliye edilebilme ihtimali veriyor sadece... Başka bir özelliği yok. Af veya benzeri bir mahiyet taşımıyor!
Hatırlayalım "geçici 10. Madde" şöyle diyordu: 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan ve ilgili mevzuat uyarınca cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına beş yıl ve daha az süre kalan hükümlülerin talebi aranmaksızın, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
KAPSAMDA KİMLER VARDI?
Hali hazırdaki düzenlemeye göre hükümlünün şu şartları taşıması gerekiyordu: (1) Covid iznine ayrılmış olması, (2) Denetimli serbestliğe ayrılmasına beş yıl veya daha az süresi kalması (3) İstisna suçlar kapsamında olmaması gerekmektedir. Bilindiği üzere bazı suçlar bu kapsam dışında bırakıldı. Bazı suçların ise infaz süresi sebebiyle denetimli serbestliğe ayrılma biçimi farklı. Bu durum, suça göre ayrı ayrı değerlendirmeyi öngörüyor. Bunu dikkatten kaçırmayalım...
AYM GÜNDEMİNE GELMİŞTİ...
Bu yasa Anayasa Mahkemesinin gündemine taşınmıştı. İtiraz yoluyla konuyu AYM gündemine getiren Çorum Asliye Ceza Hakimliğiydi. İptal gerekçesi ise özetle şöyleydi:
"Denetimli serbestlik yükümlüleri arasında ikili bir uygulamaya neden olunduğu, bu kapsamda hükümlülerin denetimli serbestliğe ayrılma tarihine göre bir ayrıma tabi tutulduğu, bu ayrımın kanun yoluna başvurma hakkını kullanmaları sebebiyle cezası daha sonra kesinleşen hükümlüler yönünden infaz rejiminde aleyhe sonuç doğduğu, Covid-19 salgınının sona ermesi nedeniyle 31/7/2023 tarihinden sonra izinleri sona eren hükümlülerin yükümlülüğe ve denetime tabi olmamalarını gerektiren bir nedenin bulunmadığı için kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu belirtilmiştir."
"KANUN HUKUKA UYGUN"...
AYM meseleyi birçok yönüyle tartışmıştır. Meclisi, Mahkemenin denetimli serbestlik kurumunun düzenlenmesi bağlamında, denetim süresinde hükümlü hakkında yükümlülük uygulanmasını öngörmeye zorlamanın mümkün olmadığını belirtmiştir. Yine düzenlemede esas mihengi olan denetimli serbestlik kurumuna dayanılarak yapılan itirazın ise "infaz koşullarını belirlemek, hakkında denetimli serbestlik kararı verilen hükümlünün belirli yükümlülüklere tabi tutulup tutulmayacağına karar vermek ile bu yükümlülüklerin ve yükümlülüklere tabi tutulacak hükümlülerin kapsamını belirlemenin" Meclis'in takdirinde olduğu tespit edilmiştir. Böylece "...hükümlülerden 31/7/2023 tarihi itibarıyla izinde bulunanlar bakımından farklı bir infaz rejimi belirlenmesini" anayasal yetki kapsamında olduğunu belirtmektedir.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Bu konuda bir netlik yok.
Sadece edindiğimiz bilgiler ve tahminlerimiz var. Bunları birkaç soru ile açalım:
* Temel olarak ne değişecek? Burada temel değişim "hükmü kesinleşenler" yerine "suç tarihi" noktasında olacak.
* Yasa metni değişir mi? Mutlaka bir değişim olacak... Zira önceki formülasyon Covid izni verilmişleri veya buna hak sahibi olanları kapsıyordu. En azından bu husus olmayacak diyebiliriz. Ama bunun yanında uyumlama için birtakım rötuşlar muhakkak..
* Kapsam genişler mi? Kapsamın genişlemesinin iki parametresi var. Tamamıyla yeni bir formülasyona gidilebilir. Ancak bu zayıf bir ihtimal. Genişletmenin diğer yolu olarak denetimli serbestlik konusunda bir esnetme ve suçlara göre yapılan ayrımı kaldırma ve değiştirme ihtimali düşünülebilir. Bunun da ihtimali düşük. Zira bu sistemi tekrardan kurmayı gerektirecektir...
* Terör kapsama girer mi? Bu konunun yaşanan Terörsüz Türkiye süreci ile irtibat kurulması ihtimaline istinaden siyaseten şimdilik doğru zaman olmadığı için gündeme gelmesi büyük tartışmaya sebep olabilir. Zira o konu şartları yeniden kurulan bir düzenlemeye ihtiyaç duyuyor.
* AYM kapsamı değiştirir mi? Yasada öncekinden büyük farklılık olması halinde AYM konuyu baştan ele alabilir. Ancak sadece tarih vb. kamuoyundaki talebe dönük dokunuşlarda ise AYM'nin önceki içtihadından ayrılmayacağı yönünde düşüncem...
KAPSAMA KİMLER GİRECEK?
Son olarak buna değinerek bitirelim. 50 bin mahkûmdan bahsediliyor. Ancak madde formülasyonu sadece suç tarihi yönünden değişirse, denetimli serbestliğe beş yılı kalan herkes kapsama girebilir. Yani başta yoğunluk, sorasında ise devam eden bir durum doğabilir. Tüm bu ihtimalleri yasa metni çıkınca netleştirebiliriz, bu dahil tüm söylenenler sadece düşünce, kesinlik yok!