23 Eylül 2025 Salı / 1 RebiülAhir 1447

Türkiye, BM'de Suriye'nin sesi oldu! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zulüm 8 Aralık devrimi ile birlikte hamdolsun artık tarihe karıştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. Erdoğan konuşmasında 'Eli kanlı bir rejime karşı mücadeleyi kazanan Suriye halkı, inanıyorum ki büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri zaferi de inşallah menziline ulaştıracaktır. 1 milyon insanın hayatına milyonlarcasının da vatanlarını terk etmesine sebep olan zulüm 8 Aralık devrimi ile birlikte hamdolsun artık tarihe karıştı' dedi.

AA23 Eylül 2025 Salı 20:44 - Güncelleme:
Türkiye, BM'de Suriye'nin sesi oldu! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zulüm 8 Aralık devrimi ile birlikte hamdolsun artık tarihe karıştı

Suriye'de yaşanan zulüm ve çatışmaları 13 yıl boyunca BM kürsüsünde dile getirdiğini anımsatan Erdoğan, "Nasıl bugün Gazzeli mazlumlar için sesimizi yükseltiyorsak, 13 yıl süresince de Suriyelilerin feryatlarına dikkati çektik. Burada onların da sesi, nefesi olduk. 1 milyon insanın hayatına milyonlarcasının da vatanlarını terk etmesine sebep olan zulüm 8 Aralık devrimi ile birlikte hamdolsun artık tarihe karıştı." ifadelerini kullandı.

Suriyelilerin 8 Aralık 2024 itibarıyla yeni bir dönemin kapılarını açtığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Eli kanlı bir rejime karşı mücadeleyi kazanan Suriye halkı, inanıyorum ki büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri zaferi de inşallah menziline ulaştıracaktır. DEAŞ başta olmak üzere terörün hiçbir çeşidinin olmadığı, güvenliğin tesis edildiği, bir ve bütün Suriye vizyonunu tüm imkanlarımızla destekleyeceğiz. Suriye'de istikrar kökleştikçe hiç şüphesiz bunun kazananı Suriyelilerle birlikte tüm komşu ülkeler, tüm bölgemiz olacaktır. Körfez'deki kardeş ülkelere de Suriye'nin toparlanmasına verdikleri katkılar için teşekkürlerimi iletiyorum. Bizimle aynı ilkeleri paylaşan tüm bölgesel ve uluslararası aktörlerle iş birliğimizi inşallah aynı şekilde sürdüreceğiz.

Komşumuz İran'la ilgili nükleer dosyanın bir an evvel diplomasi yoluyla çözülmesini temenni ediyoruz. Unutulmamalıdır ki bölgemiz yeni bir krizi daha kaldıramaz. Komşumuz Irak'ın istikrarı, güvenliği ve refahı, bölgemizin selameti bakımından fevkalade önemlidir. Kalkınma Yolu Projesi gibi kolektif refahı önceleyen, stratejik hamlelere bu bakımdan büyük önem atfediyoruz. Kuzeyde her ikisi de komşumuz olan Rusya ve Ukrayna arasında İstanbul Sürecine büyük bir iştiyakla ev sahipliği yapıyoruz. Doğrudan görüşmeler sayesinde çok sayıda esirin ve naaşın mübadelesine aracılık ettik. Taraflar arasında barış müzakerelerinin modalitelerini belirlemeye çalıştık. Unutmayın, 'Savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz.' şiarıyla önümüzdeki dönemde de ateşkes için çaba göstermeye devam edeceğiz."

"SOMALİ İLE ETİYOPYA ARASINDAKİ İHTİLAFIN HALLİNE YÖNELİK GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ"

Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışın tesisi için tarafları en başından bu yana cesaretlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, "8 Ağustos'ta iki ülke arasında kalıcı barışa giden adımların atılmasından memnuniyet duyuyoruz. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan başta olmak üzere sürece katkıda bulunan Amerikan Başkanı Sayın Trump'ı burada bir kez daha tebrik ediyorum." diye konuştu.

Bu vesileyle Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecinin kendi rayında ilerlediğini de belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diğer bir ara buluculuk faaliyetimiz olan Ankara Süreci kapsamında Somali'yle Etiyopya arasındaki ihtilafın halline yönelik gayretlerimizi sürdürüyoruz. Tarafların bu girişimi hızla, başarıyla neticelendirmelerini temenni ediyorum." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin, Karadeniz'de güvenliğin teminatı olan Montrö Sözleşmesi'ni tam 89 yıldır tarafsızlık içinde harfiyen uyguladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ege Denizi'ni ve Doğu Akdeniz'i ilgili tüm tarafların meşru menfaatlerine riayet edilen, bir istikrar ve refah havzası olarak görmek istiyoruz. Enerji ve çevre başta olmak üzere her konuda yapıcı işbirliğine hazırız. Komşularımızdan da aynısını bekliyoruz. Bu vesileyle Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dışlayan projelerin başarılı olamayacağını burada özellikle vurgulamak istiyorum. Kıbrıs Adasının, batısında Türkiye'nin hak ve yetkileri Adanın etrafındaki alanlarda ise Kıbrıs Türklerinin meşru hakları vardır. Daha evvel de teklif ettiğimiz Doğu Akdeniz Konferansı, müşterek bir zeminin bulunmasına katkı yapacaktır. Kıbrıs Meselesinin çözümü daha önce defalarca denenmiş ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle tüketilmiş federasyon modeli üzerine bina edilemez. Kıbrıs Adası'nda iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türkleri, Ada'nın eşit sahibidir ve azınlık olmayı kabul etmeyecektir. Uluslararası toplum Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır maruz bırakıldıkları haksız izolasyona artık son vermelidir. Son üç Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığım çağrıyı bugün bir kere daha tekrarlıyor, uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum."

"AVRUPA BİRLİĞİ'NİN DE BİZİM KADAR İSTEKLİ VE KARARLI OLMASI MÜHİMDİR"

Önümüzdeki dönemde, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir başlangıç ve vizyonu arzuladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vizyon, günü kurtaran değil ufku yeniden tayin eden, ortak geleceğimizi şekillendiren bir vizyon olmalıdır. Bunun için elbette Avrupa Birliği'nin de bizim kadar istekli ve kararlı olması mühimdir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, net güvenlik sağlayıcısı bir ülke olarak Birleşmiş Milletler, NATO, AGİT ve Avrupa Birliğinin harekat ve misyonlarına katkılarını sürdüreceğini yineleyen Erdoğan, "2026 yılındaki NATO Zirvesi'ni Ankara'da toplayacağız. NATO müttefikliğimiz Amerika Birleşik Devletleri'yle ilişkilerimizi ticaret, yatırım, enerji ve savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda güçlendiriyoruz." dedi.

Ata yurdu Orta Asya'daki kardeş ülkelerin barış, istikrar ve refahının Türkiye için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk Devletleri Teşkilatımız, bölgesel bir çatı olmanın ötesine geçerek küresel bir aktör olma yolunda ilerliyor. Köklü, beşeri bağlarımızın olduğu Balkanlar'da barışın ve istikrarın sürmesi için yoğun gayret içindeyiz. Temmuz ayında ihdas ettiğimiz Balkan Barış Platformu bu yöndeki çabalarımızın en yeni örneğidir. KFOR Komutanlığı görevini de bu yıl Ekim ayında bir kez daha üstleneceğiz. Afganistan'daki yönetimin, toplumu kuşatıcı dikkate alan bir anlayış sergilemesi temel arzumuzdur. Yeniden toparlanma sürecinde uluslararası toplumun Afgan halkını yalnız bırakmamasıdır. Türkiye ve Türk milleti olarak, Afgan kardeşlerimizin her daim yanında olmaya devam edeceğiz. Güney Asya'da barış ve istikrarın muhafazasını son derece önemli görüyoruz. Nisan ayında Pakistan ve Hindistan arasındaki çatışmaya varan bu gerilimde varılan ateşkesten memnuniyet duyuyoruz. İki ülke arasında terörle mücadelede iş birliğini önemsiyoruz.

Keşmir Meselesinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları temelinde Keşmirli kardeşlerimizin beklentileri ekseninin diyalogla çözülmesini destekliyoruz. Afrika Kıtasıyla eğitimden sağlığa, altyapıdan ticarete kadar geniş bir yelpazede ilişkilerimiz yıldan yıla güçleniyor. Somali'nin terörle mücadelesine gereken her türlü desteği verirken insani yardım faaliyetlerimizi de sürdürüyoruz. Sudan'da iki yılı aşkın süredir devam eden çatışma ortamı bizleri ziyadesiyle üzmektedir. Sudan'da akan kanın durması ve sürdürülebilir barışın tesis edilmesi, uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Bizim bu yöndeki çabalarımız devam edecektir."

Afrika'daki Büyük Göller Bölgesi'nin yıllardır süren istikrarsızlık ve çatışmalardan muzdarip olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin doğusunda yaşanan çatışmaların çözülmesi temennimizdir. Amerika'nın arabuluculuğu ve Katar'ın kolaylaştırıcılığında yürütülen gayretleri samimiyetle destekliyoruz. Batı Afrika'da, bilhassa sahil havzasında artan terör faaliyetlerini de endişeyle takip ediyoruz. Tarihi bağlarımızın bulunduğu bu bölge halklarının huzura ve istikrara kavuşmaları için çabalarımız devam edecektir."

İlhamını çift başlı Selçuklu Kartal'ından alan, kendilerinin de 360 derecelik yaklaşımla yürüttükleri Türk dış politikasında Asya ülkeleriyle ilişkilerin büyük stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yeniden Asya Girişimimiz çerçevesinde, ASEAN başta olmak üzere bölgesel kuruluşlarla angajmanımız giderek derinleşiyor. Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle münasebetlerimizi ortaklık ruhuyla ve 'kazan-kazan' yaklaşımıyla geliştirmeye büyük önem atfediyoruz. Bölgedeki tüm ülkelerle kurmuş olduğumuz dostane bağları daha ileriye taşıma irademiz bakidir." ifadelerini kullandı.

- "DÜNYA TİCARETİNİN GELİŞİMİNE KATKI SUNUYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası ticarette artan korumacılık eğilimlerinin ve tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaların dünya ekonomisinde esaslı değişimlere yol açtığını belirterek, şöyle konuştu:

"Mevcut sınamalarla başarılı mücadele için Dünya Ticaret Örgütü'nün yer aldığı kurallara dayalı uluslararası ticaretin reforme edilmesini destekliyoruz. Ucuz, güvenli ve sürdürülebilir enerjiye erişimi, özellikle gelişmekte olan ülkelerin kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi için vazgeçilmez buluyorum. Çin'den Avrupa'ya uzanan ve stratejik önemi haiz Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridoru Projesini ilerletiyoruz. Modern ulaştırma altyapımız ve Bakü-Tiflis-Kars Hattı ile dünya ticaretinin gelişimine katkı sunuyoruz."

Tabiata saygılı bir gelecek inşa etme hedefiyle çıktıkları yolda 2053 Net Sıfır Emisyon hedefine doğru kararlılıkla ilerlediklerinin altını çizen Erdoğan, "Eşim Emine Erdoğan'ın himayesinde yürüyen Sıfır Atık Hareketi'nin tüm dünyada her yıl dalga dalga büyüyen, daha fazla insana ve kalbe ulaşan bir farkındalık halkasına dönüştüğünü görmek, bizim için ayrı bir bahtiyarlıktır. Bu süreçte, gelişmiş ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmesi artık bir tercihten öte yükümlülük haline gelmiştir." dedi.

- "İNSANLIK YAPAY ZEKA ALANINDA OLAĞANÜSTÜ BİR SIÇRAMAYA ŞAHİTLİK EDİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada en fazla kalkınma yardımı yapan ülkelerden biri olarak Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için çaba harcadıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"2030 Hedeflerine erişmek ve dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca insanı onurlu yaşama kavuşturmak için, küresel finansman mimarisinin 'kimseyi geride bırakmama' anlayışıyla uyumlu hale getirilmesini savunuyoruz. Burada şuna da özellikle dikkatinizi çekmek isterim, biz, jeopolitik sınamalarla uğraşırken, insanlık yapay zeka alanında olağanüstü bir sıçramaya şahitlik ediyor. Çığır açan bu teknolojilerin dönüştürücü gücü ve sunduğu nimetlerden hiçbir toplumun mahrum bırakılmaması gerekir. Yapay zeka teknolojileri yeni bir tahakküm aracı olarak değil, insanlığın lehine kullanılmalıdır. Ev sahipliğini yaptığımız En Az Gelişmiş Ülkeler için Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası, dijital ve teknolojik açığın kapatılmasında kritik rol oynuyor. Hazırladığımız ve evrensel mutabakatla yakında imzaya açacağımız Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin bu alanda küresel bir farkındalık oluşturacağına inanıyor, çabalarımıza güçlü desteğinizi bekliyoruz. Diğer taraftan, ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve bilhassa İslam düşmanlığının vahim boyutlara ulaştığı günümüzde, bir arada yaşama kültürünü tehdit eden bu akımlarla mücadele, insanlık için zaruret halini almıştır. Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Sayın Moratinos'un, BM Genel Sekreteri'nin İslamofobiyle Mücadele Özel Elçisi olarak da atanması kıymetlidir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen sene burada ifade ettiğim gibi aile kurumu, günümüzde daha önce hiç olmadığı kadar tehdit altındadır. Kadın ve erkekten oluşan aileyi savunmak, aynı zamanda insanı, fıtratı, yaşamı ve geleceği savunmak demektir. Türkiye olarak, artan saldırılar karşısında aileyi savunmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

- "BM'Yİ KURULUŞ RUHUNA DÖNDÜRECEK ADIMLARI ATMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU"

"İnsanlığın bir daha savaş felaketi yaşamaması için kurulan Birleşmiş Milletler'in kökleri, içinde bulunduğumuz karanlık döneme ışık tutacak değerlerle doludur." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Genel Sekreter Sayın Guterres'in, Teşkilatımızı etkin ve verimli hale getirmek amacıyla başlattığı Birleşmiş Milletler 80 Girişimi'ne desteğimiz tamdır. Bu girişimin Birleşmiş Milletler'in tüm faaliyetlerini daha da güçlendirecek bir süreç olarak başarıya ulaşmasını temenni ediyorum. Bu sürece, İstanbul'u bir Birleşmiş Milletler merkezi haline getirme vizyonumuzdan da hareketle güçlü destek vermeye hazırız. 80'inci yılda Birleşmiş Milletleri kuruluş ruhuna döndürecek adımları atmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Biz, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir düzen kuruluna kadar 'Dünya beşten büyüktür' demeye devam edeceğiz. Görevimiz sistemi terk etmek değil, onarmak, yeniden işler hale getirmektir. Hiç şüphesiz, daha adil bir dünya mümkündür. Türkiye, 'daha adil bir dünyanın inşası' için mücadelesini sabırla devam ettirecektir."

BM kürsüsünden dünyaya tarihi Gazze çağrısı! Başkan Erdoğan: Tavır almayan bu vahşete ortaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarihi konuşması Çiçek: Dünyanın vicdanı oluyor

New York'ta diplomasi trafiği! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan peş peşe kritik temaslar

Emine Erdoğan: Cumhurbaşkanımız Gazze'nin sesi oldu

ÖNERİLEN VİDEO

Mersin'de ters yönde dehşet! Ters yönde ölümle burun buruna

Kapat
Video yükleniyor...