Bakınız bu hafta Hatay'daki töreninin anlattığı şudur; mübalağasız söylüyoruz, dünyada ABD dâhil güçlü devletlerin yapamadığını yapan bir Türkiye var.
27 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'da 455 Bininci Afet Konutu Kura Çekimi törenine katıldı.
6 Şubat 2023'te tarihin en büyük doğal afetlerinden birini yaşadık.
Bu felakette 53 binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti.
11 ilimiz, 62 ilçemiz ve 10 bin 190 köyümüzü kapsayan 110 bin kilometrekarelik bir alan art arda meydana gelen iki depremle sarsıldı. 14 milyon vatandaşımız bu felaketten etkilendi. Dolaylı etkilerini dâhil ettiğimizde 150 milyar doları aşan ağır bir faturayla karşılaştık.
Bu ülkede hizmetlerden, başarılardan rahatsız olan kesim; felâkete üzüleceğine, Erdoğan döneminin, işte şimdi biteceğini düşünerek bir düşman gibi sevindiler.
"Hükümet bu enkazın altında kalır" diyerek tüm umutlarını yönetimin başarısız olmasına bağladılar.
Ne mi yaptılar?
Provokatörler devreye girdi; yalan ve yanlış haberlerle insafsız, merhametsiz bir algı operasyonu başladı.
Hükümet, canını dişine takıp yaraları sarmak için ter dökerken, yüzyılın felâketini istismar eden vicdansızlar sahne aldı. Gayrı milli medya mecralarında, sosyal medyada felâket tellalları türedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında onları hatırlattı:
"Sırf seçimlerde oy vermediler diye depremzedelerimize hakaret edenler, konakladıkları misafirhanelerden kovanlar vardı. Bakın şimdi onların hiçbirisi ortalıkta yok. Deprem turistleri yok, popülizm yapanlar yok. Seçim kazanmak uğruna halkımızı vaat yağmuruna tutanlar yok. Reyting peşinde koşanlar yok. Dezenformasyon yayanlar yok. 'Evleri mültecilere verecek' diyenler yok. Devletle milleti karşı karşıya getirmeye çalışanların hiçbirisi yok. Ama biz buradayız. Sizlerle beraberiz. Tıpkı 6 Şubat'ta olduğu gibi sizin yanınızdayız."
Aynen öyle oldu. Erdoğan düşmanı gazete ve televizyonlar, 455 bin konut yapılmış, depremzedelere veriliyor. O insanlar sevinç gözyaşları, devlete duaları ile heyecanla, coşkuyla meydanı doldurmuş; bu kin ve nefretle dolu kesim bir haber değeri görmedi. Milletin sevincine ortak olmadı...
Muhalefeti temsilen kimse gelmedi. Millet sevinirken adeta karalar bağladılar.
Muhalefet ve başta CHP'yi destekleyen medya, güçlenen Türkiye'ye gözlerini kapatmakta ısrar etti.
Devlet, milleti ile el ele Büyük Türkiye adımlarını hızlandırdı.
11 ilimizde 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede ter döken 200 bin mimar, mühendis ve emekçi ile asrın dönüşümü sağlandı. Gece gündüz demeden 24 saat çalışıldı.
MHP lideri hoş bir ifadeyle hakkı teslim etti;
"Hamdolsun Türk milletinde ne Süleyman ne de Sinan biter. Günümüzün Süleyman'ı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, günümüzün Sinan'ı Çevre Bakanımız Murat Kurum Bey." dedi.
Hatay'da sadece konut inşa edilmedi. Şehrin altyapısı da tamamen yenilendi. İskânın yanı sıra başta savunma sanayi olmak üzere istihdam sağlayıcı projeler de hayata geçirildi.
27 Aralık'ta Hatay'da aynı zamanda toplam tutarı 200 milyar lirayı bulan 227 yatırım, eser ve hizmetin de toplu açılışı yapıldı. Eğitim kurumlarından sağlık merkezlerine, spor alanlarından sanayi siteleri ile yeni bir Hatay inşa edildi.
Hatay'ın sembol eserlerinden Habib-i Neccar Camisi aslına uygun şekilde ihya edilerek ibadete açıldı...
Önceki gün TUSAŞ tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk milli jet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET'in NATO üyesi olan İspanya'ya ihracatına yönelik 2,6 milyar avroluk anlaşma yapıldı.
Savunma sanayindeki dev adımları artık heyecanla takip ediyoruz.
Bir geliş var, bir ayağa kalkış, bir yürüyüş...
Yalova'da 3 polisimin şehit edilmesi bu yürüyüşü engellemek içindi.
Biz güçlendikçe SDG'yi, DEAŞ'ı devreye sokuyorlar.
Devletimiz de milletimiz de bu ihanetlerin asıl sahiplerinin kimler olduğunu, Terörsüz Türkiye'yi, terörsüz bölgemizi kimlerin istemediğini biliyor.
İç cephe, onun için sağlam tutulmaya çalışılıyor. Kardeşlik, birlik, beraberlik onun için gözümüz gibi korunmak isteniyor.