Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 80. Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında tarihî bir konuşmayla dünyaya seslendi.
BM kürsüsünden Gazze'deki İsrail soykırımını cesurca bir bir anlattı, kınadı: Zalimlerin hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini, hesap vereceğini haykırdı.
Konuşmasının başında Filistin davasına olan bağlılığının ifadesi olarak ABD'nin vize vermediği için Genel Kurula gelemeyen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la ilgili duyduğu üzüntüyü belirterek; "Biz bugün bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkına tercüman olmak için de bulunuyoruz" dedi.
Konuşması politik değildi. İsrail'in katlettiği 20 binden fazla çocuğun acısını yüreğinde hisseden evlat/torun sahibi bir insan olarak konuştu.
Kürsüden fotoğraflar gösterdi. Açlığa karşı direnen kadınların ellerinde boş tencerelerle yemek almak için beklediği anlar, hayatını kaybeden bebeklerin fotoğrafları ekranlardaydı.
Bütün insanların yüreğine seslendi: "İsrail, 23 aydır her saat 1 çocuk öldürüyor. Bunlar sayı değil dostlar, hepsi birer can, masum insan..."
İnsanlığın vicdanına seslenmeye devam etti:
"Lütfen hepimiz elimizi vicdanımıza koyup cevap verelim. 2025 yılında böyle bir gaddarlığın makul bir sebebi olabilir mi? 2,5 milyon Gazzeli, her gün yerinden ediliyor. Her gün göçe zorlanıyor. Sağlık altyapısı çökmüş durumda. Doktorlar öldürüldü ya da gözaltına alındı. Ambulanslar vuruldu. Hastaneler bombalandı. Tedavi mümkün değil. Hangi vicdan buna sessiz kalabilir? Çocukların öldüğü bir dünyada huzur olabilir mi? Üzerine titrediğimiz evlatlarımız var. Burada, Amerika'da, Avrupa'da, dünyanın her yerinde bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor. Ama Gazze'de çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Kimse kusura bakmasın ama bu insanlığın dip noktasıdır. İnsanlık tarihi son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir. Okullar, camiiler, kiliseler bilinçli bir şekilde yıkılıyor. Gazze'de bir savaş yoktur. Gazze'de iki taraftan söz edilemez. Bir tarafta düzenli ordu diğer tarafta ise masum çocuklar, siviller vardır."
GÜN BUGÜNDÜR...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet ve hükümet başkanlarının olduğu salonda tarihî bir çağrı da yaptı:
"Vaat edilmiş topraklar safsatasıyla hareket eden İsrail, insanlığın müşterek kazanımlarına saldırmaktadır. Gazze'de yaşanan barbarlığa karşı sesini yükseltmeyen, tavır almayan herkes bu vahşetin sorumluluğuna ortaktır. Buradan bütün devlet ve hükümet başkanlarına samimiyetle sesleniyorum: Gün bugündür, gün insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız, Gazze'deki barbarlığa tepki gösterirken gelin sizler de adım adım cesaretinizi gösterin."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuşması, elbet dünya kamuoyunda yankılanacaktır.
Dünyanın her yerinde meydanları dolduran Filistin dostları, İsrail'in yakasını bırakmayacaktır.
Filistin'i devlet olarak tanıyan ülkelerin ayağa kalkması da çok önemli ve değerlidir.
İsrail, uluslararası spor, sinema, sanat, kültür etkinliklerinde de protestolara uğruyor. Bu tepkiler daha da büyüyecektir.
İnsanlık, İsrail'e dünyayı dar edecektir.