
Bir süredir 24 ekibi olarak "İmamoğlu Suç Örgütü Davası"nda etkin pişmanlıktan yararlanan sanıklara ulaşmaya çalışıyoruz.
Ekip de konuşuyor, ben de bizzat kendileriyle görüşme imkanı buldum.
24 Özel Haberler Müdürü Aytaç Kurnaz'ın İmamoğlu'nun yakın çalışma arkadaşı, örgütün altı yöneticisinden biri olduğu iddia edilen itirafçı Ertan Yıldız ile konuşması medyada büyük ses getirdi. Editörümüz Oğuz Polatbilek bir başka isme ulaştı. Keza ben de kritik bir isimle yüz yüze görüşme imkanı buldum.
Anlattıkları çok daha fazla, ancak söylediklerini kendisine söz verdiğimiz için yazamıyoruz...
Bu yüzden ben izlenimlerimi yazayım.
Öncelikle etkin pişmanlıktan yararlananların ortak görüşüne göre ortada oluk oluk para akan bir, "Eko-Sistem" var.
İmamoğlu'nun önce CHP'yi, sonra Cumhurbaşkanlığı makamını ele geçirebilmek için bir "Eko-Sistem" kurduğu konusunda bir bulanıklık yok. Müteahhitlerden, iştirak şirketlerine bağlı taşeronlardan sistemli bir şekilde "Yukarıdan para isteniyor" denilerek para toplandığı iddia ediliyor. İmamoğlu'nun özellikle Sarıyer'deki değeri bir buçuk milyar liranın üstünde olan üçüz villayı 15 milyon liraya nasıl aldığını, hafriyat alanlarındaki vurgunların hesabını veremeyeceğini düşünüyorlar. Ayrıca İstanbul Boğazı'ndaki tadilat, restorasyon işleriyle ilgili süreçler de epey can yakacak gibi görünüyor.
Etkin pişmanlıktan yararlanan sanıklar firari Emrah Bağdatlı, Murat Ongun gibi isimlerin kısa sürede nasıl bu kadar zenginleştiği, reklam panosu, kültürel etkinlikler gibi konularda savunma yapmakta çok zorlanacağını söylüyorlar. Benim görüştüğüm isimler gerçek anlamda büyük bir pişmanlık içinde, hayatın kırılma noktası olan anlarda İmamoğlu'nu değil de diğer seçeneği tercih etmedikleri için büyük hata yaptıklarını söylüyorlar. "Ayağımızda elektronik kelepçe olacağına bambaşka bir hayatımız olabilirdi" diye hayıflanıyorlar.
Kendilerini savunurken de "Benim asla para alışverişim olmadı, en büyük hatam bu işlere kafamızı çevirmek oldu. Bu işler böyle yürüyor zaten anlayışı ile görmezden gelmekle yaptık" diye anlatıyorlar.
Elbette bunlar onların görüşleri zira masumiyet karinesi ortada tüm bu meselelerde kim ne kadar doğruyu söylüyor yargılama sürecinde göreceğiz. Ancak 30 yıla yaklaşan mesleki tecrübem ile şunu söyleyebilirim ki bu dosya CHP yönetiminin canhıraş bir şekilde söylediği gibi öyle "Bomboş filan değil" aksine yargı hesap sormaya başladığında birileri epey terleyecek gibi görünüyor.