Önceki gün 27 Mayıs 1960 darbesinin 65'inci yıl dönümüydü.
Adnan Menderes'in lideri olduğu Demokrat Parti 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde üst üste CHP karşısında üstünlük sağlayarak iktidara geldi.
Tek parti döneminin despot idaresinden kurtulan seçmen gösterdi ki, CHP zihniyetine, bir daha sandıktan iktidar çıkmayacaktı.
Başbakan Menderes'in yaptıkları, kendisine duyulan kin ve düşmanlığın sebebini de açıklıyordu. Ezanı aslına çevirmiş, milletin inancına vurulan prangaları sökmeye başlamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan güzel bir ifadeyi hatırlattı; mütegallibe...
Üstünlük taslayarak zorbalıkla, zulümle, ezerek, perişan ederek, insan onurunu çiğneyerek, hak hukuk tanımadan hüküm sürmeye kalkanlar...
Tam da bunların hepsi; kendilerini bu milletten üstün gören, Türkiye'nin asıl sahibi olduklarına inanan CHP zihniyetinin karakterini oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tek kelime ile tarif etmiş oldu.
27 Mayıs darbesi, Batı Haçlı/Siyonist ittifakının, tarih sahnesinden silmek istediği devletimize, aziz milletimize karşı yapıldı.
Türk milletinin önünü kesmek için darbeler dönemini başlattılar.
12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 post modern müdahalesi, 27 Nisan 2007 e-muhtırası, 2013 Gezi kalkışması, 17/25 Aralık 2013 emniyet-yargı darbe teşebbüsü, son olarak 15 Temmuz 2016 FETÖ ihaneti...
Hepsinin arkasında fiili olarak ABD vardı.
İçerdeki işbirlikçiler de kısaca VESAYET AĞALARI dediğimiz mütegallibe eşkıyası...
Siyasetteki koçbaşı CHP...
Asker içinde gözünü ihtiras bürümüş kökü NATO içindeki cuntacılar, masonluk kontrolündeki basın/medya, yüksek yargı organları ve üniversite yönetimleri, beynelmilel sermayeye göbekten bağlı iş dünyası, sokaklara dökülen ideolojik terörist gençlik yapılanmaları, sözde sendikalar, sivil toplum kuruluşları...
15 Temmuz 2016, darbe zihniyetine karşı bir milletin Çanakkale ruhu ile şahlanışıdır.
Milletimizi sindirenler, milletimizin kendi mana kökleri üzerinde yükselmesini engellemek isteyenler; liderini bulan milletimizin yiğitçe yazdığı destanla karşılaştılar.
27 Mayıs darbesinin en zalim, en aşağılık, en zorba mesajı, Menderes ve iki bakanın idam edilmesidir.
CHP bugüne kadar bu idamları bir dik duruşla lanetlemedi.
Çünkü biliyorlar ki, İsmet İnönü isteseydi bu idamları durdurabilirdi.
Tam tersine İnönü darbecileri tahrik etti, cesaretlendirdi.
Bakınız damadı Metin Toker, "Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları" kitabında ne diyor:
"Menderes'e karşı doğan bu karşı koyma hudayinabit midir? Kendiliğinden doğmuş, kendiliğinden mi gelişmiştir? Hayır. Onu CHP organize etmiş, kanalize etmiş, beslemiş, sloganlarını vermiş, her hareketin çekirdeğini oluşturmuştur; bir beyin rolü oynamıştır. İhtilale yeşil ışığı onun yaktığı bir gerçektir."
Özgür Özel, hala İsmet İnönü'ye toz kondurmuyor. Damat Metin Toker'den daha mı iyi biliyor!?)
Mütegallibe, sıraladığımız bütün darbelerde seçilmiş iktidarlara şu mesajı verdi: Sandıktan çıkmanız bir şey ifade etmez. Türkiye'nin sahibi biziz. Sandıktan çıkanları nasıl idam ettiğimizi unutmayın. Sizin sonunuz da darağacı olur.
Nitekim bu mütegallibenin medya ayağındaki kiralık kalemler, Cumhurbaşkanı Erdoğan dâhil vesayete direnenlere Menderes'in akıbetini hatırlattılar.
15 Temmuz ihaneti engellenmeseydi, -bunu telaffuz da ettiler- 1 milyon millet evladını öldüreceklerdi.
Menderes ve iki arkadaşının idam edilmesinin anlattığı gerçeği net görelim.
Mütegallibe dediğimiz zorbalar/hainler; milletimize, değerlerimize, milletimizin sevdiği yöneticilere kin ve nefret dolu.
Bugün da Özgür Özel'in kışkırtmalarına bıkın. Akıl almaz bir Erdoğan düşmanlığı var.
Hiç şüpheniz olmasın, bu nefret, kin ve düşmanlıkla insanlığını kaybetmiş zorbalar, ellerine fırsat geçse Menderes'e yaptıklarını; bugün hedef gösterdikleri siyasetçilere, komutanlara, yargı mensuplarına, emniyet mensuplarına misli ile yaparlar.
Bu öfke ve kini anlamak için idamdan önce Menderes'e hücresinde dayak atan, tekmeleyen subayları unutmayın.