Son yıllarda Atatürk'ün mirası Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde harareti giderek artan bir kaynama yaşanıyor.
Deyim yerindeyse bağıra bağıra gelen bu süreçte, yaşanması kaçınılmaz olan bu kaynamada bugüne kadar yaşanmış herhangi bir sürpriz yok.
Su yolunda akıyor, her şey olması gerektiği gibi ilerliyor.
Burada kritik olan husus şu.
Önlem alınmadığı takdirde kazanın dibi tutmak üzere.
Zamanında Söyledik...
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıllarda gerek altılı masa ile ilgili gerek CHP ile ilgili yorum ve değerlendirme yaparken tam da bugünleri anlatır dururdum.
Bahse konu dönem içinde CHP'yi tartışırken "bunlar CHP'nin iyi günleri, yakında partiyi çok daha sıkıntılı ve çok daha zorlu günler bekliyor." diye söyler dururdum.
Keşke Yanılaydım...
Ülkem ve CHP'nin istikbali adına gerçekten bu öngörümde yanılmayı çok arzu ederdim.
Ama olmadı.
Yanılmadım ve dediklerim zaman içinde bir bir gerçekleşti, halen de gerçekleşmeye devam ediyor.
Parti içi bölünmeler, parti içi hizipleşmeler her geçen gün daha da çeşitleniyor, daha da derinleşiyor.
Parti içinde yaşanan yolsuzluklar, yine parti içinde yapılan usulsüzlükler almış başını gidiyor.
Tüm bu olanlara karşı herhangi bir müdahale yapılmadığı gibi bir de olanın üstüne son günlerde yaşanan yolsuzluk davaları eklendi.
Malum, İmamoğlu ve oluşturduğu örgüt yapılanması üzerinden yürüyen hukuki bir süreç var.
Malum ortada çok büyük yolsuzluklar var, bir insana dünya defterini kapattıracak iddialar var.
Mızrak-Çuval Denklemi...
Bu ve benzer olaylar nedeniyle CHP'de gelinen nokta odur ki artık mızrak çuvala sığmıyor.
CHP, tarihinde hiç olmadığı kadar eleştiriliyor CHP, tarihinde hiç olmadığı kadar zor günler yaşıyor.
Mevcut parti yönetimi; ülke meseleleri ile ilgili konularda aldığı siyasi pozisyon, parti içinde yaşanan tuhaflıklara göz yumması ya da görmezden gelmesi nedeniyle yerden yere vuruluyor.
İşte tam da burada araya girerek önemli bir konuyu hatırlatmak istiyorum.
Bu Duyarsızlık Niye...
CHP'nin bu durumuna sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak baştan beri çok sert tepki gösteriyorum.
Gösterdiğim tepkilerde ve yaptığım tüm eleştirilerde baştan sona haklı olduğumu düşünüyorum.
Üstelik böylesi sert eleştirileri yapan sadece ben de değilim.
Duyarlı insanlarımız, ülke meseleleri ile hemhal olan vatandaşlarımız, hatta içinde siyasi kimliklerin de olduğu birçok CHP'li, parti içinde yaşananlara inanılmaz tepki gösteriyorlar.
Ben tam da bu noktada çok sorguladığım ama cevabını bir türlü bulamadığım bir soruyu yeniden sormak istiyorum.
Sıradan vatandaşın, vatan aşkıyla yanıp tutuşan insanlarımızın CHP ile ilgili göstermiş olduğu bu hassasiyeti, göstermiş olduğu bu tepkiyi neden CHP'nin siyasi kadroları ya da partiye gönül vermiş seçmen tabanı göstermiyor?
Bu soru benim bu konular gündeme girdiğinde hep sorduğum ama cevabını bir türlü bulamağım bir soruydu.
Beklenen Geldi...
Dikkat ederseniz konu ile ilgili son cümlemi geçmiş zaman kipinde kurdum.
Zira nihayet beklenen oldu ve CHP içinde 10 milletvekili bir araya gelerek yaşananlara tepki olarak Özgür Özel'e bir mektup gönderdi.
Kimdi bu vekiller...
Gamze Akkuş İlgezdi
Sevda Erden Kılıç
Deniz Demir
Mahir Polat
Orhan Sarıbal
Mustafa Adıgüzel
Rıfat Nalbantoğlu,
Hüseyin Yıldız
Hasan Ufuk Çakır
Hasan Öztürkmen
Mektubun Özü...
Adı geçen vekillerin yazdığı mektupta; CHP'nin içine düştüğü duruma isyan, gidişata bir tepki ve durumun kurtarılması adına yapılması gerekenlere yönelik tavsiyeler vardı.
Üstelik bu tavsiyeler aklı selim her vatandaşın dillendirdiği, aklın yolu bir dedirten tavsiyelerdi.
Ne diyordu vekiller özünde.
Genel Başkan olarak anlamadan dinlemeden İmamoğlu'na körü körüne sahip çıktın.
Madem öyle, o halde;
- Aziz İhsan Aktaş'a iftira davası aç.
- Ciddi iddia ya da iftiralara maruz kalan CHP'lileri parti içinde muhakeme sürecine tabi tut.
- İtirafçı ya da iftiracı konumunda olup parti üyeliği devam edenleri partiden ihraç et.
Olması Gereken...
Bu sıralı istekler zaten olması gerekenlerdi ama bugüne kadar yapılmadı bugünden sonra da asla yapılmayacak.
Parti yönetiminin başta Özel Özgür olmak üzere üç maymunu oynaması nedeniyle talepler mektup üzerinden dillendirildi.
Konu medyaya sızdığında CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi konuya ilişkin bir açıklama yaptı ve şunları söyledi;
"Biz düşüncelerimizi paylaştık, biz bir aileyiz. Bu soruların yanıtını kamuoyunun bilmesinde fayda görüyorum"
Tebrikler...
Evet olması gereken buydu.
Gecikmeli de olsa ben cesaretlerinden dolayı adı geçen vekilleri yürekten tebrik ediyorum.
Çünkü CHP yönetiminin keyfi uygulamalarla kelleler aldığı bir dönemde böylesi cesur bir çıkış her babayiğidin harcı değil.
Darısı diğer vekillere.
Son cümle; bu talepler karşılık görürse Özel Özgür talepleri dikkate alarak yapması gerekeni yapar mı?
Boşa umutlanmayın, asla..