ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a samimi bir ev sahipliği yaptı. Beyaz Saray'ın kapısında karşılama, kapıya kadar uğurlama, basın mensuplarının önünde övgüde bulunma, özellikle Suriye konusunda, "zaferin mimarı" gibi takdirler, Erdoğan'ı ağırlamaktan onur duyma ifadeleri, bir dostluk atmosferi oluşturdu.
ABD dönüşünde Erdoğan ziyareti, gazetecilere değerlendirirken şunu söyledi:
"Beyaz Saray'da Sayın Trump ve heyeti tarafından gayet iyi ağırlandık. Washington'dan memnun ayrılıyoruz. Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti. Sayın Başkan'la samimi, yapıcı ve verimli bir atmosferde ilişkilerimizi, karşılıklı saygı temelinde ilerletiyoruz. Tek görüşmeyle her meseleyi halletmek, tabii ki mümkün değil. Fakat bu temas, birçok konuda anlamlı ilerleme sağlamamıza yol açtı."
Muhalefet, rahatsız olsa da, iki kişinin laflarını öne çıkartıp ziyareti hafife almaya kalksalar da iltifat; Erdoğan'ın şahsında Yeni Türkiye'ye yapıldı.
Devletler arasındaki ilişkilerde liderlerin şahsi dostlukları elbet yabana atılamaz. Ancak her devletin değişmeyen menfaatleri, hedefleri vardır.
Türkiye eski Türkiye değil. Bülent Ecevit'e Oval Ofis'te yapılan saygısızlığın, ukalalığın, kibrin bir benzeri artık olamaz.
Erdoğan evet, Yeni Türkiye'nin lideridir.
BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada dikkat çeken bir bölüm vardı.
2026 yılındaki NATO Zirvesi'nin Ankara'da toplanacağını hatırlatan Erdoğan'ın ifadelerinden, "pergelin ayağı" bugün nerelerdedir belirtmeye çalışayım.
"Ata yurdu Orta Asya'daki kardeş ülkelerin barış, istikrar ve refahı, Türkiye için vazgeçilmezdir. Türk Devletleri Teşkilatımız, bölgesel bir çatı olmanın ötesine geçerek küresel bir aktör olma yolunda ilerliyor.
"Köklü, beşeri bağlarımızın olduğu Balkanlar'da barışın ve istikrarın sürmesi için yoğun gayret içindeyiz.
"Yeniden toparlanma sürecinde, uluslararası toplum Afgan halkını yalnız bırakmamalıdır. Türkiye ve Türk milleti olarak, Afgan kardeşlerimizin her daim yanında olmaya devam edeceğiz.
"Güney Asya'da barış ve istikrarın muhafazasını son derece önemli görüyoruz. Keşmir Meselesinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları temelinde Keşmirli kardeşlerimizin beklentileri ekseninin diyalogla çözülmesini destekliyoruz.
"Afrika Kıtasıyla eğitimden sağlığa, altyapıdan ticarete kadar geniş bir yelpazede ilişkilerimiz yıldan yıla güçleniyor. Somali'nin terörle mücadelesine gereken her türlü desteği verirken insani yardım faaliyetlerimizi de sürdürüyoruz. Sudan'da akan kanın durması ve sürdürülebilir barışın tesis edilmesi, uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Bizim bu yöndeki çabalarımız devam edecektir.
"Afrika'daki Büyük Göller Bölgesi, yıllardır süren istikrarsızlık ve çatışmalardan mustariptir. Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin doğusunda yaşanan çatışmaların çözülmesi temennimizdir. Batı Afrika'da, bilhassa sahil havzasında artan terör faaliyetlerini de endişeyle takip ediyoruz. Tarihi bağlarımızın bulunduğu bu bölge halklarının huzura ve istikrara kavuşmaları için çabalarımız devam edecektir.
"Türk dış politikasında Asya ülkeleriyle ilişkiler büyük stratejik öneme sahiptir. Yeniden Asya Girişimimiz çerçevesinde, ASEAN başta olmak üzere bölgesel kuruluşlarla angajmanımız giderek derinleşiyor.
"Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle münasebetlerimizi ortaklık ruhuyla ve 'kazan-kazan' yaklaşımıyla geliştirmeye büyük önem atfediyoruz. Bölgedeki tüm ülkelerle kurmuş olduğumuz dostane bağları daha ileriye taşıma irademiz bakidir.
"Çin'den Avrupa'ya uzanan ve stratejik önemi haiz Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridoru Projesini ilerletiyoruz. Modern ulaştırma altyapımız ve Bakü-Tiflis-Kars Hattı ile dünya ticaretinin gelişimine katkı sunuyoruz..."
Bu satırları okuyunca, dünya sahnesinde yıldızı parlayan güçlü ve büyük Türkiye'nin ışıklarını görüyoruz.
Artık Afrika, Asya, Amerika ve Avrupa kıtasında sözü, etkinliği, ağırlığı olan bir Türkiye var
Trump, işte bu Türkiye'nin liderine iltifat etti...