Tüm Yazarlar
Aydın Nurhan Yazıları
Batı demokrasi düşmanıdır
Aydın Nurhan
Görünen o ki, otokrat, totaliter rejimler demokratlaşmadan Batılı demokrasilerde ırkçılık ve aşırı dincilik iktidara koşacak, rejimler otokratlaşacak. Hitler'i çıkaran ırkçı pozitivist Batı medeniyeti bu gidişle aynı tecrübeyi diğer Batılı ülkelere de tattıracağa benzer. Batı hizmetindeki halkına yabancılaşmış general, diktatör ve şeyhler Batı'nın en tercih ettiği yöneticilerdir. Halkının çıkarlarına, ülkesinin ekonomik kaynaklarına sahip çıkan yöneticiler ise diktatör ve otokrat olarak damgalanırlar.
Cumhuriyet gayrimüslimleri
Aydın Nurhan
Tanzimatla başlayan, Batı karşısında aşağılık kompleksi ve aslından, kendinden nefret eden Batıcı elit psikolojisinden farklı bir psikoloji ile karşı karşıyayız. Taşra geleneğini temsil eden yeni kentli nesil, Cumhuriyetin yükselme çağında olduğunun bilinciyle medeniyetinden, geleneğinden, tarihinden emin.
Rus kızıl elması ve İdlib
Aydın Nurhan
Meşruiyetin üç safhası vardır. “Sevsinler”, “Saysınlar”, ve nihayet çaresizlik anı. “Korksunlar”. 1950'lerin sevilen Amerikası artık dünyayı korkutarak meşruiyet arıyor. Rusya ise hiçbir zaman bilmedi bu kavramları. O nedenle sırtını dayayacağı hiçbir ülke yok. Balkanlar esaretten kurtulur kurtulmaz NATO'ya katıldı. Orta Asya Çin'den medet umuyor.
Mazot protestosu ırkçılığa dönüşebilir
Aydın Nurhan
Kolonyalizmden, emperyalizmden çekmiş milletler Batı dünyasının sosyal çalkantıya girmesinden haz duyabilirler, derin bir oh olsun diyebilirler. Bu büyük bir yanılgı olur. Zira mazot protestosu bahanesiyle başlayan tepkiler kısa zamanda ırkçılık ve Hıristiyan fanatizmine dönüşüp o ülkelerdeki Müslümanları, farklı ırkları hedef alabilir.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş yılı 2002’dir
Aydın Nurhan
Yeni Cumhuriyetin yükselme çağında yükselen Anadolu burjuvası, önüne Ak Parti’yi kattı ve kansız bir devrimle “Devlet”i çöküş psikozundaki devşirme bürokrasiden devraldı. Tarih 2002 yılını Osmanlı devşirme sistemini deviren büyük bir demokratik ihtilal yılı olarak yazacaktır. Devrim biraz daha gecikse idi moralsiz devşirmelerle Osmanlı parçalanma süreci devam edecekti.
Madde bağımlısı Batı düzeni karşısında son kale: İslam medeniyeti
Aydın Nurhan
Batı ekonomilerinin zayıflaması ve işsizliğin o ülkelerde demokrasinin belkemiği orta sınıfları çökertmesi umulmadık sosyal patlamalara, etnik ayrışmalara yol açabilir. Türkiye işte o günlere hazırlanmalıdır. İnsanın “mana” fıtratını yok etmeye yemin etmiş, onu “madde bağımlısı” yaparak köle eden çöküşteki Batı medeniyetine karşın Osmanlı torununun arkasında başka hiçbir İslam ülkesinin hayal edemeyeceği “meşruiyet”i, veraseti vardır.
Çok cepheli kriz ve ‘çöl demokrasisi’
Aydın Nurhan
Yemen, Katar ve Lübnan krizleri Suudi Arabistan’ın üç cephede birden sorun almaktan çekinmediğini gösteriyor. Keza kara ordusuna güvenip İran ile çatışma riskini göze alıyor. İsrail ile yakınlaştığı takdirde İslam aleminden gelecek tepkiler konusunda yeterli hazırlık yapmadığı da anlaşılıyor.
Eğitimde devrim: Bildiğini iyi bilmek
Aydın Nurhan
Son günlerde tartıştığımız TEOG, iflas etmiş eğitim stratejimizin sadece küçük bir yansıması. Bulunacak çare eminiz, palyatif bir tedbir olacak. “Hükumetin en iyi niyetlerle modernleştirdiği altyapıya rağmen” fiilen iflas etmiş, çağdışı kalmış, “milli” bilinç vermekte bile topallayan eğitim artık yamalı bohça tarzı tamirlerle düzelmez.
Trump’ın ikircikli halleri, Afganistan için çıkış yolları
Aydın Nurhan
ABD mevcut Afgan politikasında ısrar eder, savaş devam ederse zaten çok etnikli, çok mezhepli, feodal aşiret bağları çok keskin olan ülke daha fazla dayanamaz ve parçalanır. Amaç Afganistan’ı parçalayıp oradan “Kürdistan benzeri” vasal devletçikler kurmak ise, savaş o netice alınana kadar sürdürülecektir.
Bunlar yeni Holokost’un ayak sesleri mi?
Aydın Nurhan
Osmanlı Devşirmesinin ‘Beyaz Türk’e dönüşme süreci
Aydın Nurhan
Batıcı olmanın parolası Kemalizm idi. Şehre gelen köylü henüz burjuva yaşam tarzını içselleştirmese de “Kemalistim” dediğinde, köy kıyafetinden sıyrılıp Batı kıyafetine büründüğünde satıhta modern ve kentsoylu oluyor, zenginlik ve makam sahibi olmada kârlı bir sosyal davranış kodu sergiliyor, en azından Kızılay’da yürüme ayrıcalığına kavuşuyordu.