Tüm Yazarlar
Suavi Kemal Yazgıç Yazıları
Oğuz Atay Z kuşağına ne söylüyor?
Suavi Kemal Yazgıç
Milenyum kuşağı yahut internet kuşağı da denen kuşağın mensupları dikkat, konsantrasyon ve motivasyon zorlukları yaşıyor. Otorite kavramını önceki kuşaktan daha az ciddiye alıyorlar ve ironiyi daha sınırsız kullanıyorlar. Dolayısıyla Oğuz Atay'ın eserlerinde kullandığı temel izlekler olan “kayboluş” ve “can sıkıntısı” Z kuşağının da kendisinde karşılığını fazlasıyla bulacağı temalar. Neşe Aksakal, Oğuz Atay'ın “Tutunamayanlar”ın hiçbir imla işareti kullanmadan yazdığı 15. Bölümü'nü “Çıplak Metin” kavramıyla açıklar. Atay, bu anlamda X ve Y kuşağının tüketemediği metinlere imza atmıştır. Onun yazdıklarında kurduğu oyun ile gerçek arasındaki sınırların belirsizliği Z kuşağına en çok tanıdık gelecek durum olacaktır.
'Kanamalı Haydut' ne yazdı?
Suavi Kemal Yazgıç
Kanamalı Haydut'ta “Yazı Odası” başlıklı bir bölüm var. “Yazar kalemi eline alır, önündeki deftere şöyle yazar: “Hayat böyle bir şey.” Meğer dört kelimeden oluşan bir roman yazmış Ahmet Kekeç. İçinden çıkamıyorum.
‘Bir Başkadır' niçin ortak konumuz oldu?
Suavi Kemal Yazgıç
Çok konuşulmak bir başarı ise –ki kültür endüstrisi nicelikler üzerinden ilerlediği için evet bir başarı- dizinin lehine konuşanların da aleyhine konuşanların da sözlerini “Bir Başkadır”ın başarı hanesine yazmamız gerekiyor. Birbirine zıt fikirler beyan edildi dizi hakkında. Susma hakkını kullanan kişi sayısının az olmasını dizinin bir başarısı kabul edebiliriz. Peki, niçin çok konuşuldu dizi?
Yağmacılığın uzay çağı
Suavi Kemal Yazgıç
Elon Musk, ulaşmayı hedeflediği Mars'ta kuralları koyma işini devletlere bırakmayacağını açıkladı. Yani ABD'nin kurulmasına benzer bir hikâyenin tekrar edeceği gibi bir izlenim ile karşı karşıyayız. “Yağma kültürü” uzayı hedefledi gördüğünüz gibi.
Hülya Avşar onu unutma hakkımızı hakkımızı niye çiğniyor?
Suavi Kemal Yazgıç
“Selfi” filminde niçin hep gündemde olmasını “İşimi şansa bırakmadım” diyerek açıklıyor Hülya Avşar. Ancak şurası açık ki hep rakamlarla ölçülebilen başarılara talip olan biri için 2 bin 487 kişinin izlediği bir filme imza atmak pek de anlamlı bir netice değil.
Bir kurumsal kimlik aracı olarak salgın
Suavi Kemal Yazgıç
Evet, başımızda çok feci bir salgın var. Hafife almıyorum yaşananları. Ancak yine de sormak istiyorum. Logoları değiştiren güç durumun vahameti mi yoksa bu vahametten etkilenen kişilerin söz konusu logonun hedef müşteri kitlesinde yer alması mı?
Korana Günlerinde Aşk
Suavi Kemal Yazgıç
Bir klasik eser olan Decameron, modern bir edebiyat ürünü olan Veba ve postmodern bir roman olan Körlük'teki salgın hastalıklar üzerinden tarihi, sosyolojik ve hatta ekonomik analizler yapmak mümkün. Peki, korona virüsü bir dönemin habercisi, işaretçisi olan edebiyat eserine ilham kaynağı olabilecek mi?
Bir star ölmüş diyeler anında duyuralar
Suavi Kemal Yazgıç
Bundan sonra ‘şehir efsaneleri’ fabrikaları düzenli aralıklarla iki tarz söylenti çıkarmaya devam edecek. Birinci pakette Braynt’ın bir kaza sonucu değil suikasta kurban gittiğini iddia edilecek. İstihbarat teşkilatlarından gizemli örgütlere dek pek çok oluşum onun ölümünden sorumlu tutulacak. Hatta UFO’lar bile potansiyel suçlular listesinde yer alabilir.
Meghan’ın eltisiyle sorunları ve Krallığın ‘duygusal’ durumları
Suavi Kemal Yazgıç
Her ne kadar 1860’larda Economist dergisinin editörlüğünü yapan Walter Bagehot “Krallıklar duygulara hitap ettikleri için hep güçlü, Cumhuriyetler ise akla hitap ettikleri için hep zayıf kalacaklardır” demiş olsa da “duyguların” tamamen duygusal olup olmadığı ayrı bir tartışmanın konusu. Forbes dergisine göre serveti 88 milyar doları bulan bir hanedandan bahsediyoruz.
Ödünç alınmamış kelimelerin yazarı: Akif Emre
Suavi Kemal Yazgıç
Akif Emre için kaleme alınması gereken son metin bir anma yazısı olmalı belki de. Yine de olabildiğince az bir anma yazısı kaleme almaya çalışacağım. Zira kolayca kotarabileceğimi düşündüğüm bir anma yazısı onun zihin dünyasını inşa ettiği zemine mayın döşemeye benziyor benim için… Niçin mi? O da bu yazının konusu işte.
Hangi reklam daha beyaz yıkar?
Suavi Kemal Yazgıç
Irkçılığın reklâmlardaki yansımasını da varolan ırkçılığın sebebi değil somut bir tezahürü şeklinde görmek gerek. Nitekim bugün hemen herkes ırkçılığın II. Dünya Savaşı’nda bitmiş bir şey olmadığının farkında. Geleceğin ırkçılığının geçmişin ırkçılığını aratmayacağını söyleyen şom ağızlıların argümanları da yabana atılır gibi değil maalesef.
Postmodern soykırımın 22. yılı
Suavi Kemal Yazgıç
Polonyalı bilim kurgu yazarı Stanislaw Lem’in birçok romanının kahramanı olan Ijon Tichy, Yıldız Güncesi’nde “Sadece insanın alçak olabileceğini bilmek rahatlatıcı bir şey” der. Gerçekten de insan o kadar alçak bir varlık olabilir ki Srebsenitsa Katliamı’nı bile yapmıştır.
İmajın soğuk savaşı
Suavi Kemal Yazgıç
Türkiye’de AB veya ABD’ye rağmen bir karar alınmaması gerektiğini savunanların Castro’ya emperyalizme karşı onurlu mücadele övgüsü yapması “ironik” bile olamayacak denli çarpıcı bir çelişkidir. Castro’yu “efsaneleştirenlerin” kendi değerlerini hor görmesi kötü bir şakadan ibaret değildir maalesef.
Bir görünme yöntemi olarak görmezden gelme
Suavi Kemal Yazgıç
Okan Bayülgen, görünür olmak için görmezden gelme silahını çekti. Hayatı “şov” içinde geçen birinin görünmek için görmezden gelmesi, fazlasıyla bayat bir fıkranın bilmem kaçıncı kez anlatılışını hatırlatıyor insana. Peki, Bayülgen bu bayat fıkradan ne umdu?