Destede kâğıt biter Yahudi'de oyun bitmez.
Bu söz tam da İsrail Terör Örgütü (İTÖ) ve onun başındaki örgüt elebaşı Netanyahu için söylenmiş.
Neden böyle bir giriş yaptım.
Çünkü Netanyahu denen katil geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi hedef almak için öylesine bir bahane üretti ki şeytanın aklına gelmez.
Diyeceksiniz ki Netanyahu denen zaten şeytanın ta kendisi değil mi?
Şeytan bunları görünce yolunu değiştiriyor, inanın bunlar şeytandan da öte yaratıklar...
Bahane Tablet...
Netanyahu bu kez de İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan bir tablet üzerinden fırtına koparmaya çalıştı.
Belli ki katil bugünlerde bu konu üzerinden yeni bir tezgâh kurmanın, bu tablet üzerinden fırtına koparmanın derdinde.
Peki ama amaç ne, tüm bunlar neden?
Bu sorulara cevap verebilmek için önce mevcut durumu tespit etmek lazım.
Mevcut Durum...
Şu an tüm dünyada İsrail ve Türkiye ile ilgili oluşan atmosfer şu:
Türkiye dünyada İsrail Terör Örgütüne karşı verdiği mücadeleden dolayı sempati ile bakılan, aynı zamanda en güvenilen, en çok sevgi ve saygı duyulan, hepsinden önemlisi bu bela terör örgütüne karşı tek savaşma kabiliyetine sahip ülke olarak görülüyor.
İsrail ise tüm dünyada en çok nefret edilen, en çok tiksinilen, en sahtekâr ve en yalancı, insanlığın yüzkarası terör örgütü olarak görülüyor.
İnsanoğlunun iki ülkeye bakış açısı bu...
Bu açı İsrail'i delirtiyor ve daha da saldırgan hale getiriyor.
Nasıl Saldıracak...
İşte bu atmosferi dağıtmak için örgüt elebaşı Netanyahu son günlerde çok sinsi bir plan yaptı ve İsrail ile Türkiye'yi karşı karşıya getirmek için sistemli olarak iki ülke arasında gündem oluşturmaya başladı.
Bunu yapmaktaki amacı provokatif söylemlerle Türkiye'yi tuzağa çekerek Türkiye'nin başlattığı bir çatışma ortamını yaratmak ve sonrasında mağduru oynayarak mevcut atmosferi tersine çevirmek.
Bütün bu olanlarda amaç bu.
Gündemimiz Tablet...
Bugünkü gündem tablet üzerinden yaratıldı.
Geçtiğimiz günlerde, Mescid-i Aksa'yı yıkmak için kasıtlı olarak caminin altında başlatılan kazı çalışmalarının yapıldığı tünelde konuşan Netanyahu, Amerika Dışişleri Bakanı Rubio'nun da olduğu bu ortamda durduk yerde tablet konusunu açtı.
Zehir saçan bu konuşmadan bazı önemli ayrıntılar şunlar:
"O yıllarda Türkiye ile ilişkilerimiz iyiydi. Mesut Yılmaz'a Osmanlı döneminden kalma eserler ile tableti takas etmeyi teklif ettim. Ancak Yılmaz, olumsuz yanıt verdi. Neden kabul etmediğini sordum. Bana o dönem İstanbul Belediye Başkanı olan kişinin, adını biliyorsunuz, liderlik ettiği giderek büyüyen İslamcı bir seçmen kitlesi olduğunu söyledi."
Bu laboratuvar cümlelerde bilinçaltı şunu anlatmaya çalışıyor örgüt elebaşı.
İsrail Türkiye ilişkilerini Erdoğan bozdu. O günlerde belediye başkanı olan bu kişi bugün daha da büyüdü devletin başkanı oldu. Onunla hareket eden İslamcı kitle de onunla birlikte büyüdü ve bugün her ikisi de İsrail için ciddi tehdit olmaya başladı.
Tablet Bahane...
Netanyahu'nun üç kuruşluk aklıyla kurduğu aptalca tuzağı gören Erdoğan gereken cevabı katıldığı bir törende yaptığı konuşmada verdi.
Zehir zemberek bu konuşmada Erdoğan Netanyahu'ya kibarca "daha dünkü çocuksun, o kıt aklınla bize oyun kurmaya kalkma, kurduğun tuzağın altında kalırsın" demeye getirdi.
Konuşmasında en önemli sözlerinden biri de provokasyona gelmeyeceğiz, tuzağa düşmeyeceğiz vurgusuydu.
Gerçekten de Netanyahu'nun bütün bunlarda tek amacı; Türkiye'nin oyuna gelerek gerilimi artırması, hatta mümkünse İsrail'e saldırması, onun da bu durumu kullanarak dünyada gündemi değiştirmesi ve ona destek veren batı ülkelerini de Türkiye'nin üstüne salması.
İşte son günlerde yaşadığımız olayların bütün hikâyesi bu.
İsrail Suriye'de Türk üssünü vurdu gibi yalan haberlerin servis edilmesi, İsrail Türkiye'ye saldırır mı gibi deli saçması sözlerin tartışılması, tablet.
Bütün bunları neden tartıştık, bu tartışmaları kim gündeme taşıdı, neden bu boş işlerin üstünde tepiniyoruz gibi haklı soruların cevabı verilmiştir diye düşünüyorum.