Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Ekim'de 'Altay Tankları Teslimat Töreni'nde yaptığı konuşmada Türk Savunma Sanayi adına büyük bir heyecanı ve aynı zamanda büyük bir gururu hep birlikte yaşadığımızı söyledi.
Cumhuriyet Bayramının yıldönümünden bir gün önce hem de milletimizin aklıyla alay eden muhalefet, yine "Erdoğan bu memlekete ne yaptı" diye tutturdu, milletimizin gurur ve heyecanından nasiplerini alamadılar.
Ankara Kahramankazan'da büyük modern bir tesis kuruluyor. Hem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hem dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim kapasitesi hedefleniyor.
Hedef, 6 yıl içerisinde 250 Altay tankını ordumuzun emrine vermek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni tesisin özelliklerini sıraladı:
"Araştırma ve geliştirme merkezleriyle, test alanlarıyla, zırhlı laboratuvarları ve eğitim parkurlarıyla, 840 bin metrekarelik alana yayılan bu devasa tesiste, inşallah 1500'ü aşkın nitelikli personelimiz görev yapacak. Kapsamlı bir teknoloji üssü daha savunma ekosistemimize entegre olacak."
Tankların artık muharebelerde pek öneminin kalmadığını söyleyenler var.
Altay tankının özelliklerini bilselerdi böyle konuşmazlardı.
Altay tankı, BMC Savunma tarafından üretiliyor ve geliştirme sürecinde ASELSAN, ROKETSAN, MKE ve HAVELSAN gibi Türkiye'nin önde gelen savunma sanayi şirketleri yer alıyor. Tankın elektronik sistemleri, atış kontrol mekanizması, zırh yapısı ve iletişim sistemleri tamamen yerli olarak geliştirildi.
Altay tankı, hem saldırı hem de savunma kabiliyetleriyle dikkat çekiyor.
Altay, klasik tanklardan farklı olarak "akıllı sistemlerle" donatıldı. Tankın sensörleri, tehditleri otomatik olarak algılayıp komutana uyarı verebiliyor. Ayrıca aktif koruma sistemi AKKOR, yaklaşan tanksavar füzelerini tespit edip imha edebiliyor. Tankın, iç ve dış iletişimini kesecek ve tankın elektronik sistemlerini sekteye uğratılabilecek elektromanyetik silahlara karşı donanımı mevcuttur.
Terör ve Güvenlik Uzmanı İbrahim Keleş, CNN Türk'te yaptığı açıklamada Altay'ın en önemli özelliklerinden birinin aktif koruma sistemi olduğunu vurguladı. Aktif koruma sisteminin; tank çevresinde bir "koruma kubbesi" oluşturarak yaklaşan tanksavar mühimmatlarını tespit, karıştırma veya imha edebildiğini, radar ve sensörlerle entegre bir savunma sunduğunu söyledi.
Altay tankı; İHA/SiHA'lardan, Kızılelma, Hürkuş, Hürjet, F-16 ve diğer erken uyaran/taarruz unsurlarından alınan görüntü ve verilerle doğrudan entegre çalışarak otomatik nişangâh sistemine hedef aktarımı yapabilecek şekilde tasarlandı. Bu sayede tank sadece kendi gördüğü hedeflere değil, yukarıdan gelen keşif istihbaratıyla da etkin ateş yapabiliyor...
Bu kabiliyetleri heyecanla, gururla yapan bizim mühendislerimiz, bizim teknisyenlerimiz.
Dışarıya bağımlı olmamak ne demek şimdi daha iyi anlıyoruz.
Türkiye Yüzyılına, savunma sanayindeki milli ve yerli üretimle, Büyük Türkiye sevdasıyla yürüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vurguladığı gibi son 23 yılda, savunma sanayi, diplomasi ve güvenlik başta olmak üzere atılan adımlarla Türkiye, göz ardı edilemez bir ülke hâline geldi.
Balkanlar'dan Orta Doğu'ya, Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya, dünyanın en hayatî bütün bölgelerinde, gerçek barışın sembolü haline gelen bir Güçlü Türkiye var artık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramankazan'daki konuşmasında milletimizin hissiyatına tercümen oldu:
"Haklı olmanın yetmediği, hakkın korunması için güçlü olunmasını gerektiren bir dünyada yaşıyoruz. Ne uluslararası hukuk ne de dev bütçeli kurumlar, zulümlerin ve katliamların önüne geçemedi. Küresel barış ve güvenliği sağlamakla görevli yapılar hiçbir adım atmadı. Bırakın engellemeyi, birçok bölgede eli kanlı zalimleri koruyup kolladılar. Şurası bir gerçek ki günümüzde onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsanız her alanda güçlü olmak, caydırıcı olmak mecburiyetindesiniz. Ekonominizi güçlendirmek, dışa bağımlılığınızı azaltmak, kapasitenizi artırmak, yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız. Aksi takdirde üzülerek ifade ediyorum, kurtlar sofrasına dönüşen bu yeni düzende kimse kimseye acımaz, gözünün yaşına bakmaz..."
Evet, kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
Muhalefetin, gözünü İngiltere'ye, Almanya'ya dikmesi asla çare değil...