30 Haziran Pazartesi günü CHP'nin "şaibeli kurultay" davası görülecek.
Özgür Özel, başka havalarda ama CHP için pazartesi günü bir dönüm noktası olabilir.
Özel, dün İmamoğlu'nu ziyaret ettikten sonra Silivri'de gazetecilere konuşurken ayakları yerden kesilmişti: "CHP, tarihinde ilk defa yüzde 40'ların üzerine çıktı..."
Anketler öyle diyormuş. İmamoğlu'nun içeride olması CHP oylarını patlatmış...
Tam, mezarlıktan geçerken korkudan türkü söylemek gibi.
Özgür Özel'i, biz 30 Haziran'dan sonra göreceğiz.
CHP'de şu anda sinirler gergin.
Bunun en büyük sebebi de Kılıçdaroğlu'nun duruşu.
İmamoğlu'nun sosyal medyadaki trolleri haftalardır Kııçdaroğlu'nu tehdit ediyor, küfrediyor...
Fonlanan medyadaki İmamoğlu organize etki ajanları, "İmamoğlu neden bir açıklama yapmıyor, neden bu davayı kapatmaya çalışmıyor" diye bastırıyorlar.
Yeri gelmişken şunu da belirtelim. Şikâyetçi olan Kılıçdaroğlu değil ki. Kurultay delegesi CHP'liler... Onlar yer, isim, miktar belirterek delegelere verilen rüşvetleri, sağlanan rantları söylüyor.
Son olarak, İstanbul'daki yolsuzluk soruşturmasının kilit isimlerinden olan ve etkin pişmanlıktan yararlanan İmamoğlu'nun kasası olarak ismi geçen Adem Soytekin, satılmama kararı alınan 100 adet lüks KİPTAŞ dairesinin CHP'li kurultay delegelerine verildiğini dile getirdi. Soytekin, amacın Kılıçdaroğlu'nu tasfiye ederek partideki ipleri ele almak olduğunu kaydetti.
Adem Soytekin'in savcıya verdiği 14 saat ifadeyle gün yüzüne çıkan skandalla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. 100 kişilik VIP liste ile torpil ve değerinin altında mülk edinerek kamuyu zarara uğratan şahıslar hakkında çalışma başlatıldı.
30 Haziran'dan sonra Kılıçdaroğlu mu?
Bütün baskılara, hatta Özgür Özel'in "partiden içire sokmayız" meydan okumasına rağmen Kılıçdaroğlu geri adım atmıyor.
Son gelişmelere bakalım.
Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Mansur Yavaş, Vahap Seçer ve Engin Özkoç ziyaret etti. Kılıçdaroğlu; şaibeli kurultay davasından çıkacak olası bir "iptal" kararını tanımaması yönündeki isteklere rest çekti, mahkemeden çıkacak karara işaret etti.
Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen gazeteci Barış Yarkadaş TGRT'deki programda bu ziyarette Kılıçdaroğlu'nun sözleri ile ilgili şöyle konuştu:
"Siz, bir sokak gösterisini tetikleyecek, parti içinde tartışmalar yaratacak bir tavrı benden nasıl beklersiniz? Diyelim mutlak butlan çıktı, ben çıkmasını arzu etmiyorum, hadi ben görevi kabul etmedim, CHP'ye kayyum atanırsa ne yapacaksınız? Siz CHP'ye kayyum atanmasını mı istiyorsunuz?"
Yarkadaş, CHP Genel Merkezi'nin yaklaşımının, "Kemal Kılıçdaroğlu gelmesin de kim gelirse gelsin" şeklinde olduğunun altını çiziyor.
Dün de İsmail Saymaz, Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın programında, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol'un Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiği bilgisini verdi.
Saymaz, ikilinin görüşmesine ilişkin şunları aktardı:
"Ümit Erkol, randevu alarak 21 Haziran'da Kılıçdaroğlu'na gidiyor. 'Özel ile yan yana gelip karar alın, biz ne olursa olsun ona uyalım ama kararı beraber alın, biz de bu krizi atlatalım' diyor. Kılıçdaroğlu cevap vermiyor, sessizlikle izliyor ve şöyle söylüyor: 'Ne var yani, benim gelmemin size ne zararı var? Ben zaten partinin genel başkanıyım, ne zararım olacak ki,' diye tepki veriyor..."
Özgür Özel'in kafası gerçekten karışık.
CHP Genel Başkanı, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Toplantısı'na hazırlık liderler toplantısına katılmak üzere bugün Brüksel'de olacak.
Bunu, gelecek iktidarlarının(!) bir belirtisi olarak ağzı kulaklarına vararak söylüyor.
Öte yandan İmamoğlu'nu cezaevine gönderenin ABD Başkanı olduğunu iddia ediyor:
"19 Mart darbesi yapılmadan önce Erdoğan yönetiminin Trump yönetimine bilgi verdiğini ve icazet aldığını biliyoruz" diyor.
Brüksel'de, Avrupalı liderler, "Trump bunu nasıl yapmış? Sana bu bilgiyi Namık Tan mı verdi?" diye Özgür Özel'e bir sorsalar...