Toplumumuzun kötü huylarından biri de bir işin nasıl olamayacağı üzerine kafa yormasıdır. Heyecanla bir şeyler yapmak isteyenlerin yolunu açmak yerine yoluna bin bir engel koyarız. Zaten ilk başta "Olmaz o iş" diyerek, kumaşı kaliteli insanların ağzına lafı tıkarız; onların seviyesine çıkmak yerine onları içinde bulunduğumuz çukura çekmeye çalışırız. Oysaki en azından, "Niye olmasın, olabilir. Denemekte fayda var" denilebilir ama bu da yüksek seciye gerektirir.
Her şeye rağmen bir yerden başlamak gerektiğine inanan yüksek seciyeli insanlar İstanbul'da bir araya geldiler. Milyonlar İstanbul'un eski havalimanına bir sel gibi aktı. Ve bu milyonların neredeyse tamamı çocuk ve gençlerdi. TEKNOFEST'le alakalı her haberi, her görüntüyü gördükçe mutluluğa gark oldum.
Sosyal medya diliyle söylemem gerekirse, "Yahu çocuklar ne hakkınız var bu toplumun ümitlerini yeşertmeye!" "Ne hakkınız var bu ülkeye dair güzel hayaller kurdurtmaya!" Halbuki, kör düşmanlık yaparak insanlıktan çıkanların kara propagandalarının peşine takılıp gidiyorduk! Bu ülkeden bir şey olmazdı, bir an önce ülkeyi terk etmek gerekti! Şimdi durduk yere bizim umutlarımızı niye yeşertiyorsunuz!
Her şeye rağmen bir yerden başlamak gerekliliğine inananların öncülerinden Selçuk Bayraktar kapanış konuşmasında, bu yılki TEKNOFEST, 64 alandaki 1,2 milyon başvuruyla rekor kırdığını söyledi. Muazzam bir rakam. Çocuklar, gençler kafa kafaya verip 1,2 milyon projeye imza atmışlar. Üstelik bu projeler sadece bir alana yönelik değil. Hayatın her alanına hitap eden projeler.
Bayraktar mezkûr konuşmasında, insanlık adına Türkiye'de yeşeren umudun tüm dünyaya yayılacağının müjdesini de verdi: "İnanıyoruz ki medeniyetimizin güneş yüzlü çocukları, medeniyetimizin adalet, hürriyet, iyilik ve merhamet değerlerinden aldığı ilhamla, dünyayı düştüğü yerden tekrar ayağa kaldıracak. Hürkuş gökyüzünü cesaretiyle Türk mühendisliğinin tüm unsurlarını sergileyerek bir yandan şenlendiriyor, bir yandan buradaki çadırlarımızda yarışan on binlerce genç kardeşimiz de inşallah teknolojinin tüm diğer alanlarında insanlığı aydınlatacak eserlere imza atacaklar. Kolumuza taktığımız saatten yanımızda taşıdığımız akıllı telefonların hepsinin birer silaha dönüştürüldüğünü görüyoruz. İnanıyoruz ki medeniyetimizin, milletimizin, bu meydandaki genç kardeşlerimizin eserleriyle birlikte dünya ve bu teknolojik tahakkümün altında ezilen insanlık, medeniyet değerlerimizle birlikte yeniden ayağa kalkacak, huzura, refaha ve adalete kavuşacak."
Kör düşmanlık yapan kapkara yüzlere karşı "medeniyetimizin güneş yüzlü çocukları" yolumuzu aydınlatacak.
"Medeniyetimizin güneş yüzlü çocukları" için kötüyle savaşmaya devam; vatanımızı karartmalarına izin veremeyiz!