MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı ile atılan ilk adımın ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet iradesiyle yürüyen Terörsüz Türkiye süreci, yeni bir eşikten geçti.
Dün Irak'ın Süleymaniye kentinde sembolik bir silahları bırakma töreni yapıldı.
PKK, İmralı'daki liderlerinin çağrısına olumlu cevaplar vermeye devam ediyor.
30 militanın silahlarını bırakması, yakması sembolik de olsa, terörle sonuç almayı terk etme sözü vermektir.
30 militanın silah bırakması evet, semboliktir.
Batı'nın kurdurduğu ve silahlandırdığı bir örgütün, yeniden silah bulması zor değildir.
Yeri gelmişken hatırlatmalıyız ki, Batı, 40 yıldır kullandığı bir terör örgütünü, "bıraktık" dedikleri için bırakmaz.
FETÖ'yü bırakıyorlar mı?
Hedefe giden yolda önemli bir adım atıldı ama kalıcı barış için daha uzun bir yol var.
Terörsüz Türkiye; Erdoğan ve Bahçeli'nin sahiplendiği, Cumhur İttifakı'nın, yarınlar adına en önemli adımlarından biridir.
Türkiye güçlendi, savunma sanayinde dünya devlerinin arasına girdi.
Terörsüz Türkiye hedefi böyle doğdu.
Terör, Kürt halkı için bir hak arama yolu değildi.
Öcalan, gerçeği ilk defa, son gönderdiği 7 dakikalık videoda itiraf etti:
"Ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. PKK, ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir."
Evet, asıl tarihî itiraf budur: PKK; ayrı devlet için kurulmuş/kurdurulmuş bir terör örgütüdür.
Diyarbakır annelerinden biri tarihî bir ses yükseltmişti: Ayrı devlet kurmayı bize mi sordunuz?
Öcalan; "Yapılan; silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir" dese de bu geçiş pek gönüllüce olmamıştır.
Türkiye, bölücü teröre karşı, özellikle FETÖ ihanet örgütünün tasfiyesinden sonra çok başarılı bir mücadele verdi. Ülke içinde terör tam anlamıyla bitirilirken sınır ötesindeki harekâtlarla ve MİT'in nokta operasyonlarıyla teröristler mağaralara hapsoldu.
Bunları, başa kakmak için değil, millet olarak gerçekleri bildiğimizi hatırlatmak için yapıyoruz...
Türkiye artık büyük ve güçlü devlet politikasıyla; ülkede huzuru, bölgede barış ve istikrarı sağlamanın gayreti içindedir.
Evet, başa kakmak yok.
Ama şehitlerin onuru ve emaneti, gözümüzün önünden bir an gitmeyecek.
Terörsüz Türkiye hedefi ile iç barış tahkim edilecek, vatan müdafaası sadece çelikten kubbe ile değil çelikten sineler ile sağlanacaktır.
Milletimiz gelinen noktadan mutlu ve umutludur.
Başta silah bıraktırmanın kahramanlarından Diyarbakır anneleri, şimdi evlâtlarına kavuşmanın ne kadar yakın olduğunu görüyor ve gün sayıyorlar.
Bölge insanımız atılan adımlara yüzde 90 destek veriyor.
Evet, ilk defa Türkiye; Batı'dan Doğu'ya, Güneydoğu'ya kucaklaşmaya gidecek insanlarımızın heyecanı ile dolup taşıyor.
Yüz yüze gelme, terörün kapattığı dağlarda, ovalarda, yaylalarda oturup çay kahve içmek, dertleşmek bizi, hasret kaldığımız dostluk, muhabbet haleleri içine katacaktır.
Kalıcı barış adına Terörsüz Türkiye yolunun 4 büyük teminatı var.
1. Cumhur İttifakı. Erdoğan, Bahçeli. Cumhurbaşkanlığı kabinesi.
2. Türkiye Büyük Millet Meclisi. Kurulacak komisyonun bütün partilerce desteklenmesi. Somut ve kararlı adımların atılması.
3. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Emniyet güçlerinin ve MİT'in teyakkuzu, gevşemeyen tedbirleri.
4. Milletimizin Terörsüz Türkiye'yi sahiplenmesi, verdiği gönülden, samimi destek.