PKK'nın silah bırakmasından sonra Terörsüz Türkiye yolunda TBMM'de kurulacak komisyon 5 Ağustos Salı günü toplanıyor.
51 kişilik komisyona İYİ Parti hariç diğer partiler üye verdiler.
Kararlar, nitelikli çoğunlukla (34 oyla) alınacak.
İlk toplantıda komisyonun çalışma usul ve esasları ile prensipleri belirlenecek.
Komisyon, sürecin yasal çerçevesini oluşturmaya çalışacak.
Uzlaşılan konular Meclis'e gelecek.
Uzlaşma kültürü ve demokratik olgunluk, belki de ilk defa böylesine bir sınava giriyor.
Muhalefet hala karşı çıksa da Türkiye, Cumhur İttifakı ile yönetimde büyük bir inkılâp yaptı.
Terörsüz Türkiye yolunda iç barış ve toplumsal ittifak da gerçekleşirse evet, inşallah Türkiye Yüzyılı için sağlam ve umut dolu bir zemine ulaşacağız.
Komisyon çalışmalarında ve ilerleyen günlerde gözler CHP'nin üzerinde olacak.
Üç sebepten...
1. CHP, bugüne kadar millî mutabakat zeminlerinden hep uzak durdu. Sınır ötesi harekâtlarda, Kıbrıs meselesinde böyle yaptı.
"Ne işimiz var Suriye'de?", "YPG bize mi saldıracak? "Ne işimiz var Libya'da" diyen CHP'yi, unutmuyoruz.
2. CHP, şu anda bir problem yumağına dolanmış durumdu.
İstanbul'da İmamoğlu'nun başında olduğu yolsuzlukla ilgili birkaç gün önce 9. Operasyon yapıldı.
Yolsuzluk iddiaları, Özel'e göre eften püften ama yönetimde bulunan belediye bürokratlarının ve onlarca işadamının itirafları, MASAK raporları, müfettişlerin tespitleri büyük bir yolsuzluğu işaret ediyor.
Sırf İmamoğlu'nun seçim kampanyası için kurulmuş bir "SİSTEM" var karşımızda.
Ana muhalefet partisi CHP'nin; şu anda işi gücü bırakıp İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapmak için kılıktan kılığa girmesi, dereyi görmeden paçayı sıvayıp kendi kendine gelin güvey olması tam bir ibretlik...
Mansur Yavaş faktörü, başka bir problem çerçevesi çiziyor.
Komisyona katılma problemine gelince.
CHP'yi destekleyen medya bile ikiye ayrılmış durumda.
CHP'nin komisyona katılmasını, "tuzağa düşmek" diyenlerin sesi giderek yükseliyor.
CHP'ye oy veren kitlenin de kafası karışık.
"CHP komisyona katılmakla oyuna geliyor" endişesi giderek büyüyor.
CHP'nin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ilk başkaldırıyı yaptı.
CHP'li Özcan, X'ten; "AKP, MHP ve DEM şer ittifakının tezgâhladığı oyuna ortak olmamalıyız!" dedi.
Özcan, "Bakalım bu komisyonda PKK ve elebaşlarının kişisel sorunları dışında hangi Kürt vatandaşın ne sorunu konuşulacak?" diye ekledi.
Sözcü TV yayınında Özgür Özel, Özcan'a tepki gösterdi: "Burada (Özcan'ın 'şer ittifakı' ifadesini kullandığı tweet'ini kastediyor) kendi sınırlarını aştı Tanju..."
3. Özgür Özel, ana muhalefet lideri olarak güven veren bir siyasetçi gibi davranmıyor.
Bir liderlik vasfı da hala gösterebilmiş değil.
Zamirinde Cumhurbaşkanı adayı olmak var.
İmamoğlu'na fazla sahip çıkma görüntüsü, içindeki zapt edilemez adaylık arzusunu örtbas etmek için.
Komisyondan ayrılmak için bahanesi şimdiden hazır.
Özel, CHP Tokat Senatörü Metin Somuncu için düzenlenen cenaze töreninin ardından Meclis'te basın mensuplarının sorularını cevaplar bakınız ne dedi:
"Bu süreçte başka tahliyeler gelecek. 'Onlar bir yandan olsun, sonra öbür tarafta başkaları siyasî sebeplerle içeride dursun.' Böyle bir şey yok arkadaşlar. Ne Figen Yüksekdağ durabilir. Ne Selahattin Demirtaş durabilir. Ne Ekrem İmamoğlu durabilir. Bunların konuşulacağı, çözüleceği, meselenin ilerleyeceği bir komisyonda oluruz. İlerlemiyor mu? Önce ilerletmeye çalışırız. Yok, geri mi gitmek istiyorlar? Olmayız. Memlekette darbe var, püskürtmeye uğraşıyoruz. Meydanlardaki mücadele devam edecek..."
İşte böyle...
"PKK'lıları salıyorsunuz, İmamoğlu içerde durmayacak" deyip, topunu alıp oyundan çıkan şımarık çocuk gibi çekip gidecek...
Özgür Özel'e güvenemeyiz.
Her an komisyonu karıştırabilir, kavga çıkarabilir.
Çünkü maksadı, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek...