Terör devleti İsrail, adrese teslim saldırılarla birkaç saat içinde İran'ın üst düzey isimlerini öldürdü. İsrail istihbarat örgütü Mossad İran'ın içinde seyyar İnsansız Hava Araçları üssü kurmuş, bundan İran istihbaratının haberi ancak bombaları yedikten sonra oldu!
İran istihbaratı, İsrail casusu diye birçok kişiyi gözaltına aldı ama Mossad İran içinde suikastlere hâlâ devam edebiliyor. Son iki gün içerisinde İran'da 14 nükleer bilim adamı, bazılarının araçlarına bomba konularak bazıları da füze saldırıyla öldürüldü.
İsrail, devşirdiği saha elemanlarıyla İran içinde istediği operasyonları yapabiliyor.
Şimdi gelelim bize. Bir önceki "Rota çizen Türkiye" (https://www.star.com.tr/yazar/rota-cizen-turkiye-yazi-1948366/) başlıklı yazımda eski MİT Müsteşarı Fuat Doğu'nun o kahredici sözünü aktarıp sormuştum: "Yeri geldikçe yazılarımda sizlere, 7 yıl MİT müsteşarlığı yapan Fuat Doğu'nun, "Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım. Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop'a götür dese onu oraya götürmekle memurum." sözünü hatırlatıyorum. İstihbaratı başka bir ülkenin elinde olan bir ülke sömürge ülkesi değildir de nedir?"
Recep Tayyip Erdoğan'ın mimarı olduğu Yeni Türkiye'de Milli İstihbarat Teşkilatı da boyunduruktan kurtuldu. Son dönemde Türkiye'de Mossad elemanlarına yönelik yapılan operasyonları takip ediyor musunuz? Eski Türkiye'de yapılamayacak istihbarat operasyonları bugün yapılabiliyor. Fuat Doğu'nun bahsettiği dönemlerde bu tür operasyonlar yapmak mümkün müydü; Memur amirine operasyon yapabilir mi?
Bu hususta dikkat çekmek istediğim bir nokta var. Mâlûmunuz hem Türkiye hem de İsrail vatandaşı olup İsrail için savaşanlar aramızda dolaşıyorlar. İsrail'e gidip terör devletinin ordusunda Gazze'de katliamlara katılıp tekrar Türkiye'ye döndüler. Bu kişiler, olası bir İsrail saldırısında hangi tarafta yer alırlar. Tahmin etmek zor olmasa gerek!..
Aralık 2023'te HÜDA-PAR TBMM'ye bir kanun teklifi verdi. Kanun teklifinde, "Soykırım suçuna iştirak edenlerin cezalandırılması, vatandaşlıklarının kaybettirilmesi ve malvarlıklarına el konularak Aile ve Gençlik Fonu'na devredilmesi... Evrensellik ilkesinin, ilgili kanunda düzenleniş şekline göre bahsi edilen maddede sayılan suçların ülke dışında işlenmesi halinde, failin ve mağdurun vatandaşlığına bakılmadan, failin Türkiye'de bulunması da gerekmeden hakkında Türk kanunları uygulanabilecektir. Bu nedenle, belirtilen suçlar, yurt dışında bir yabancı tarafından yabancılara karşı işlenmiş olsa ve kendisi de yurt dışında bulunsa dahi, Türkiye'de cezai kovuşturmaya konu olabilecektir." deniliyor.
Maalesef bu kanun teklifi hâlâ TBMM'de bekletiliyor. Terör devleti İsrail'in İran'da yaptıklarını gördükten sonra ivedi olarak bu kanun teklifi yasallaşmasının ve uygulanmasının birinci önceliğimiz olması gerektiğini düşünüyorum.
Evet, istihbarat birimlerimiz, terör devleti İsrail'in ordusunda masumlara kurşun sıkıp tekrar Türkiye'ye dönenleri takip ediyordur ama mezkûr kanun çıkarsa onların da eli rahatlayacaktır.
Terör devleti İsrail ordusunda çoluk çocuk demeden katledip sonra Türkiye'ye dönenlerin Türkiye'ye dair bir aidiyetleri olamaz. Onlar ancak görevli olarak gönderilmişlerdir!..
TBMM'yi tarihi bir görev bekliyor; hem tarihi hem insani!..