Tüm Yazarlar
A. Teyfur Erdoğdu Yazıları
Uluslararası ilişkilerde komplo teorileri
A. Teyfur Erdoğdu
Komplo teorilerine itibar edilmesinin ve zaman zaman da biliminsanlarınca bile gafleten içine düşülmesinin temel sebebi zahirde açıklayıcılık seviyesinin yüksek görünmesidir: 2+2=4. Ama bu kesinlik ve pekinlik sadece matematikte bulunur; ne doğa bilimsel, ne de insan ve toplum bilimsel dallarda mevcuttur.
İstanbul'un kaybolan meslekleri
A. Teyfur Erdoğdu
Güllabiciler, sokak aralarında dolaşan akıl hastalarını zapt etmekle, taşkınlık yapanlarıysa sopayla veya kamçıyla yola getirmekle görevliydi. İtiraf edeyim bu mesleğin kaybolmasına hiç üzülmüyorum. Ece Ayhan ne diyor: Babamız dövüldü güllabici odunlarla tımarhanede... Debbağhanelere (dericilere) sokak köpeklerinin dışkılarını götürenlere tabakhaneci denirdi. Köpek dışkılarının biran evvel deriyi tabaklamak için deri işliklerine yetiştirilmesi gerekirdi. Dışkıdaki asit deriyi tabaklamada kullanılırdı.
Felsefeyi yeriyor, sanatı övüyorum!
A. Teyfur Erdoğdu
Fransız filozof Bernard de Chartres'a nazire olarak diyorum ki "Felsefe, sanat isimli devin omuzlarına oturmuş sadece bir cücedir!" Bu yüzden bilgiyle beynimizi ve zihnimizi geliştirirken sevgiyle de kalbimizi temizleyelim ve genişletelim ve bu temiz kalp ile aklımızı kullanalım! İnsan dilini yutsa da müzikle, resimle, düzenli (rythmique) ve düzensiz (arythmique) hareketler vb vasıtasıyla, taşıyıcılar yoluyla idrak hapishanesinden kurtulur ve yükselişe geçer. Belli bir aşamadan sonra uzay aracından kopan füze parçaları gibi süreçte geride kalan araçlar silikleşir ve gaib olurlar. Sessizlik, mutlak ışık (yani ışıksızlık), hareketsizlik hakim olur.
Sultanahmed Camii'ni de kütüphane yapacaklardı
A. Teyfur Erdoğdu
Mabetleri dönüştürme düşüncesi sadece Ayasofya ile sınırlı kalmamış Sultanahmed Camii'nin de kütüphaneye çevrilmesi fikredilmiştir. Ancak bu fikirden kitaplar için konulması icap eden bölmelerin binayı çirkinleştireceği gerekçesiyle vazgeçilmiştir.
Yağma yok!
A. Teyfur Erdoğdu
Hukuken gayrimeşru olsa bile aynı topluluğa mensup ve/ya aynı coğrafi birimde yaşayan ve “aşırı” derecede haksız kazanç elde ederek zenginleştiği düşünülen kişinin/kişilerin malı mülkü yağmalandığında kamu vicdanında meşru kabul edilebilir. Tarih boyunca Yahudi mal ve mülklerinin Avrupa prensliklerinde veya 1789 Fransız Devrimi'nde Paris'teki bütün dükkanların yağmalamasında olduğu gibi.
Arkeoloji artık üvey evlat değil
A. Teyfur Erdoğdu
Halk Zeugma ve Göbeklitepe sayesinde ilk kez arkeolojiye bu kadar merakla yaklaşıyor. İnsanlar varsayımları dinlemek yerine, ayrıntılı sorular yöneltiyor ve yönelttiği sorularına kesin cevaplar istiyor. Kültür-turizmi işlerinin profesyonel düzeyde ele alınacağının, fonların idaresinin akılcı şekilde yapılacağının işaretleri de devletin en üstünden makamlarından gelmeye başladı.
Gök medeniyeti Göbeklitepe
A. Teyfur Erdoğdu
Göbeklitepe kazılarından, insanların bundan 12 bin yıl önce gök hesapları yaptıklarını ve bunları simgelere indirgeyerek üç boyutlu metinler/mekanlar oluşturduklarını anlıyoruz. Bunları Göbeklitepe insanları mı oluşturdu yoksa daha eski başka insanlardan mı ödünç aldılar? Bu simgeselleştirmenin başlangıcını ne kadar eskiye götürülebiliriz? Bunlar heyecan verici sorular.
İslam iktisadı mı, İslam ekonomisi mi?
A. Teyfur Erdoğdu
İslam ekonomisi kavramını kullanmak yeni zihin ve yeni iktisat açısından hem yetersiz hem de İslam’ın, Müslümanların ve insanlığın geleceği açısından son derece tehlikeli ve umut kırıcıdır. Bu çerçevede yapılacak iş de açık ve nettir: İslam iktisadı üzerinden yeni bir ekonomi kavramı ve anlayışı geliştirmek.
İktisat ile ekonomi farkı
A. Teyfur Erdoğdu
Mevcut iktisat anlayışı materyalist iktisat anlayışıdır ve kapitalist, sosyalist ekonomiler de bizatihi politikaları, uygulamalarıdır. “İktisat” bir amaca matuf zihinsel bir çaba ve teori “ekonomi” ise bu zihinsel çaba ve teorinin bir uygulaması demektir. Bir bakıma “ekonomi”, bir iktisat politikası/uygulamasıdır yani dar ve sığdır.
Mülk Allah’ındır, o halde...
A. Teyfur Erdoğdu
Yapılması gereken yeni bir mülkiyet dili inşa etmektir. Bu yeni mülkiyet dili “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır, mülk Allah’ındır, adaleti titizlikle ayakta tutun” düsturları üzerinden oluşturulmalıdır. Bu mülkiyet dilinin merkezine emeğin ve çalışmanın erdemi ile alın terinin onuru yerleştirilmelidir.