Tüm Yazarlar
Neslihan Mervenur Vural Yazıları
Macron politikasında siyasileşen bir imge: Helal gıda
Neslihan Mervenur Vural
Fransa'da süregelen ötekileştirme politikaları akıl tutulmasında zirveyi yaşıyor. Kıyafet, sakal üzerindeki etiketlemelerin ya modası geçmiş ya da bu ötekileştirme yetersiz gelmiş olacak ki artık market alışverişi bir fişleme yöntemi olarak işlev görüyor. Hangi ürünleri aldığınız sizin ideolojinizi gösterir, hatta tehdit unsuru olup olmadığınız hakkında istihbari bilgiler bile verebilir artık.
Pandemi etkisinde mekansal ve zamansal bir değişim: Mesai
Neslihan Mervenur Vural
Değişim kendini göstere göstere geliyor. Pandemi etkisiyle başlayan değişim rüzgarından birçok yönüyle “mesai” de nasibini alıyor. Mekanı değişiyor, zamanı değişiyor, öznesi değişiyor. Peki ya ahlakı?
Küresel bir mülteci melodisi 'Hey ain't nobody want to go'*
Neslihan Mervenur Vural
Zor zamanlardan geçiyoruz. Millete, ırka, dine, mensubiyete, ideolojiye, hiçbir ekonomik sınıfa dönük yüzü olmayan hepimizi kuşatan çok zor bir zamandan. Bundan sonra dünya nereye gider bilinmez. Korona öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılır mı dünya tarihi orası da muamma. Ama muammalar zincirine eklenen başka bir muamma daha var: Mülteciler.
Akika party’nin mü’min girl’leri vs. ‘bu kadın’
Neslihan Mervenur Vural
“Zenginlik” ile “dünyevileşmeyi” birbirine karıştırıyoruz. Zenginliği dünyevi düzlemde kullanmaya başladığımızda işler çığırından çıkıyor. Dinin gayesine uygun bir zengin yaşam yerine dünyevileşme esaslı bir kurgu içine doğan gençlerin Şeyma Subaşı’nın partilerine özenmesi sürpriz bir son olmasa gerek. Çünkü dünya aynı dünya olunca, eğlence aynı eğlence, görünmek aynı görünmek oluyor.
Tarikatlar, tiktok, pedofili ve modern zamanlar
Neslihan Mervenur Vural
Amacımız başarılı olmak mı, amacımız insanları güldürmek mi? Amacımız hayat maceramızda tüm olumsuzlukları, tüm acıları unutmak mı? Tasavvur ettiğimiz dünya-hayat ikilemini yeniden konuşmamız gerekiyor bugün. Kavram kargaşası kadar, amaç kargaşası yaşadığımız da aşikar.
Tohum saç bitmezse tasarım tohum utansın!
Neslihan Mervenur Vural
Dünya üzerinde tarım ilaçları ve tohumları piyasası belli başlı şirketlerin elinde bulunuyor. Hal böyle olunca ‘Yeşil Devrim’ açlık sorununu çözmek odaklı değil, ticari tekelleşme faaliyetinin kamuflajıdır eleştirilerine maruz kalıyor. 2050’de dünya nüfusunun 10 milyar olacağı öngörüsü yeterli gıdaya kavuşmak için bizi rengarenk devrimleri izlemeye götürebilir.
İnsanlığa yok olma çağrısı: Anti-natalizm
Neslihan Mervenur Vural
Anti-natalistlere göre dünyaya gelen bireylerin çeşitli sebeplerle acı çekmesi, başkalarına zarar vermesi ihtimal dahilindedir. Bu düşünce, insanların doğumuna karşı çıkarak insan soyunun tükenmesini öngörmektedir. Söylem size çok uzak geliyor olabilir ama anti-natalistlerin mottosu olan şu ifadeleri etrafınızda birçok evli çiftten duymuşuzdur: “Böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyoruz.”
Modern öjeniyi yeniden düşünmek
Neslihan Mervenur Vural
Dünyada ilk kez genetik tasarımlı ikiz bebek dünyaya getirdiği iddia edilen He’ye yapılan ilk yakıştırma: “Çinli Frankenstein”. Tıpkı Gdo’lu ürünlere “Frankestein Gıdalar” isminin verilmesi gibi He’ye de “Playing God” literatüründen mülhem bu lakap uygun görülüyor. İstemediğini çıkar, istediğini ekle, dilediğin gibi yarat, senden olmayanı çıkar at! Modern dünyanın matematiği böyle.
Mary Shelley’nin Frankenstein’ından GDO’ya: Küçük Bir 'Yaratma' Meselesi
Neslihan Mervenur Vural
Bir canlıdan aldığınız bir geni bambaşka türden bir canlıya naklederek, yeni bir genetikte organizma “yaratmanız” mümkün. Akrep genli domates, tavuk genli patates, tüysüz kanatlılar... Bu ürünlere GDO karşıtları “Frankenstein food/gıdalar” diyor. Bu ismin kullanımındaki telmih bizi Mary’nin kaleme aldığı hikayenin felsefesi üzerinden bugünün gıda sektörünün felsefesini sorgulamaya götürüyor.
Planking’ten Falling Star’a Düştüm Allah sen kaldırma
Neslihan Mervenur Vural
Bir kadının güçlü olduğunu fiziksel olarak düşme pozu üzerinden ispat çabası ile kadın erkek ayrımı yapmaksızın “insanın” irade gösteremeden bu akıma kapılıp gitme acziyeti arasındaki ince ironiye dikkat etmek gerekiyor.
Hüseyin Rahmi’nin şık Şatırzâde’si, ıstılâh-ı âhar ile instaboylar
Neslihan Mervenur Vural
Hüseyin Rahmi, döneminin değişen toplumunun bir fotoğrafını çeker Şık’ta. Biz de bugünün fotoğrafını çekmeye kalksak, kadınlar kadar erkeklerdeki değişim de göze çarpar herhalde. Eskiden bir erkek, mahremiyetin korucusu olarak, kavvam olarak, yeri geldiğinde külhanbeyi, kabadayı, olarak nitelenirken, bugün tüm bunlardan sıyrılarak nötrleşen bir insana dönüşüyor.