Tüm Yazarlar
Yusuf Özkır Yazıları
Bay Kemal istekli, ama işi zor
Yusuf Özkır
Şu ana kadar yapılan açıklamalar sürecin büyük ihtimalle çoklu aday bağlamında şekilleneceğini ve her siyasi partinin ilk turda kendi genel başkanını aday göstereceğini ortaya koymaktadır. Muhalefet partileri açısından bu yaklaşımın riskli tarafını ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi ilk turda kazanabilme potansiyelinin bulunmasıdır. CHP'li siyasetçiler önceleri "gönlümüzün adayı" dedikleri Kılıçdaroğlu için artık "adayımız" ifadesini kullanmaya başladı. CHP genel merkezi tarafından Kılıçdaroğlu'nun adaylığını sağlamak için dinamik bir yol haritası takip edildi. Bundan sonrasını ise ittifak ortaklarının ikna edilmesi oluşturuyor.
Güven kaybı
Yusuf Özkır
Batı ile "öteki" arasında var olan medya içeriklerinin akışındaki hiyerarşik yapı içerisinde Batı, medya düzeninin olduğu kadar medya içeriklerinin ne olması ve nasıl sunulması gerektiği konusunda da iktidarı elinde bulunduruyordu. Bu olgu henüz büyük ölçüde değişmiş olmasa da farklı yapıların sahaya girdiğini gösteren önemli gelişmelerden bahsedilebilir. Şu anda 142 farklı uyruktan çalışan AA'da içerik üretiyor. Bu muazzam bir zenginlik ve kültürel etkileşim imkânı oluşturmuş durumda. Türkiye'nin iletişim alanında geldiği noktayı göstermesi bakımından kritik olan bir diğer başlığı ise abonelik konusu oluşturuyor. AA kapsamında şu anda 76 ülkeden aboneliğe sahip bir kamu yayıncılığı var Türkiye'nin.
Stratejik iletişim ve Türkiye iletişim modeli
Yusuf Özkır
'Türkiye iletişim modeli' kavramı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin diğer pek çok alanda uygulama çabasında olduğu Türkiye merkezli temel yaklaşımın yansıması olması bakımından dikkat çekicidir. Fahrettin Altun'un ifadesiyle bu modelde Erdoğan'ın "insan odaklı bakışı", "adalet duygusu", "gönül kazanma çabası", "hakikat yolundan ayrılmama" ve "sürekli daha ileriye" vizyonunun temel alındığı görülmektedir.
'HDP Kandil'dir'
Yusuf Özkır
Kürt annelerin ve babaların HDP ve PKK’ya yönelik isyanı, terör belasından çok çeken Türkiye için çok değerli. Onlar bu isyanlarıyla sadece kendilerinin hakkını aramıyor aynı zamanda binlerce çocuğunu terörle mücadelede şehit vermiş diğer anaların da hakkını arıyor. PKK, HDP veya yaşadıkları dar mahalle baskısı ile görüş belirtmekten kaçınan kesimlerin duruşlarını gözden geçirerek Türkiye’nin terörle mücadelesine ve anaların tertemiz hak arayışına destek vermesi gerekiyor. Kuşkusuz bu gerçekleri görmemeleri onların ayıbı olarak kalır. Fakat onlar görmüyor diye PKK terörü ve anne yüreğinin haykırdığı “HDP Kandil’dir” olgusu değişmez. Değişmeyecektir.
Açık oturum formatı ve yeni siyasi sitem
Yusuf Özkır
Sunucu Küçükkaya’nın AK Parti muhalifi ve CHP yandaşı kimliği bilinmesine rağmen ona güvenilmesinin böylesine gizli bir görüşme ile ihlal edilebileceği sanırım AK Partili kurmaylar tarafından da düşünülmemişti. Etik kuralları ve eşitlik prensibini açıkça diğer aday lehine ihlal eden bir yaklaşımdı bu tutum.
AK Parti ve dijitalleşme sonrası belediyecilik
Yusuf Özkır
Seçmen bozulan yolların yapılması, çöplerin toplanması, sosyal hizmetlerin sağlanması ve su kesintisi gibi sorunlara acil müdahale edilmesi gibi konularda doyuma ulaşmış durumda. Bu konularda eksiklik veya gecikme görmek istemiyor ama artık bunlarla yetinmek de istemiyor. Belediye başkanlarından gerek işsizlikle mücadele konusunda gerekse kent içi sorunların parçası olan meseleler konusunda daha fazla duyarlılık bekliyor.
Prens’in cinayeti örtme arayışı
Yusuf Özkır
Washington Post gazetesi köşe yazarı Cemal Kaşıkçı cinayetine dair bulgular azmettiricinin kimliği konusunda kapıyı aralamış durumda. Kaşıkçı’nın yazarı olduğu gazetenin 25 Ekim’de Veliaht Prens Muhammet Bin Selman’ın (MBS) fotoğrafını tam sayfa yayınlayarak Suudi Arabistan’a giden ABD Dışişleri Bakanına hitaben “gerçeği talep edin” manşeti ile çıkması küresel medya açısından faile dair adresin yönünü de göstermişti.
Kaşıkçı cinayetinden sonra Türkiye'nin stratejik iletişim yönetimi
Yusuf Özkır
Türkiye karşı karşıya kaldığı bu kriz durumunda sağlam bir iletişim yönetimi başarısı ortaya koyarak taraflı tarafsız kamuoyunun takdirini topladı. Olumlu bir iklim oluşturdu. Bundan sonraki aşamada yapılması gereken bu pozitif tabloyu kalıcı hale getirecek iletişim stratejisinin uygulanmasıdır.
CHP, Muharrem İnce ve ikinci yol
Yusuf Özkır
Muharrem İnce’nin CHP genel başkanlığını isteme gerekçesi salt o koltuğa oturarak CHP’yi yönetmek değil de ülkeyi yönetmek ise bunun yolunun CHP’den geçmesinin çok zor olduğunu tarihi gerçekler göstermektedir. Bu yüzden İnce’nin CHP koltuğuna oturma konusunda ısrar etmek yerine ikinci bir yol arayışına girmesi daha rasyonel gibi görünmektedir.
Ecevit ve Baykal başaramadı Kılıçdaroğlu mu başaracak?
Yusuf Özkır
CHP’de seçimden bu yana dile getirilen “değişim” söyleminin neye denk geldiği konusunda aslında kafaların karışık olduğu görülmektedir. Bunun temel nedeni aynı söylemin 50-60 yıldır dile getirilmesi fakat her seferinde kendini tekrar eden bir sürecin ötesine geçilememesidir.
Stratejik iletişim yönetimi açısından İletişim Başkanlığı
Yusuf Özkır
İletişim Başkanlığı Türkiye’nin yeni yönetim biçimi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde iletişim yönetimi bağlamında hayati bir boşluğu doldurmaktadır. Türkiye’nin, stratejik iletişim yönetimi gereği kamuoyunu kendi lehine oluşturabilme ve aleyhine çıkan içerikler karşısında hızlı bir şekilde harekete geçerek doğru bilgilendirme yapabilmesi konusunda eli artık daha güçlüdür.
Kararsız seçmen Erdoğan’a yakın
Yusuf Özkır
24 Haziran için son bir haftaya girilirken AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taban desteğinin geniş bir konsensüse yaslanmış olmasından dolayı avantajlı durumda. Kararsız seçmenin genel oy verme eğiliminde ekonomi, güven, istikrar ve rasyonel vaatler gibi somut beklentilerin rol oynaması, kararsızları AK Parti ve Erdoğan’a yaklaştırmış durumda.
4 benzemezin çelişkiler ittifakı
Yusuf Özkır
Dört benzemezin aralarındaki çıkar birlikteliğinin merkezinde Erdoğan karşıtlığı olduğu kesin. Fakat bu bir vaat değil. Bir program değil. Öfke üzerine kurgulanmış bir senaryo. Yıkımı öneriyor. Birlikte neyi yapacaklarına dair tek bir ortak önerileri yok. Mesela FETÖ ile nasıl mücadele edilecek ve bu mücadele esnasında Batılı ülkeler mevcut tutumlarında ısrar ederlerse ne yapacakları konusunda bir öneri yok.
Manifesto’nun yasaklar bahsi
Yusuf Özkır
AK Parti kurulduğu 14 Ağustos 2001’den sonra girdiği ilk seçim öncesinde 3Y yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar ile mücadele edeceğini vurgulayarak seçmenin karşısına çıkmıştı. Gelinen noktada AK Parti’nin 16 yıllık hükümet etme dönemlerinde en başarılı olduğu alanlardan birinin yasaklarla mücadele olduğunu söylemek gerekir.
Batı medyasının Erdoğan saplantısı
Yusuf Özkır
Aslında Erdoğan karşıtlığının büyük ölçüde Türkiye karşıtlığını örtmenin yöntemlerinden biri olarak kullanıldığını belirtmek gerekir. 24 Haziran seçimlerine verilen ilk tepkilerde böylesi yoğun bir eleştirel dilin kullanılması, Batı medyasının seçim yaklaştıkça giderek daha hırçın ve saldırgan bir aşamaya geçeceğinin işaretidir.
Devlet yönetiminde stratejik iletişimin önemi
Yusuf Özkır
Gerçeğin medya vasıtasıyla manipüle edildiği bir tabloda devletlerin ülke içinde ve uluslararası arenada kendilerini doğru anlatabilmesi bugün bir ihtiyaç değil varoluşsal bir zorunluluktur. Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezinin doldurduğu boşluğu ve önünü açtığı yeni dinamikleri bir de bu bağlamda okumak gerekir.
28 Şubat’ın jakobenleri fırsat kolluyor
Yusuf Özkır
15 Temmuz 2016’da FETÖ üyeleri tarafından yapılan askeri darbe girişiminin  toplum tarafından püskürtülmüş olması 28 Şubat’ta jakoben Kemalistler tarafından zirveye çıkartılan ‘dindar’ karşıtlığını yeterince etkilememiş görünüyor.
Propaganda, algı, samimiyet ve gerçeklik
Yusuf Özkır
Atletle yemek yiyen bir genel başkan fotosu ile toplumun geniş kesimlerine ulaşarak onların zihninde “bizden biri” imajını oluşturmak ancak gerçek öyle ise bir anlam ihtiva edebilir. Yoksa sadece atlet giymekle sınırlı kalan bir davranış biçimi ile toplumun CHP konusundaki yargısını değiştirmesi çok zor bir ihtimaldir.
Sorun Can'dan daha derin
Yusuf Özkır
Toplumsal mühendisliğin vesayetçi bir yaklaşımla devreye sokulduğu düzlemde bazen liberalizm bazen de sosyalizm kalkış noktasını oluşturur. Can Dündar’ın fotoğrafta altına sığındığı iki ideoloji Türkiye açısından kültürel düzlemde büyük ölçüde aynı imgeye denk gelir. Bu imge ise Abdullah Cevdet’in henüz yirminci yüzyılın başında söylediği “Tek bir uygarlık vardır o da Batı uygarlığıdır” ifadesiyle somutlaşarak günümüze kadar gelen zihinsel sömürgeleşme ve bunun zorunlu bir şartı olarak kendi toplumunu sömürgeleştirme çabasıdır.
Bir akıl tutulması olarak gezi
Yusuf Özkır
Taksim Gezi Parkı şiddet eylemleri, Türkiye’nin yakın dönemde maruz kaldığı dış destekli saldırıların ilkiydi. Gezi Parkı eylemcilerinin isteklerini gösteren listede yer alanlar, Gezi Parkı’nda aktif rol alan bazı isimlerin bugün Suriye’de “PKK-ABD askeri” olarak çatışıyor olması ve o günden sonra Türkiye’yi içeriden devirebilmek için kurulan kanlı kumpaslar, Türkiye’nin verdiği mücadelenin de büyüklüğünü gösteriyor.
Erdoğan’ın güçlü etkisi
Yusuf Özkır
Sandıktan çıkan tablo, halkın Erdoğan ile birlikte gerçekleştirmiş olduğu yeni bir ‘zafer’ olarak tarihe geçecek. Milli iradenin 14 Mayıs 1950 seçimleriyle birlikte başlattığı jakobenizme karşı “beyaz devrimlerinden” biri daha Anadolu ihtilali olarak Anadolu’nun çocuklarına ilham vermeye devam edecek...
Sen fotoğrafı çek savaşı ben çıkartırım
Yusuf Özkır
Batı medyasındaki Türkiye karşıtı yayınlar “Sen fotoğrafı çek savaşı ben çıkartırım” diyen sarı gazeteciliğin üstadı William Hearst’ü dahi kıskandıracak derecede manipülasyon içeriklidir. Çünkü Türkiye konulu haberler gerçeklerden değil Batılı gazetecilerin zihinlerinde kodladıkları önyargılarından hareketle masa başında tasarlanmaktadır.
Toplumu yakalayan şarkıya EVET
Yusuf Özkır
AK Parti’nin geçmiş tecrübelerine bakıldığında seçim şarkılarının siyasal iletişim kampanyalarındaki en güçlü öğelerden biri olduğu hemen dikkat çekiyor. Kamuoyu araştırmacılarının tespitine göre AK Parti, bazı seçimlerde sadece şarkıların katkısıyla 2-3 puanlık bir kazanç elde etmişti.
Darbe ve kaos mekaniğine karşı MiLLi DiRENÇ
Yusuf Özkır
Türkiye’yi, barındırdığı farklılıklar üzerinden bir kaos ortamına sürüklemeyi hedefleyen girişimlerin bugün gerçekleştirilememiş olmasının yegane sebebi 1970-80’lerden farklı olarak Türkiye’de oyunun farkında ve tüm bu saldırılara karşı direnecek birikim, güç ve inanca sahip olan toplumun var olmasını gösterebiliriz. Toplum, milli iradesine ve geleceğine karşı sahaya sürülen örgütlere ve darbe mekaniğine karşı milli bir direnç ortaya koyuyor.
Cumhuriyet’in FETÖ-PKK sabıkası
Yusuf Özkır
PKK ve FETÖ propagandası ve 15 Temmuz darbe girişimine zemin hazırlayacak şekilde içerik üretmekten soruşturma geçiren Cumhuriyet, önümüzdeki süreçte yeniden Atatürkçü çizgisine dönecek ve muhalefetini bu bağlamda devam ettirecektir. Fakat Cumhuriyet gazetesi, topluma ve toplumun değerlerine olan karşıtlığından vazgeçmeyecektir. Cumhuriyet’in esas sorunu da budur.
FETÖ propagandasının beş söylemi
Yusuf Özkır
FETÖ küresel düzlemde Türkiye karşıtı faaliyetlerini sürdürüyor ve bunu yaparken de propagandanın babası Hitler’e rahmet okutacak cinsten bir yöntem izliyor. Güvendikleri en temel dinamik ise Batılılardaki Türkiye önyargısının sonsuza dek süreceğine olan inanç. FETÖ buna inanabilir fakat Gülenciler için ibre artık tersine döndü.
Küresel medyanın çifte standardına karşı Türkiye ne yapmalı?
Yusuf Özkır
15 Temmuz darbe girişimi 241 vatandaşımızın şehit olması, TBMM’nin bombalanması gibi vahim neticeler ortaya çıkarmışken, yabancı basında sivil siyasetin ve Türkiye’nin meşru yöneticilerinin hedefe oturtulması şaşkınlık oluşturan bir durum. Türkiye, Batı’da oluşan bu kampanya ve lobi faaliyetlerine karşılık verecek şekilde dışarıdaki çalışmalarını gözden geçirmek zorunda.
Darbe bildirisinin ideolojik dayanağı Atatürkçülük
Yusuf Özkır
Atatürkçülüğün kullanışlı bir aparat olması ve özellikle TSK’nın darbecilik geleneği içinde yer alan her cuntanın darbe yapmak için Atatürkçülüğü kendine kalkan yapması konusu üzerinde başta Atatürkçüler olmak üzere herkesin kafa yorması gerekiyor.
'Apoletli Medya'dan milletin medyasına
Yusuf Özkır
Türkiye’nin darbelerle dolu siyasi tarihinde ana akım medya 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e ve 28 Şubat’tan 27 Nisan’a uzanan darbeler silsilesinde çok büyük ölçüde darbecileri desteklemiş ve onların sözcülüğünü yapmıştı. 15 Temmuz tarihinde FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde ise medya özgürlüklerin, milli iradenin ve demokrasinin yanında yer alarak darbenin püskürtülmesinde çok önemli bir işlev yüklenmiştir.
İntihar saldırıları nasıl haberleştirilmeli?
Yusuf Özkır
Terör örgütü için eylemin amacı esasta geniş kitleleri etkilemek ve toplumu bir bütün olarak korku iklimine sokmaktır. TV haberciliği, örgütün bu amacının dışına çıkmak istiyorsa mesleki açıdan belirli hassasiyetler gözeterek yayınlarını koordine etmelidir.
MHP’yi dönüştürme çabası
Yusuf Özkır
Yapılmak istenen MHP’yi ameliyat etmek ve onu geleneksel kodlarından kopartarak HDP ve CHP ile yan yana gelebilecek şekilde yeniden tasarlamaktır. Bir yönüyle 7 Haziran’dan sonra HDP ve CHP ile yüzde 60’lık blok içinde yer almamasının bedeli ödetiliyor Bahçeli’ye.