3 Kasım ve Cumhuriyet'in ikinci kuruluş momenti
Ercan Demirci/ Tarihçi, Yazar
-
7.11.2025
3 Kasım 2002'yi sadece bir siyasi olay olarak değil, devlet aklının millet iradesiyle yeniden inşasının başlangıç çizgisi olarak görmek gerekir. Çünkü o gün çıkan sonuç, siyasetin mevcut aktörlerini tasfiye ederken onların yerine sadece yeni bir parti değil, büsbütün yeni bir zihniyet biçimi koymuştur. Bu zihinsel sıçrama, Türkiye'nin modernleşme tarihinde ilk kez “devleti koruma” refleksinden “devleti yeniden kurma” bilincine geçişini mümkün kılmıştır.

Nefret söylemi sadece dijital bir sorun değil insani bir kriz
Aslan Değirmenci/ Yazar
-
7.11.2025
Dijital ortamda nefret söyleminin bu kadar hızlı yayılmasının temel nedeni, sosyal medya algoritmalarının duygusal tepkileri tetikleyen içerikleri öne çıkarmasıdır. Öfke, nefret ya da korku uyandıran mesajlar daha fazla paylaşılır, daha çok yorum alır ve daha geniş kitlelere ulaşır. Nefret söylemi, yalnızca dijital bir sorun değil, insani bir krizdir. Ekranların arkasında kaybolan empatiyi yeniden hatırlamak; dijital alanlarda da insan onuruna saygıyı hâkim kılmak, her birimizin görevidir.

Türkiye: Stratejik tehdit mi, yoksa kaçınılmaz gerçek mi?
Faruk Önalan/ Yazar
-
7.11.2025
Türkiye'nin gücü, sadece tanklarda, uçaklarda değil; ruhunda. Filistin davası, 20 yılı aşkın bir bağ: Dini, sembolik, ideolojik. Liel'in dediği gibi, Gazze müdahalesi güç hedeflerinden öte, bir vizyon. Gazze'de veto edilemez arabulucu, Suriye'de derin nüfuz, savunma sanayiinde liderlik... Ankara, Orta Doğu'yu değiştiriyor.

Trump tabanında bölünme: İsrail nereye kadar desteklenecek?
Bekir İlhan / Türkiye Araştırmaları Vakfı
-
6.11.2025
Trump'ın siyaset sahnesine çıkması sonrası yaşanan ve “Cumhuriyetçi Parti İç Savaşı” (GOP Civil War) olarak tabir edilen bölünme bu defa yerini Trump destekçileri arasında yeni bir bölünmeye bırakıyor. Bu anlamda “İsrail'i neden destekliyoruz?” sorusu bu tartışmanın kilit sorusu.

“Bizim askerlerimiz niçin Türk askerleri kadar dayanıklı değil?”
Ercan Şen/Sosyolog-Siyaset Bilimci
-
4.11.2025
Kore Savaşı'ndan sonra bizatihi Amerikan araştırmalarında ortaya çıkan sonuç; Türk askerlerinin düşmanla işbirliği yapmadığı ve hayatını idame ettirme konusunda neredeyse zayiat vermediğidir. Sadece esir düşen iki Türk askerinden biri akli dengesini kaybetmiş diğeri ise meçhul kalmıştır. Esir düşen askerlerle ilgili geniş bir araştırma yürüten ABD Kara Kuvvetlerinin, Amerikan Kongresinin ve bu süreç boyunca konuyla ilgili olan Amerikan medyasının cevabını aradığı soru şu olmuştur: Bizim askerlerimiz niçin Türk askerleri kadar dayanıklı değil?




Afro-Avrasya'da Türkiye'nin vicdanî caydırıcılık gücü










