2025 dünyasının kırılan vicdanı: Alışılmış anomali
Ömer Faruk Alimoğlu / Hukukçu
-
28.11.2025
Toplu bir vicdan felcinin içindeyiz. Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan bir dramı birkaç saniyede tüketip kaydırmak, modern bireyin en yaygın ortak refleksi hâline geldi. Bir hastanenin vurulmasını, bir babanın evladını poşete topladığı görüntüleri, enkaz başında annesine seslenen bir çocuğun feryadını, gündelik bir bildirim notuyla aynı soğukkanlılıkla izliyoruz.
Kıbrıs'ta çözüm arayışları: Tarihî haklar, Doğu Akdeniz jeopolitiği ve Türkiye ile bütünleşme tartışması
Dr. Mustafa Berat Keskin/ Türk Alman Üniversitesi
-
28.11.2025
Kıbrıs, Mavi Vatan doktrini açısından yalnızca deniz yetki alanlarıyla değil, Doğu Akdeniz'de ortaya çıkan enerji koridorları ve yeni ittifak ağlarıyla da belirleyici konumdadır. Bölgedeki doğal gaz rezervleri, adayı küresel enerji jeopolitiğinin odağına yerleştirmiş; bu durum ABD, Fransa, İsrail ve Yunanistan gibi aktörlerin bölgede askerî ve ekonomik varlığını artırmasına yol açmıştır. Böylece Doğu Akdeniz, enerji, deniz hukuku ve askerî ittifakların kesiştiği yeni bir rekabet alanına dönüşmektedir. Bu bağlamda Türkiye–KKTC ilişkisi yalnızca güvenlik değil, deniz yetki anlaşmaları, enerji paylaşımı ve bölgesel diplomasi açısından da stratejik bir ortaklık niteliği taşımaktadır.
Türkiye–Güney Afrika ilişkilerinde yeni dönem: Erdoğan'ın mesajları ve stratejik hamle
Ömer Kılıç/ Yazar
-
28.11.2025
Filistin meselesi, Türkiye ve Güney Afrika arasındaki yakınlaşmayı pekiştiren en güçlü alanlardan biridir.Ortak duruş, iki ülke arasında yalnızca diplomatik bir yakınlaşma değil, ahlaki ve etik bir zemin oluşturmuştur. Erdoğan'ın Güney Afrika ziyareti, Filistin dosyası üzerinden işbirliğinin derinleştirilmesi, bölgesel ve uluslararası platformlarda koordinasyonun artırılması ve iki ülkenin vicdan odaklı diplomasiye örnek teşkil edecek ortak projeler geliştirmesi için önemli bir fırsat sundu.
Terörsüz Türkiye yeni aşamaya geçerken
Dr. Yunus Şahbaz/ Kırıkkale Üniversitesi
-
25.11.2025
Bir yıllık süreçte de her yeni aşamaya geçişte krizler çıkacağı ve sürecin çökeceği beklentisi oluştu. Bu beklentilerin sonuncusu da Komisyon'un Abdullah Öcalan'la görüşmeye gidip gitmemesi tartışmalarıyla zuhur etti. En nihayetinde Komisyon oy çokluğuyla gidilmesi yönünde karar aldı. Biraz sancılı ve spekülatif söylemlere sahne olsa da bu görüşmeden sonra sürecin yeni bir aşamaya geçtiği görülüyor.
Türkiye'nin COP31 ev sahipliği nasıl anlamlar taşıyor?
Dr. Burak Kaplan/ Yazar
-
25.11.2025
Türkiye'nin İklim Kanunu hazırlıkları, küresel bir marka haline gelen Sıfır Atık Hareketi ve 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda attığı adımlar, Ankara'nın iklim diplomasisindeki samimiyetinin en somut göstergeleridir. 2026'daki Türkiye ev sahipliği ise teknik bir organizasyonun çok ötesinde anlamlar taşımaktadır. Bu bağlamda COP31, küresel iklim adaletinin tesisi ve finansman krizlerinin aşılması adına yeni bir uzlaşı zemini vaat etmektedir.
24.11.2025
Yapay zekâ ve küresel siyaset: Yeni soğuk savaş başladı mı?
Dr. Damla Taşkın/ Ankara Bilim Üniversitesi
Türkiye'nin de Baykar ve e-Devlet başarılarıyla gösterdiği bu yönlü kararlılık, yapay zekâyı sadece teknolojik bir yenilik değil, geleceğin stratejik gücü olarak konumlandırmanın ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Çünkü masada oturanlar sadece insanlar değil, artık veriler ve onların algoritmik sesi de var.
21.11.2025
Geri dönen soykırım ruhu: Gazakost
Dr. Murat Karakoyunlu/ Sosyolog-Araştırmacı-Yazar – Doç
Arendt'in “Kötülüğün Sıradanlığı” olarak tabir ettiği şekilde düşünmeme, sorgulamama ve itaat mekanizmalarını zorlayan İsrail, Gazze'deki yıkımı artık bir “olağan güvenlik politikası” ya da “zorunlu askeri tepki” olarak meşrulaştırmaya çalışmıştır. İsrail'in küresel topluma karşı sosyolojik bağlamda sürdürdüğü algı politikaları bir “doxa üretim süreci” olarak nitelendirilebilir. Buna göre İsrail'in asimetrik şiddeti; şiddetin doğal, yıkımın kaçınılmaz, kurbanın suçlu, direnişin ise terör olarak kodlandığı bir bilinçten ileri gelmektedir.
En çokOkunanlar
Okuyucularımız tarafından en çok okunan yazılarımız.
10.11.2025
Zohran Mamdani, Yahudiler ve FETÖ
Ömer Ekrem Keçeci/ Yazar
1.11.2025
Almanya ekonomisinde kırmızı alarm
M. Emin Şimşek / İstanbul Üniversit
4.11.2025
“Bizim askerlerimiz niçin Türk askerleri kadar dayanıklı değil?”
Ercan Şen/Sosyolog-Siyaset Bilimci
15.11.2025
Küresel gücün karanlık ağında Jeffrey Epstein ve elitlerin görünmeyen düzeni
Prof. Dr. Emel Topcu/ Akademisyen,
1.11.2025
Avusturya'da başörtüsü yasağı: Resmî tanımadan İslâmofobik politikalara
Dr. Mustafa Berat Keskin/ Türk Alma
21.11.2025
Filistin ihtilalini alevlendiren Suriyeli alim
Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd/ Akad
6.11.2025
Trump tabanında bölünme: İsrail nereye kadar desteklenecek?
Bekir İlhan / Türkiye Araştırmaları
12.11.2025
Diplomasinin yeni dili ve değişen ittifak dinamikleri
Cihad İslam Yılmaz/ GÜVENSAM Genel Koordinatörü
Trump'ın “Türkiye, NATO için büyük bir değer” ifadesi, yeni algının yansımasıdır. Erdoğan'ın ise “ilişkilerimizi güven ve karşılıklı saygı temelinde yeniden inşa etme iradesi” vurgusu, Türkiye'nin kararlı ama diyaloğa açık diplomasi çizgisini göstermektedir. Bu iki tutumun kesiştiği yer, aslında 21. yüzyılın yeni müttefiklik paradigmasıdır: Baskı yerine iş birliği, yaptırım yerine karşılıklı kazanç.
11.11.2025
Gelecek, gittikçe yaklaşan bir tehdittir
Murat Güzel
Hans Ulrich Gumbrecht, bugün “tarihsel zaman” diye bildiğimiz zaman-mekân kavrayışı içinde yaşamadığımızın göstergesinin en iyi geleceğe karşı tavrımızda gözlenebileceğine kani. Ona göre “Gelecek bizler için artık kendini imkanların açık ufku olarak göstermez, aksine o kendini bütün gelecek tahminlerine gün geçtikçe kapatan bir boyuttur. Daha beteri, gelecek gittikçe yaklaşan bir tehdittir…”
11.11.2025
Almanya'da Stadtbild siyaseti: Kamusal alan, kimlik ve dışlama
Dr. Mustafa Berat Keskin/ Türk Alman Üniversitesi
Friedrich Merz'in “kentsel görünüm”e ilişkin açıklaması, göçmen statüsünde olup çalışmayan ve kurallara uymayan kişilerin şehir yaşamında hâlâ sorun oluşturduğu yönündeki değerlendirmesine dayanıyordu. Bu ifade, kısa sürede kamuoyunda ve siyasal aktörler arasında tartışma yarattı. Kimi çevreler söz konusu çıkışı toplumsal düzeni korumaya yönelik bir uyarı olarak yorumlarken, bazıları ise belirli grupların kamusal alandaki varlığını sorun olarak işaretleyen dışlayıcı bir yaklaşım olarak değerlendirdi.
11.11.2025
Doğayla yeni bir ilişki mümkün mü?
Filiz Zengin/ tv4 Kanal Koordinatörü
Bireyleri, şirketleri, hükümetleri kapsayan bir dönüşüm hayal ediyor Yann Arthus- Bertrand. “Ekolojist olmak, yaşamı en geniş anlamıyla sevmektir” diyor. Bertrand'ın meydan okuması büyük: Egoyu söndürmek, maddi arzuları terk etmek. “Yapmam gerekecek; hepimiz yapacağız” diyor. Doğayla yeni bir ilişki kurmak mümkün mü? O buna inanıyor.
10.11.2025
Zohran Mamdani, Yahudiler ve FETÖ
Ömer Ekrem Keçeci/ Yazar
7.11.2025
3 Kasım ve Cumhuriyet'in ikinci kuruluş momenti
Ercan Demirci/ Tarihçi, Yazar
3 Kasım 2002'yi sadece bir siyasi olay olarak değil, devlet aklının millet iradesiyle yeniden inşasının başlangıç çizgisi olarak görmek gerekir. Çünkü o gün çıkan sonuç, siyasetin mevcut aktörlerini tasfiye ederken onların yerine sadece yeni bir parti değil, büsbütün yeni bir zihniyet biçimi koymuştur. Bu zihinsel sıçrama, Türkiye'nin modernleşme tarihinde ilk kez “devleti koruma” refleksinden “devleti yeniden kurma” bilincine geçişini mümkün kılmıştır.
Nefret söylemi sadece dijital bir sorun değil insani bir kriz
Aslan Değirmenci/ Yazar
Türkiye: Stratejik tehdit mi, yoksa kaçınılmaz gerçek mi?
Faruk Önalan/ Yazar
Trump tabanında bölünme: İsrail nereye kadar desteklenecek?
Bekir İlhan / Türkiye Araştırmaları Vakfı
“Bizim askerlerimiz niçin Türk askerleri kadar dayanıklı değil?”
Ercan Şen/Sosyolog-Siyaset Bilimci