Tüm Yazarlar
Halime Kökçe Yazıları
Doğu Akdeniz’de Türkiyesiz denklem kurulamaz
Halime Kökçe
Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler: “Bundan sonra Türkiye ve Libya’nın onayı olmadan Doğu Akdeniz’de bir enerji transferi mümkün olmayacak, isteyen istediği bölgeyi parselleyemeyecek. Sözde parsel haritalarıyla Akdeniz’in enerji kaynaklarını Türkiye ve Libya aleyhine ele geçirmek isteyenler bu anlaşmadan en çok rahatsız olanlardır.”
Batı’nın zehirlediği elitlerden değilseniz ABD’nin yaptıklarına şaşırmazsınız
Halime Kökçe
Salman Sayyid: “Bugün Müslümanların daha iyi bir dünya için isteklerini yönlendirebilecek bir Müslüman jeopolitik aktör bulunmuyor. Mevcut durumu avantaja çevirmek, Müslümanların mezhepsel veya milliyetçi düşüncelerle değil de ümmet bilinciyle bir ortak ses oluşturmasından geçiyor. Oyların, üyelerinin nüfusu ile orantılı olduğu bir ümmet meclisi, çoğu durumda pek çok hükümetten daha ileri düzeyde olan Müslüman kamuoyunun taleplerini şekillendiren bir temsilci kurum işlevi görebilir.”
15 Temmuz Türkiye’nin özneleşme anıdır
Halime Kökçe
Tayyip Erdoğan, Filistin’den “Dünya 5’ten büyüktür”e, BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesinden Suriye’deki mülteci krizine kadar bütün konularda uluslararası sistemin kusurlarını, günahlarını yüzüne vuruyor. Onlara ayna tutuyor. Aynada gördükleri şeyden rahatsızlar. Cumhurbaşkanına bu kadar yüklenmelerinin, “otoriter, diktatör” demelerinin arkasında bu yatıyor.
Başbakan’dan gayrısıyla başedilebilir!
Halime Kökçe
Mayıs sonundan bu yana yaşananlar en çok da bu soruyla ilgili: Türkiye bundan sonra nasıl yönetilecek?
Demokrasimiz bol olsun!
Halime Kökçe
Gezi Parkı’nda kentsel bir duyarlıkla başlayan eylemin bugün aldığı biçim hem eylemin yaygınlık kazanmasına imkan verdi hem de bunların derdi ağaç değil eleştirisini doğrular bir mahiyet ortaya koydu.
Esad rejimi ve mezhep kaldıracı
Halime Kökçe
Esad rejimine karşı başlayan isyanın Tunus, Mısır, Libya ve kısmen Yemen’deki gibi görece kısa sürede sonuç vereceğinin tahmin edildiği, hesapların buna göre yapıldığı ama sonucun tam tersi olduğu artık Türkiye’de yetkili merciler tarafından da dile getiriliyor.
İslamcılık şemsiyesi
Halime Kökçe
Suriye krizinden Esad’sız çıkış
Halime Kökçe
Reyhanlı’daki çifte saldırı Suriye’deki krizin bize bulaştırılma niyetini bir kez daha gösterdi. 51 insanın ölümünün yarattığı travmanın sosyolojik ve psikolojik bir yaraya dönüşmesinin önüne geçmek için yapılması gerekenler çok önemli. Ama bundan evvel Suriyeli mültecilerin yerleştirildiği sınır illerindeki sosyolojiyi iyi anlamak gerek; en azından oradaki vatandaşları “Suriyelileri istemiyorlar” diye toptancı bir yaklaşımla mahkum etmeden önce.
Politik mekan olarak şehir
Halime Kökçe
Şehirle ilgili tasavvurumuz şehrin bir ekonomik merkez olduğuyla sınırlı. Şehir deyince mimari bile gelmiyor aklımıza. Oysa mimari ile yaşam biçimi arasında birbirini belirleyen bir ilişki var. Yaşamın merkezine neyi koyuyorsanız yaşadığınız mekanın merkezine de onu koyarsınız. Tercihinizi kültürden yana mı ekonomiden yana mı yaptığınız aşikar olur böylece.
Ermeni kimliği ve 1915
Halime Kökçe
18 Şubat’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini izlemek için gittiğimiz Ermenistan’da Taşnak Partisi yetkililerinden Dışişleri Bakanı Nalbantyan’a, seçimden çok güçlü çıkan muhalefet lideri Hovanisyan’dan diasporanın etkili olduğu STK’lara pek çok kişi ve kurumla görüştük.
Neden hepimiz Fazıl Say değiliz!
Halime Kökçe
Yeni anayasa için ihtimal hesapları...
Halime Kökçe
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun uzatmaları da tükenmek üzere... Anayasa yapım sürecinde sona yaklaştıkça hem beklenti katsayısı artıyor, hem de “acaba... mı” soruları zihne hücum ediyor. Acaba yeni anayasa yapılamayacak mı, diye endişeli sorular sormaya başladık. Zira mevcut işleyiş, çok da ümitvar bir tablo koymuyor ortaya. Her parti kendi kırmızı çizgisinin üzerine yatmış durumda, “ölürüm de geçirtmem” diyor.
‘Mutlu son’un mutsuzları!
Halime Kökçe
PKK’yı ülke dışına çıkaracak ve silahsızlandıracak çözüm iradesi Nevruz günü bizzat örgütün lideri tarafından tüm Türkiye’nin huzurunda ilan edilince bu sorun uğruna bedel ödeyenler sevindi. Baharın ve barışın miladı olarak karşıladı bu yılki Nevruz’u. Endişeli sol-liberal bir kesim, filmin sonunu beğenmedi ve “bunun için mi PKK dağa çıkmıştı” diye mızmızlanmaya başladı. Öldürmenin sıradanlaştığı, kanın bulaşık süngeriyle temizlenmeye çalışıldığı bir Tarantino performansı izlemek istiyorlardı anlaşılan. Mutlu son mutsuz etti onları.
Asıl şimdi ‘yeni Türkiye’
Halime Kökçe
Nevruzu unutmayacağımız tarihlerden biri olarak kayda geçti. 21 Mart’ta Diyarbakır’da Türkiye bir eşiği aştı. Uzun zamandır yöntemini arıyordu, bir taraftan terörle mücadele ederken müzakere de yürütüyordu. MİT-Öcalan görüşmelerinin olgunlaştığı bir evrede bizzat Başbakan süreci kamuoyuyla paylaştı ve o günden bugüne BDP’nin de etkin rol aldığı ve hızlı yol alan bir çözüm sürecine girildi. 21 Mart’ta Diyarbakır’da okunan mektup Diyarbakır sokaklarında “şükür Allah’a” denilerek karşılandı. BDP’li siyasetçiler “Bir daha mahcup olmayız inşallah” sözleriyle ifade ettiler hislerini.
Makul çözümde buluşabilmek
Halime Kökçe
Açık Görüş Türkiye’nin değişim sancılarının tanığı oldu. Elinden geldiğince de değişime omuz vermeye, bardağı dolu tarafından görmeye, analizlerin rasyonel soğukluğuna “güzel bakalım güzel olsun” sıcaklığı katmaya çalıştı. “Güzel şeyler olacak” sözüne inancını hiç kaybetmedi. Bir taraf tuttuysa işte bunun tarafını tuttu; iyimserliğin! Türkiye adına mutlu bir gelecek duasına amin diyen taraf oldu. Sanki bütün bu iyi temennilerin ve ‘hayır siyasetlerin’ hasadının arifesindeyiz. Bu yüzden de içinden geçtiğimiz bu iğne deliği darlığındaki süreç sadece siyasetin toplumsal psikolojiyi de iyi yönetmesini zorunlu kılıyor. Zira barış sürecini hedef alan her eylem evvela toplumsal psikoloji üzerinde bir operasyona soyunuyor. İyi haber kokusu alan bir gazetecinin mahareti miydi yoksa bir sızdırmamıydı diye tartışıladursun ve aslında hangisi olursa olsun sonuçta İmralı görüşme notlarının basına yansıması toplumsal psikoloji üzerindeki ciddi etki edebilecek bir olaydı. Sehven ya da kasten; olan oldu. Sürecin selameti için yapılması gereken tez elden bu hadiseyi dolaşımdan kaldırmak ve yola devam etmektir.
Sürecin kazananı kaybedeni!
Halime Kökçe
Provakasyonların sosyolojisi
Halime Kökçe
Anayasanın kimliği
Halime Kökçe
Değişim evreleri sancılı olur. Eski, yerleşik anlam dünyalarının konforunu terk etmek güç gelir çoğu zaman. Oysa değişimi tetikleyen şey ekseriyetle olumsuz bir halden olumlu bir hale kavuşma arzusudur. Değişim bazen de parçalarına ayırır bir bütünü, toparlamak zor olur artık. Bu yüzdendir ki sağduyu, basiret, feraset en çok değişimin debisinin arttığı dönemlerde gerekir.
Kompleksiz siyaset
Halime Kökçe
HP’nin kendini yenileme performansı istenmeyen sonuçlar veriyor. CHP İzmir Milletvekili Birgül Güler Ayman’ın Kürtçe savunma hakkının Meclis’ten geçtiği Genel Kurul’da sarfettiği sözler ve bu sözlerin yankısı hem Türkiye’nin değişim süreciyle hem de CHP’nin bu sürece ayak uydurmaya çalışırken gösterdiği performansla yakından ilgili.
Hiç ölmeye değer mi!
Halime Kökçe
Sırat köprüsünden barış kıyısına...
Halime Kökçe
Kürt sorununu terörden kurtarmak
Halime Kökçe
Başbakan’ın konuşma hakkı!
Halime Kökçe
İslamcılar demokrasiyle ne mi yapacak?
Halime Kökçe
Mısır Türkiye olur mu?
Halime Kökçe
1928 yılında Müslüman Kardeşler Hareketi’ni kuran Hasan El Benna, İhvan’a hitaben, “Kardeşlerim! Siz ne bir hayır kurumu, ne bir siyasi parti ne de sınırlı amaçları bulunan yerel bir teşkilatsınız.
Meclis’e Ecevit darbesi!
Halime Kökçe
Açık Görüş’ün değişmeyen konu başlıklarından biri darbeler tarihimiz.
Zor zamanda yan çizmek!
Halime Kökçe
Türkiye en uzun yıllarından birini yaşıyor.
Açık Görüş 5 yaşında
Halime Kökçe