Tüm Yazarlar
Asım Öz Yazıları
Abdülkadir es-Sufi'nin islamcı ufku
Asım Öz
Toplumsal yaşamın İslamileştirilmesini ancak sufilerin gerçekleştirebileceğini vurgulayan Abdülkadir es-Sufi, yeni dünya düzeni karşısında yapılması gerekenin Kur'an'a dönmek olduğunu belirtir. Ona göre İslam yeniden tanımlanamaz, İbn Kesir, Kurtubi gibi tefsirlerin Tevbe Suresi bölümünün okunmasının nelerin yanlış gittiğini anlamayı mümkün kılacağını savunur. Müslümanların şeriat ve tarikat arasında ayrım yapmalarının yanlışlığını belirten Abdülkadir es- Sufi, zahir ve batını birleştirmekten söz eder. İslam'ın dinamiğinin Müslümanların davranışları olduğunu hatırlatan es-Sufi, İslam'ı canlandırıp yenilemek için işe insanların eylemlerinden başlanması gerektiği kanaatindedir.
Merzûkî ve Gannuşi ile birlikte Tunus tecrübesini anlamak
Asım Öz
Tunus tecrübesini anlamak için yapılacak geniş kapsamlı araştırmalar bir zamanlar yolları kesişip ayrışan Merzûkî ve Gannuşi'nin kayda değer açılardan etkili ve güncel düşüncelerini hem tanımayı sağlayacak hem de zayıf ve birbiri ile çatışan, çelişen yönlerini daha iyi kavramayı mümkün kılacaktır. Tunus'un demokratik yolla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Münsif Merzûkî ve Nahda hareketinin kurucusu Raşid Gannuşi, eski rejimle kıyaslanamayacak ölçüde çok daha adil ve yepyeni bir Tunus'un mümkün olduğu varsayımıyla hareket ettiler. İslam'ı kendisine fikrî referans kabul eden ve kurumsal seferberliğinin sancağı kılan Gannuşi ile İslamcı dalganın teorik ve pratik sorunlarına işaret eden Merzûkî arasındaki eleştirel diyaloğun ilerletilmesi gerekir. Gannuşi: "2011, Arap Baharı devrimleri fırtınasının koptuğu yıldı. 2013 ise Mısır'ı vuran fırtınadan (askerî darbe) hareketle karşı devrim dalgaları için büyük bir zafer yılıydı. Eğer Nahda Partisi, iktidardan çekilmeyi kabul etmesinin yanı sıra başka acı ödünler vermeye de yanaşmasaydı, bu karşı dalgalar neredeyse Tunus Devrimi'ni düşürecekti."
Salih Diriklik'in Türk sinemasını düşünme serüveni
Asım Öz
Salih Diriklik toplumumuzda yaygın bir şekilde film izlenmesinin sebebini geleneksel Karagöz oyununu seyretme alışkanlığı ile ilişkilendirir. Sağlam bir sinema atmosferinin ise ancak Türk aydınının ve sinemacısının halkın özelliklerini, sinemaya bakış açısını kavramasıyla mümkün olabileceğini ileri sürer.
Çocuk kültüründen habersizlik üzerine
Asım Öz
Son yıllarda hem “pencere” hem de “ayna” rolündeki çocuklar için edebiyat üzerine dosya hazırlayan tüm dergilerde didaktik yönü ağır basan, yetişkin bakışıyla iletilerini altı çizili ve tek doğru şeklinde veren, eleştirel düşünmeye kapı açmayan kitapların çocuğun kişisel gelişimini sekteye uğratacağı belirtilmektedir.
Zülfü Livaneli yeni CHP'ye kapalı
Asım Öz
Fuat Sezgin'in takdim ve önsözleri
Asım Öz
Bilim tarihçiliğinde öncülük görevini üstlenen isimlerden Fuat Sezgin'e, bakış açısına ve olağanüstü gayretine gösterilen saygının devam etmesi büyük bir şanstır. Ne var ki artık onu sevenlerin işi eskisine kıyasla epeyce çoktur. Kendisi hakkında farkındalık oluştuktan sonraki ilginin ve anma programlarının sonuçsuz kalmaması için Sezgin'in yıllara yayılan külliyatının yanı sıra takdim/önsöz yazdığı eserlerin de Türkçeye çevrilmesi ve "Fuat Sezgin Klasikleri" adı altında yayımlanması gerekir.
Mahmut Ali Meriç'in atıflar ağı kurma çabası
Asım Öz
Hayatı hakkında kardeşi Ümit Meriç'in Babam Cemil Meriç kitabına yansıyan birkaç anekdot dışında pek malumat bulunmayan Mahmut Ali Meriç, kendisini Cemil Meriç'in "entelektüel varisi" gördüğünü saklamazdı. Bunun Cemil Meriç'in eserleri üzerine kendine has yöntemlerle, sabırla, inatla ve titizce eğilmesi çerçevesinde sarf edilmiş bir görüş olduğu söylenmeli. Mahmut Ali Meriç, bir orkestra şefi gibi yazıların uyumunu sağlamak için Cemil Meriç'in bütün eserlerini yorumları ve dipnotlarıyla zenginleştirdi. Külliyatın neredeyse tümünün girişinde yer alan metinlerde, hem kitaplardaki bölümlerin bazı kısımlarını okuyucusuna özetler hem de kendi değerlendirmelerinden kesitler sunardı.
Güncel siyasi kültürde köy enstitülü yazarlar
Asım Öz
Tipik olsun olmasın köy enstitülü yazarların "kültür savaşçıları" figürü kimliğiyle ortaya koydukları anlayışın ve bu doğrultudaki ödüllerin siyasi/kültürel boyutlarıyla ve günümüzdeki yeni kavranma biçimleriyle daha derinlikli bir şekilde tartışılması gerekmektedir.
Hep niye baştan başlanır?
Asım Öz
1. İslâm ve Sol Çalıştayı’nda, İslam ve sol ilişkisinin Türkiye’deki seyrine dair bütünlüklü, belli ölçüde orijinalitesi olan bir yaklaşıma rastlamak imkânsız. Herhâlde bunun temelinde tecrübe yokluğu var. Bireysel, dayanıksız, uçucu ve geçici diye nitelenen yaşanmış deneyime yaslanıldığı için ne on yıl önceki “Sol İlahiyat” ne de 1960’lardaki “İslâmiyet ve Sosyalizm” tartışmaları hiçbir şekilde hatırlanmıyor.
Post-popülist uğrağa daha var!
Asım Öz
Yenilgiler tarihinden dersler çıkaran CHP, 2019 yerel seçimlerinde tartışmasız bir şekilde “taklit ederek yok etme” stratejisini benimsedi. Seçimlerin ardından hareketlenen sol popülizm tartışmasının odağında, iktisat (ekmek) kültür (din) ikilisinin nasıl işlev gördüğü ve liberal demokratik mutabakat rejiminin belli unsurlarının öne çıkarılarak nasıl yeniden telaffuz edildiği bulunuyor.
Nedvi'nin Mevdudi eleştirisi üzerine
Asım Öz
Okurlarını Mevdudi’nin yorumlarına karşı sürekli uyaran Nedvi’nin eleştirilerinin epey sert olduğu düşünebilir ki, kendisi de bunun farkındadır. Tüm bunlar bir yana ihtilafla husumet farkının bir daha gözden geçirilmesi sürecinin mühim bir parçası olabilir onun yazdıkları.
Wallerstein gözüyle kültür meselesi
Asım Öz
Gerçekliğin eleştirel analizini entelektüel görev addeden Immanuel Wallerstein, dünyadaki değişimlerin ayrıntılı bir manzarasını çizerken kültürün öneminin farkında olmuş fakat kendi deyimiyle “paçasını kültürel tuzağa kaptırmamaya” özen göstermiştir.
Heretik zamanlarda cahiliye kavramı  
Asım Öz
Fanatizmi yanlış dinarlığın bir göstergesi olarak kabul eden Muhammed Kutub, kitabı boyunca ve ilgili metinlerinde şu hususun altını sıklıkla çizer: Cahiliye kültürlerin rafine miraslar bırakmadıkları ve medeniyete katkıda bulunmadıkları yahut Yunan’dan başlayıp Roma İmparatorluğu’na kültürlerin erdemli ve olumlu yönleri olmadığı doğru değildir.
Bir kitabın getirdiği 'yeni' bakışlar
Asım Öz
Emin Işık’ın Nurettin Topçu’ya yönelik muhabbeti tarif edilemeyecek denli büyüktür. Belki bu yüzden kitabın ilk kısımları hatırat ve intibaların ötesine geçer; bir biyografi yazarının keşiflerini sunarak yoluna devam eder. Dolayısıyla Işık’ın eserinde hatıraların beklendiği kadar geniş yer tutmamasına şaşırmamak gerekiyor.
Tuhaf zamanlarda tuhaf bir dergi
Asım Öz
Uzun süredir hayal kırıklığı içindeki Zülfü Livaneli’nin “postmodern yeni prens” Ekrem İmamoğlu’na olan inancı kuvvetlidir. Özdeşim kurulabilecek bir figür hâline gelmiştir İmamoğlu. Açıkça ifade etmek gerekirse, seküler çevrelerin yağmurlu kapalı havayı andıran zihin dünyasından çıkışın sembolü gibi kodlanır yeni durum.
'Post-post Kemalizm' yeni bir paradigma mı?
Asım Öz
Batının/Batıcılığın merkeziliğinden beslenen İslâmcılık korkusu ve yergisi üzerinden kotarılan onca akademik ve popüler çalışma Kemalizm fikrini devam ettirmektedir. Maalesef,  2013 sonrasında giderek güçlenen literatür bir bakıma içinde bulunduğumuz süreci “bir büyük günah dönemi” şeklinde ele alarak yakın (ve uzak) tarihin diğer dönemlerini aklıyor, diğer aktörleri pirüpak kılıyor.
Okul tasarımı nasıl konuşulmalı?
Asım Öz
Öğrenme ortamlarının tasarımı nasıl ele alınmalı? Bu konuda dağarcığımızda, tarihsel tecrübemizde ve yakın çevremizde ne tür örnekler bulunur? Mimari tasarımın sosyo-mekânsal boyutları ile eğitim süreçleri arasındaki ilişkiyi tarihsel açıdan ele almaya çalıştığımızda karşımıza hangi söylemler çıkar? Eğitim ortamlarına dair bu sorulara “özlü” cevaplar bulmamız gerekiyor.
Yeniden dirilişin amentüsü
Asım Öz
Diriliş Neslinin Amentüsü kitabı bir bakıma çağdaş İslâm düşüncesinin geçmişi görüp puslarından kurtarışını andıran bir yaklaşıma sahiptir. Ne var ki, kitabın İstanbul ve Kocaeli’nde öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla okutulması sürecinde BirGün ve Cumhuriyet gazetelerinin meseleyi ele alma biçimleri bunun tam aksi istikamettedir.
Yerlilik gelgitleri
Asım Öz
Yerliliğin mevcut hâliyle sahiplenilmesini zorlaştıran iyi niyetli gevezeliklerle dolu göstergeler bir tarafa bırakıldığında, yerliliği İslâm’la birlikte düşünmeyi gündeme alan bir bakış açısı gerçeğin görülmesine katkı sunacaktır.
Aliya'ya kaçış
Asım Öz
Emre, İzzetbegoviç ve arkadaşlarıyla söyleşiler yaptı, böylece hem entelektüel birikimini hem de diğer yönlerini daha yakından tanıdı. Onun insan ve düşünür olarak kişiliğini ve farklılığını anlamamıza katkı sundu. Ölüm yıldönümlerindeki anmaların rutinleşmesiyle bağlantılı olan twitçi eğilime pirim vermek yerine Akif Emre’nin Aliya İzzetbegoviç üzerine yazdıklarını kritik etmek düşünce mirasımız açısından daha yararlı olacaktır.
Hayat tarzı tartışması ve eski konumların tahkimi
Asım Öz
Taner Timur, İdris Küçükömer ve Şerif Mardin’in yaklaşımlarını esas alan toplumsal değişmeye dönük incelemelerin giderek İhvancılaşan bir dünya görüşünün araçlarına dönüştüğünü vurgular. Aslında böylelikle 1980’lerde İslâmcılarla rasyonel argümanlar bağlamında buluşup tartışma arzusunu da terk ettiğini gösterir.
Arap dünyasının krizleri ve İslamcılık
Asım Öz
Arap devrimlerini başlatanların İslâmcı ya da solcu şeklinde sınıflandırılmasını doğru bulmadığını söyleyen Merzûkî, devrimlerin İslamcılar ya da solcular tarafından değil hiçbir şeyi olmayan sıradan insanlarca başlatıldığını vurgular. Uluslararası gelişmelerin belirleyiciliğinin ötesinde Arap uyanışına olan sadakatini ifade ederek devrimlerin başarısız olduğunu, akamete uğratıldığını ancak karşı devrimlerin de başarısızlıkla sonuçlandığını dile getirerek mevcut durumu analiz eder.
Yönetmenin düşünceye ve hayata açılan penceresi
Asım Öz
Sinema serüveni “Rusya’nın gerçeğini hatırlatmak” şeklinde özetlenebilecek olan Nikita Mikhalkov, felsefi ilgileriyle de ülkesinin karakteri, tarihi gelenek ve görenekleri, manevi özü ve kaderiyle farklı bir ülke olduğunu belirgin kılmıştır. 
Sosyalist solun yerel seçim gündemi
Asım Öz
Genelde “radikal bir mücadele biçimi olarak” boykot ve ilgisizlik arasında bir duygusal gelgit gözlense de sol yayınlarda 31 Mart yerel seçimleri ‘tekrarın tekrarı’ şeklinde değerlendiriliyor. Ayrıntı Dergi, Yol, Birikim sayfalarına bakılırsa kısa vadede büyük bir dönüşüm imkânsız. 
Bir imkân olarak geçmiş manzaraları
Asım Öz
“Geçen günle işimiz yok” demeyen Uğur Kökden’in olağanüstü olaylar içeren “zaman tanıklığı”  Unutmayı Bir Öğrenebilsem kitabıyla sınırlı değil. Tedirgin zamanlardan darbeler çağına, cezaevleri döneminden dünya gerçeklerini ölçüp tartan diğer kitaplarına uzanır onun geçmişe açılan kapısı.
‘Radikal sevgi’ CHP’yi dönüştürebilecek mi?
Asım Öz
Sol popülizmin sosyal güvenlik, daha iyi sağlık hizmetleri, daha düşük vergiler gibi talepleriyle ‘halkını’ üretemeyen dolayısıyla ayrıcalıklı bir siyasal faili bulunmayan CHP, ‘radikal sevgi’ üzerinden yol almayı deniyor. Siyasal iktisat başta olmak üzere siyasetin söz alması gereken konuları yüksek siyasetin sahasına bırakmak, sevginin evrenselliğinden medet ummak aynı zamanda biz ve onlar arasındaki antagonistik mücadelenin terkedilmeye çalışıldığını gösterir, en azından seçmen karşısında.
‘Hidayet romanları’ ve bazı değerlendirmeler
Asım Öz
Günümüzde çoğu akademisyen ve eleştirmenin gözü nedense hep bireycilikte, liberalizmde ve bedende olduğu için romanların diğer yönleri pek dikkate alınmıyor. Oysa bugün yeni bir hissetme ve düşünme şekli için parçalanması gereken söylem bu üçlünün bizzat kendisi olmalıdır.
Tarihselciliğin Türkiye Serencamı
Asım Öz
Son dönemlerde Fazlur Rahman çizgisindeki tarihselciliği aşan daha “pozitivist” ve soyut “evrenselci” yaklaşımların belirginleşmeye başladığı görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda 1990’lara kıyasla tarihselci bakışın handikaplarının ortaya çıkarılması için polemiği aşan ama liberal “diyalojik” anlayışa teslim olmayan çok daha incelikli çalışmalar yapılmalı.
Erik Jan Zürcher hüsranı
Asım Öz
Erik Jan Zürcher’in esas gerçekliği ile yani Türkiye’deki gelişmeleri kavrama sürecinde ortaya koyduklarını sadece erken Cumhuriyet devri ile sınırlamayıp bugünü de içine alacak bir şekilde görmek, tarihçinin tutumundaki değişimleri anlama sürecine katkı sunacaktır.
Mesele eleştiriyi değiştirmektir
Asım Öz
Rita Felski, kendini savaşçı gibi gören hınçla yüklü eleştirinin egemenliğini ilan ettiğini bundan dolayı da muhalif değil, zorunlu ve baskıcı bir paradigma hâline geldiğini hatırlatıyor. Soru ve sorgulamalarıyla eleştirinin kıdemli ve genç mensuplarının yeni metotlarla ne gibi alternatifler tahayyül edebileceklerine odaklanıyor.
İslâmcı neşriyat ve eski açmazlar
Asım Öz
Sosyalist çevrelerde Türkiye’de hemen her zaman siyasi ve sosyal hayatın kriminalize edilmesinde başat rol oynayan irtica kavramının sahiplenilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir ‘ricat’. Eleştirel sol çevrelerin son dönemdeki analizlerine bazı açılardan taban tabana zıt konumda bulundukları sol-Kemalist mirasın motiflerinin dâhil edildiğini ya da en azından onlara da göz kırpılabildiğini tespit edebiliriz.
Türk eğitim tarihi üzerine yeni düşünme yolları
Asım Öz
Arşivlerin içerdiği belgelerin Türk eğitim tarihi açısından ne kadar önemli bir yeri olduğunu gösteren Maariften Millî Eğitime İstanbul Sicilleri, İstanbul’daki öğretmenlerin tümünü içermemesi sebebiyle öğretmenlere ve eğitime dair konularda kati hükümler vermeye imkân tanımasa da modernleşme devrinde yaşananları genel hatlarıyla aksettiriyor.
Bir kelime bazen hayat değiştirebilir
Asım Öz
Millî Eğitim Bakanlığının ilgili hizmet içi eğitim modüllerine okul dergileriyle ilgili bir alanın eklenmesi önemli bir adım olacaktır. Amaç eğitimcilerin “aynının sonsuz tekerrürü” niteliğindeki okul yayınlarını bülten havasından çıkarıp gerçek dergi haline getirmelerini sağlamak olmalı. Unutmayalım ki okul dergileri önemlidir; zira bir film, bir kitap, bir dergi, bir kelime bazen hayatı değiştirebilir.
Eğitimde gerekli başlangıçlar
Asım Öz
Eserlerden ziyade edebiyat tarihi öğretimine dönüşen Türk Dili ve Edebiyatı derslerini aşacak şekilde tüm branşları kapsayan bir okuma perspektifi için metin çözümlemesine dayalı eleştiri dersi şekillendirilmeli. Ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştiren bölümlerde ise Gençlik Edebiyatı ve Dünya Edebiyatı derslerini içeren bir programın çerçevesi belirlenmelidir.
Sinemayı dinamik bir oluşum içinde görmek
Asım Öz
Sinemanın özü ve biçimiyle gittikçe karmaşıklaştığı böylesi bir dönemde Gevgilli’nin Çağını Sorgulayan Sinema kitabının dışında kalan sinema yazıları mutlaka kitaplaştırılmalıdır. Çünkü onun Türk sineması üstüne açılan yoğun tartışmaların dışında kalmayan yazıları halen önemini korumaktadır.
Türkiye’de eğitim düşüncesinin sönüklüğü
Asım Öz
Günümüzde eğitim tartışmalarının güzergâhındaki değişimi anlamak için, eğitimin çeşitli boyutlarına dair sistemsel bir düşüncenin var olup olmadığına bakmak gerekir. Türkiye’de eğitimle dahası okulla ilgili çelişkili ve karman çorman sözlere çokça şahit olunduğu dikkate alınırsa sistemli bir düşünceden söz edilemeyeceği kendiliğinden anlaşılır.
Doğumunun 100. yılında Tarık Buğra'yı hatırlamak
Asım Öz
Tarık Buğra adının unutulmaması, hâlâ çok canlı olması yazarlığından, romancılığından en önemlisi de Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken ve Cumhuriyet Türkiye’si doğarken beliren toplumsal yapıyı, insan gerçekliğini, yeni insan ve devletin şekillendirdiği siyasi hayatı kritik bir yaklaşımla ele almasından kaynaklanır. Toplumdaki çatışmaları, zıtlıkları haksızlıkları psikolojik boyutunu önceleyerek ele almış olması onu çoğu romancıdan ayıran temel özelliktir.
Sir Vidiadhar Surajprasad Naipaul göstergesi
Asım Öz
Naipaul göstergesinin birkaç kez oluştuğunu ve hâlâ farklı durumlara göre tekrar tekrar oluşabileceğini öne sürebiliriz. Şayet Naipaul’un mirasından söz edilebilirse, öncelikle bunun rol aldığı tarihi olaylarla doğrudan şekillendiği belirtilmeli. Batı-merkezci önyargılarını onaylamak için çıktığı gezilerin ardından kaleme aldığı metinlerinden itibaren Müslümanlara dönük negatif bakışları harlayan cüretkâr bir yazar rolünü üstlendi.
Mahmud Derviş ile yârenliği kestik mi
Asım Öz
Hafızayı ve ümidi canlı tutan Mahmud Derviş’in seküler çevrelerin dayanışma ruhuna rağmen, edebiyat kanonuna dâhil olamaması kanon oluşturma ve sürdürmenin ideolojik boyutu yanında aşılması güç birtakım zorlukların tespit edilmesine imkân tanır. Kitaplar ne kadar güzel, bunlar nitelikli şekilde çevriliyor olsa da yaygınlaşma veya okuma kültürünün ayrılmaz parçasını oluşturma anlamında kalıcılık sağlanamıyor.
Nurettin Topçu'yu yeniden kurmak
Asım Öz
İsmail Kara’nın önemli entelektüel tartışmaları içeren tüm kitaplarında şu ya da bu ölçüde Topçu’ya ilişkin notların ve işaretlerin hayli yekûn tuttuğu bir gerçek. Eğer yakın veya uzak gelecekte çeşitli Topçu monografileri kaleme alınacaksa bunlar önemli ölçüde Kara’nın kitapları ve metinleriyle haşır neşir olacaktır.
Alman ekstazından entegrasyon yorgunluğuna
Asım Öz
Mesut Özil’in siyasi olmama adına uzun zaman kamuoyuna yansıtmadığı hissiyatı geçen hafta aşikâr oldu. Başka bir ifadeyle, maruz kalınan durumu kulağa hoş gelen basmakalıp “entegrasyon iyi, entegrasyon önemli” sözleriyle yatıştırmak mümkün değil. Bu yüzden tehlikeli bir krizin eşiğinde Avrupa’daki göçmen nefretiyle İslâm karşıtlığı arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmek gerekiyor.
Göçmen nefreti ve CHP
Asım Öz
Uzun süredir kabul edilmesi gereken apaçık bir durum var ortada: Batı artık tümele/temele yaslanan bir siyasi söylem üretemiyor adeta sıfırı tüketmiş halde. Halklarına nihilist düşmanlıklar dışında yeni vaatlerde bulunamıyor, devletler ise küresel şirketler karşısında aciz kalıyor, demokrasi, insan hakları gibi kavramlar göçmenleri bir nebze de olsa haklı kıldığından Batı’nın ‘uygarlaştırıcı’ konumunu sorgulamaya zemin hazırlıyor.
Mirası özgüven vasiyeti sabır
Asım Öz
İslâm bilim tarihiyle tutkulu bir ilişkisi olan Fuat Sezgin, çalışmalarını sürdürürken İslâm âlemindeki okullarda İslâm bilim tarihi hakkındaki olumsuz ve önyargılı bilgilerin kaldırılmasının ve yerine doğru bilgilerin konulmasının gerekli olduğunu hararetle savundu. Böylelikle dünyaya bakış açımızın değişeceğini vurgulamaya çalıştı.
Semavi Eyice ve Türkiye’de sanat tarihinin meseleleri
Asım Öz
Semavi Eyice, bir asra yaklaşan ömründe, İstanbul’daki tarihi mirasın çeşitli veçhelerinin hafızasını oluşturdu, sanat tarihi alanındaki tartışmaların içinde bulundu. Ayrıca Bizans ve Osmanlı eserlerinin çok özel örneklerini içeren İstanbul’un tarihi yapıları hakkında pek çok yazı kaleme aldı. Şüphesiz Eyice’nin metinleri yalnızca sanat tarihinin, kültürel tartışmaların değişen etkisini değil aynı zamanda siyasi hayattaki somut müdahalelerin sonuçlarını da yansıtır.
Siyasî nostalji kültürel araçsallık
Asım Öz
Erbakan Ödüllerine duyulan ilgi geçen sene yok denecek kadar az olmasına karşın, bu yılkine ilgi bir başkaydı. Bu vesileyle acı biçimde farkına vardığımız hakikat; ödüllerin referans olduğu “meşru zevk” telakkisinin ödülün banisi konumundakilerin vurgusunun aksine “halkın zevki” olmaktan uzaklığıdır.
Müslüman kalarak modernleşmek mümkün mü?
Asım Öz
İsmail Kara: “Çağdaş İslâm ve Türk düşüncesinin büyük iddialarından biri modernleşmeyi ve dindarlaşmayı, hatta daha fazla İslamlaşmayı birlikte götürme noktasında yoğunlaşıyor. Felsefi zıtlıkları ve problemleri büyük ölçüde atlayarak tabii. Bu aynı zamanda İslâm’ın ve Müslümanlığın modern dünyanın içinde, karşısında veya paralelinde var olacağı inancı ve iddiası manasına da geliyor.”
Hüsamettin Arslan için eksik bir Fatiha
Asım Öz
Hüsamettin Arslan 1987’de Kitap Dergisi’nde yayımlanan bir yazısında “Ebediyete intikal eden düşünür için okunacak Fatiha” der ve şöyle devam eder “Onun düşünceleri üzerine yazılmış aklı başında bir eleştiridir.” Farkındayım, bu metin onun kastettiği manada dört başı mamur bir Fatiha olmadı. O, yıllarca üzerinde çalıştığı iktidar ve bilgi kavramlarını bizatihi hayatında yaşamıştı, kimseye dayanmadan, hiçbir erk ve yapının payandası olmadan, yerleşik entelektüel tekellerin ezberlerini bozmayı başardı.